Hikayeler bize hep iyilerin tarafından anlatıldı, peki hiç sordunuz mu kendinize 'bu kötülerin derdi nedir' diye?
Hikayeler bize hep iyilerin tarafından anlatıldı, peki hiç sordunuz mu kendinize 'bu kötülerin derdi nedir' diye?
Hangi kadın güzelliğine, dış görünüşüne düşkün değil ki? Pamuk prenses'in üvey annesi de böyle bir kadın. Güzel olma tutkusunun olması suç mu? Pamuk prenses sarayda olduğu süre içinde ona kötü davrandığına hiç şahit olmuyoruz. Ne bir zulüm var ne bir kötü muamele, zaten baba nerede ki? Bu kızın babası yok mu? Üvey anne olduğuna göre kocasının da olması lazım ama ortalarda bir baba figürü yok. Tüm sorumluluğu kadının üzerine yıkıp sıvışmış bell ki. Tamam öldürmek isteyerek biraz ileri gitmiş ama dikkat edin avcı buna ceylan kalbi getirince hemen inanıyor. Yani o kadar uyanık, anasının gözü bir kadın ceylan kalbi ile insan kalbini ayırt edemiyor öyle mi? Mümkün değil, aslında Pamuk'un ölmesini o da istemiyor, bir anlık sinirinin, hırsının kurbanı olmuş. Bu hikayenin esas suçluları ve kötüleri hiç ortalıkta olmayan baba ve sürekli kraliçeyi dolduruşa getiren kıçı kırık sihirli aynadır. Diyeceksiniz ki ama sonunda elma ile yine öldürmeyi deniyor? Arkadaşım öldürmek istese öldürürdü. Prensin öpmesiyle niye hayata döndü? Belli ki aslında kraliçe iyilik yapmış, hem onu kendinden uzaklaştırmış hem de hayatının aşkını bulmasını sağlamış. Daha ne yapsın bir ana olarak, daha ne yapsın?
20 tonluk araçsın, robot olmana karşın düşünüyorsun, şekilde şekile girebiliyorsun. Senden daha kudretli bir varlık yok tüm alemlerde ama neymiş insanın kurallarına uyacakmışsın. Çünkü dünya onlarınmış. Affedersiniz ama bu kadar katliamı, soykırımı kim yaptı? Madem insan bu kadar iyi, bu kadar akıllı, mülkiyet hakkına bu kadar saygılı bu savaşlar, katliamlar niye oldu? Hayvanların insanın elinden çektiği nedir? Gücünün yettiği herkesi, her canlıyı öldürüp kendine yer açacaksın, sonra senden güçlüsü geldi mi 'bana saygılı ol' diyeceksin, kusura bakma ama yemezler. Decepticon'lar kesinlikle haklıdır. Tamam biraz aşırıya kaçmış, işin bokunu çıkarmış olabilirler ama dünya tarihinde insanın yaptığı katliamlar, kıyımlar ortadayken hiç kimse bana Decepticon'lar kötü demesin.
Neymiş bu arkadaşın kötülüğü? Orta Dünya benim olsun istiyormuş. Yahu kim istemiyor ki? Hangi Dünya birileri tarafından istenmiyor, bizim dünyamız bile onu isteyenler arasındaki savaşların esiri değil mi? Büyü gücü var diye, Ork'ları askeri yaptı diye, acımasız diye niye eleştiriyoruz Sauron'u? Bugünün Sauron'ları daha mı az zalim, daha mı az insan öldürüyor? Afganistan'ın, Pakistan'ın, Irak'ın, Somali'nin, Kenya'nın, Suriye'nin hali ortadayken Orta Dünya'yı istiyor, bunun için kötülükler yapıyor diye Sauron'a kızmak en hafif deyimiyle ayıptır, günahtır.
Bir hayvan tabiatına uygun davranıyor diye onu kötü ilan etmek ancak insana yakışan bir davranış biçimi. Aslında Kurdun asıl kabahati ilk karşılaştığında kırmızı başlıklı kızı yemeyip ona bir şans vermesidir. Açlığını orada bastıracaktı. Yapması gereken kendi habitatına girmiş olan bu anne sözü dinlemez, uçarı kızı oracıkta mideye indirmekti. Ama ona bir şans verdi, kendini kurtar dedi ama anlamadı bizimki. E haliyle kurt da hem onu hem de büyükannesini yedi. Şimdi o doğasının gereğini yapıp avlandı, peki ya onun karnını yarıp içine taş dolduran avcıya ne demeli? Yani kurt ormanda avlanırken, içgüdülerine uygun hareket ederken kötü, ama onun karnını yarıp taş doldurup diken avcı kahraman öyle mi? Hadi oradan be!
'Game of Thrones' dizisinin kötüsü açık ara Joffrey. Her hareketi ile bizi deli etti, kararları ile çıldırttı. Tamam kabul ediyorum iyi biri değil ama alkolik ve kadın düşkünü babasını domuz tepip öldürdüğü için (ki aslında gerçek babası dayısı) 15-16 yaşında tahta oturmuş, Cersei gibi dengesiz, ruh hastası bir anne tarafından sürekli, 'güçlü ol', 'sağlam dur', 'sakın kendini ezdirme', 'sen ne istersen olur', vs. denilerek büyütülmüş, dedesi tam bir ruh hastası Tywin Lannister olan bir çocuğa kabahat bulmak ne kadar doğru? Elimizde olsa da bir deney yapsak, sıradan bir çocuğu alıp, Joffrey gibi yetiştirsek, Westeros dünyası gibi bir dünya yaratsak, gözü koltuğunda olan binlerce insan, arkasından sürekli kuyusunu kazmaya çalışan tiplerle doldursak etrafını, sürekli 'sen kralsın, kralsın sen!' diyen ruh hastası bir annenin ellerine bıraksak acaba o çocuk ne olur? tam ergen dönemlerinde yine de metanetli, mert, delikanlı biri olup çıkar mı? Biraz da bu açıdan bakmak lazım. Nihayetinde dayısından, annesinden paso şaplak yiyen, asıl babasının dayısı olduğunu öğrenen, her an arkadan vurmak için binlerce kişinin sırada olduğu bir çocuktan bahsediyoruz.
Baba parasıyla zengin olacaksın, sağlığın, sıhhatin yerinde olacak, kadınlar kapında kuyruk, paran kasalardan taşar olacak, istediğin her şeyi yapma, alma kudretin olacak, özel hizmetçilerle büyüyeceksin sonra bu gücün sana sağladığı imkanlarla Gotham şehrinin kahramanı olacaksın, ama Joker kötü olacak. Sen annen ve baban öldürüldü diye o travmayı üstünden atamadın, Joker'in yüzünün yaralanmasının, fakirliğinin ki ona hırsızlık yaptıracak kadar zor bir fakirlik, onu etkilememesini umacaksın. Ne yapsaydı joker, o yüzüyle senin fabrikalarından birine başvurup, üç kuruş paraya ömrünü mü tüketseydi. Senin kahramanlık haberlerini mi dinleseydi 37 ekran, bozuk TV'sinden? Sen Gotham halkına ne verdin Batman? halkın refah düzeyinin yükselmesi adına ne yaptın ki, Joker'den iyi biri olmasını bekliyorsun? Senin polislik yapmak dışında bu insanlara ne gibi bir yardımın oldu? Hiç değilse Joker'in çaldığı paraları halka dağıtmışlığı var, sen ne yaptın? Öyle güçlüsün ki, basın sende, polis sende, TV'ler sende, kendini iyi gösterirken, Joker'i sürekli tu kaka ilan edip, algı yönetiyorsun Batman. Bu hikayede Joker bir kötü ise, sen beş kötüsün Bruce Wayne, bunu unutma!
Allah akıl fikir versin öncelikle. Sen itlik serserilik peşinde bilim yapacaksın, insanlığa faydalı olmayı bir kenara bırakıp tanrıcılık oynayacaksın, oradan buradan arttırdığın et parçaları ile insan yapıp, kafasını vida ile tutturacaksın, sonra o garip, o ezilmiş canlanınca 'ben bir canavar yarattım' diye feveran edeceksin. Ne bekliyordun? Frankenstein dünya barışı mı getirecek zannettin, etrafına iyilik mi saçacak zannettin? Hiç onun psikolojisine kafa yordun mu? Hiç o aynaya baktığında neler hissedecek, hangi parçasının özelliklerini taşıyacak hiç düşündün mü? Yoo sen sadece tanrı olmanın derdine düştün, bilimi, inancı, insanlığı bir kenara koydun ve sonunda ortaya Frankenstein çıktı. Kusura bakma ama sen canavarı Frankenstein'dan çok çok önce kendi içinde yarattın!
Bir hayvanın kendi tabiatına uygun davranıyor diye kötü ilan edildiği bir başka hikaye de Amerika'da yaşanıyor. Karnını doyurmak için, zekasını kullanarak avlanmaya çalışan bir hayvanın bu kadar aşağılanması benim zoruma gidiyor. Gerek çürük mallar satılarak, gerek fizik ve doğa kuralları hiçe sayılarak bir hayvanın bu kadar aşağılanması, yıpratılması reva mıdır? 'Bip bip' demekten başka hiçbir numarası olmayan, sıfır zekalı, tamamen bala g.te hareket eden, tuzaklardan yırtan bir kuşun bu kadar öne çıkarılması, rol model olarak sunulması canımı yakıyor. Bu hikayede iki kötü vardır, birincisi parasını aldığı halde sürekli işe yaramaz, defolu, dandik mallar gönderen, kapitalist ACME şirketi, diğeri ise zekayı, aklı aşağılayan yazar takımıdır. 'Road runner' denen arkadaş, Coyote'ye anasının ak sütü gibi helaldir, tez zamanda adaletin vuku bulması dileklerimizle.
Mufasa'ya bakıyorsun yemiş yemiş semirmiş, hakeza eşi, haremi de öyle, oğlu oluyor, kendinden 40 yaş büyük amcasından daha kilolu. Ama bizim Scar zayıf, çelimsiz, ötelenmiş, dışlanmış. Öyle ki kendi sürüsüyle arkadaşlık edeceğine gitmiş sırtlanlarla takılıyor. Sizce bunu isteyerek mi yapıyor? Yani Scar'a bir şans verilse, sürüye alınsa, ne bileyim biraz toprak verilip 'al kardeşim sen de buraların kralı, uç beyi ol dense, yine de gidip sırtlanlar la mı takılırdı? Hiç sanmıyorum. Scar'ın bu kadar zalim, gaddar, abisini bile öldürecek bir duruma gelmesinin tek sebebi onun dışlanmış olmasıdır. Kendisine hiç sevgi, anlayış gösterilmemesidir. Başka çaresinin kalmadığını düşünen Scar, abisini ortadan kaldırarak kral olmayı dilemiş, bu yolda kendisine yardım eden sırtlanlara da vefa borcunu ödemiştir. Bu kadar da mert ve delikanlıdır aslında. Bu hikayenin kötüsü, kardeşine sırtını çeviren, onu sırtlanların kucağına iten, sürüden dışlayan Mufasa'dır. Toprak, makam uğruna kardeşini harcamıştır... Ee etme bulma dünyası.
Hayalet kavramı ile sevimli sıfatının bir araya gelmesi bize Casper'daki sıkıntıyı gösteriyor. Aramızda hayaletten korkmayan var mı? Hayaletin olayı hiçbir şey yapmasa bile korkutmak değil mi? Hal böyleyken bu işi icra eden amca hayaletler neden kötü oluyor? Bakış açımızı değiştirirsek burada esas kötü olanın Casper olduğu rahatlıkla görünecektir. İşini yapanın kötü, işini yapmayı reddedenin iyi olduğu algısını beynimize işleyen bu çizgi film son derece sakıncalıdır. Çocuklarımıza burada esas kötü karakterin iş bilmez, isyankar ve asi Casper olduğunu her fırsatta söyleyelim. İleride işini yapmayı reddeden bir çocuğunuz olmasını istemiyorsanız, ona gerçek kötüyü lütfen tanıtın. Hayaletliğin fıtratında sevimlilik yok!