Hayatını kaybedenlerin sayılarının hızla arttığı dönemin yeniden kaygıları yükselttiğine işaret eden Prof. Dr. Dilbaz, yalnızlık konusuna vurgu yaptı:
“Gelinen noktada yakınlarımız ya da tanıdıklarımızın tanıdıklarını kaybetmeye başladıkça bu sefer gerçekten ruhsal sorunlar artmaya başladı. Genellikle kaygı konuşuluyor ama bunun daha öncesinde çok daha önemli psikolojik parametreler var. Mesela sosyal izolasyon insanların yalnız hissetmesini sağladı. Bence bu çok önemli bir konu. Bizim gibi bir kültürde, genellikle sevdiklerimizle, tanıdıklarımızla birlikte var olan, yaşayan, paylaşımı seven bir kültürde bunun etkisi büyük olur. Bence bu hastalığın bize getirdiği en büyük psikolojik yükümlülük, hastalığın insanları yalnızlığa itiyor olması. Yalnız olmak, yaşamak, sosyal ilişkilerimizin olmayışı, hatta yalnız ölebileceği gibi korkular duymaya başladı insanlar da” dedi.