Günümüzde çok sık karşılaştığımız ve insana 'artık yeter' dedirten durumlardan biri de bir feministin bir diğer feministe nasıl düzgün bir feminist olunacağı konusunda saçma düşünceler dayatması. Bu durumu açıklığa kavuşturmak gerekiyor. En basit haliyle feminizm, cinsiyet eşitliğini savunan bir tutumdur. Yalnızca bu kadar. Elbette bu tutumdan dolayı toplumumuzda cinsiyet eşitsizliğine yol açan bazı uygulama ve davranışları eleştireceğiz, normları yıkacağız ve eşitlik için savaşacağız.
Eğer kendinizi bir feminist olarak tanımlıyorsanız, tek yapmanız gereken erkek ve kadının eşit olduğuna inanmak ve sonrasında bu inancınızı günlük yaşamınızda pratiğe dökmek, yani gerçekleştirmek. Feminist olmak için koltuk altı kıllarınızı uzatmak veya saçınızı kısa kestirmek zorunda değilsiniz (fakat eğer bunları yapmayı seçiyorsanız, hiç kimse size karışamaz, sizin kendi özgürlüğünüzdür). İstediğiniz kişi olabilirsiniz; işte feminizmin savunduğu en can alıcı nokta da budur. Her kim olmayı seçiyorsanız seçin, bu toplumda size herkese davranıldığı gibi eşit bir şekilde davranılmalı.
Cinsiyet eşitliğinin bir parçası da, kadınların -tıpkı erkekler gibi- kendi seçimlerini yapma hakkına sahip olduğunu kabul etmektir. Örneğin, asla bir erkeğe 'hem ailen var, hem de kariyer mi yapmaya çalışıyorsun? Sen adam değilsin!' denildiğini duymayız. Fakat kadınlar bu ve bunun gibi onlarca söyleme maruz kalır. Erkeklere daha çok 'işten eve geldin, evi temizledin ve eşine yemek hazırladın ha? Sen adamın dibisin!' gibi şeyler söylenir. Oysa her erkeğin yapması gereken şey budur, tıpkı kadınların yaptığı gibi.
İsteyen herkes feminist olabilir ve sizin düzgün bir feminist olup olmadığınızı söylemek hiç kimsenin haddi değildir. Bir feminist güçlü veya zayıf olabilir, yüzeysel veya derin olabilir, eğlenceli veya depresif olabilir, tombul veya zayıf olabilir... Yani kısacası istediği şey olabilir ve bu durum onun feministliğine hiçbir şekilde gölge düşürmez.
Öyle ki, bir kişiye feminizmi 'doğru' bir şekilde uygulayıp uygulamadığı konusunda eleştiri getirirken aslında kendi feminist algımızı ona dayatıyoruz ve ona istediği kişi olma özgürlüğünü vermiyoruz demektir. Elbette birbirimize destek olmalı ve fikirlerimizi karşımızdakiyle paylaşmalıyız. Fakat hiç kimse bizim yaşam polisimiz değildir ve istediğimiz kişi olmak için yapmamız gereken şeyleri söyleyemez. Bunu göz önüne aldığımızda, aslında sadece 'feminizm' çağında yaşamıyoruz, aynı zaman 'düzgün feminist' ve 'çakma feminist' ayrımının yapıldığı bir çağda da yaşıyoruz.
İşte sık sık insanların feminist kavramıyla özdeşleştirdiği fakat iyi bir feminist olmak için bir zorunluluk olmayan 6 madde;
gerçekten çok iyi anlatmışsın. feminizm ne yazık ki cinsiyet eşitliği değil de erkek düşmanlığı olarak anlaşılıyor ülkemizde. İnşallah feminizmi yanlış anlayan herkes bir gün bu yanlışını fark eder de erkek düşmanlığı için değilde cinsiyet eşitliği için çabalarlar.
Bir kadın bir erkeğe yemek ısmarlayamaz çünkü anında ataerkillik devreye girip erkeği 'Kadın beni eziyor buna izin vermem. Erkeğim ben!' düşüncesine sevk ediyor. Ayrıca 2. maddeyi hazmedememizin nedeni (hadi kendi adıma konuşayım) 'yük olmak'... Ve bu sadece bir erkeğe karşı da değil, herkese karşı... Aileme, arkadaşlarıma...
"Eminem dinlemeyin! Bunun yardımı olur ve rap müziği tekrar sevmenizi sağlar. Jay-Z ve Biggie gibi ünlü rapçilerin kadınlara saldırı niteliğinde olmayan sözlere sahip onlarca şarkıları var." Eminem'in yok mu? Fazlasıyla var. Hatta Eminem birçok rapçiden farklı olarak kadın, seks, uyuşturucu, parti gibi konulardan çok hayatın gerçeklerini anlatan nadir rapçilerden ve bu özelliğiyle bana rap müziğini sevdiren adamdır. Bu içeriği hazırlayan kişi sanırım sadece "Cleaning Out My Closet" şarkısını dinlemiş olacak ki adama karşı bu kadar önyargılı yaklaşıyor. Kendinize gelin az.