San Francisco'da bir manifatura mağazası olan Alman göçmen Levi Strauss, 1870'lerde madenciler için sağlam pantolonlar yapmak üzere Reno, Nevada'dan bir terzi olan Jacob Davis ile bir araya geldiğinden beri dünyanın birçok yerinde kot pantolonlarla bir aşk ilişkisi var. İşte bu pantolon hakkında bilmediğiniz beş şey.
Levi's kot pantolonlarının en başından beri ceplerinde bakır perçinler olması sadece stil için değildi. Bu perçinler aslında madenci pantolonlarının dikişlerini daha dayanıklı hale getirmek için tasarlanmıştı. Pacific Rural Press'te 1873 yılında yayınlanan bir makalede, bu özelliğin 'çalışan erkeklerimiz arasında oldukça popüler' olacağı belirtilerek, 'bir işçide ceplerinin yırtılıp aşağı sarkmasından daha hımbıl bir şey olamaz ve giysilerin hiçbir parçası cepler kadar yırtılmaya ve sökülmeye meyilli değildir' deniliyordu. Bu arada, bir çift Levi's üzerindeki küçük beşinci cebe saat cebi denir, çünkü bu cepler aslında içine cep saati yerleştirmek içindir. 1930'larda cepler, mobilyaları çizdiği yönündeki şikayetler nedeniyle perçinleri kapatılacak şekilde pantolona dikilmişti. Ancak 1947'de tekrar görücüye çıktılar.
'Kot' ve 'denim' kelimeleri, Orta Çağ'dan beri benzer kumaşlar üreten iki Avrupa limanından gelmektedir. Fransa'nın Nimes kentinde dokumacılar, İtalya'nın Cenova kentinde meşhur olan pamuklu kadifeyi yeniden üretmeye çalışıyorlardı. Bunun yerine 'serge de Nimes' adı verilen ve daha sonra 'denim' olarak kısaltılan kendi sağlam kumaşlarını buldular. Strauss ve Taylor'ın kot pantolonları için kullandığı malzeme buydu. Bu kumaşın iplikleri indigo ile boyanıyordu çünkü çoğu doğal boyanın aksine indigo kumaşın ipliklerine dışarıdan bağlanıyordu. Dolayısıyla, kumaş her yıkandığında, boya moleküllerinin bir kısmı - ve iplik - sıyrılır. Bu işlem pürüzlü kumaşı yumuşatır ve kot pantolonun zamanla daha rahat olmasını sağlar. Günümüzde sentetik indigo kullanılmaktadır.
İnsanlar kot pantolonları genellikle kovboylarla ilişkilendirse de, kayıtlar kovboyların nispeten azının bu kumaşı giydiğini gösteriyor (çiftçiler ve madenciler daha çok giyiyordu). Ancak 1930'lara gelindiğinde kot pantolon sıradan Amerikalılar arasında popüler hale gelmişti. Buhran döneminde çiftlik sahipleri, müşterilerinin ziyaret etmesine ve kovboyculuk oynamasına izin vererek ekstra para kazanıyordu. Birçok Amerikalı ilk kot pantolonunu çiftlik ziyareti beklentisiyle satın aldı. Ancak bu pantolonlar sadece hafta sonu kıyafeti olarak görülüyordu.
James Dean 1955 yılında klasik gençlik filmi 'Rebel Without a Cause 'u çekerken mavi kot pantolon, beyaz tişört ve deri ceketten oluşan üniformasıyla asi tavırlarını ortaya koymuştu. Marlon Brando aynı görünümü 1953 yapımı 'The Wild One' filminde giydi ve Marilyn Monroe 'The Misfits' filminde kadınlar için bu kıyafeti (deri ceket hariç) popülerleştirdi. 'Kovboy' görünümü, bu gençlerin topluma uymak istemediklerini ve tabiri caizse açık araziye özlem duyduklarını simgeliyordu. Aslında, 1950'lerde kot pantolonlar otoriteye karşı bir sembol olarak görüldüğü için okullarda yasaklanmıştı. Yine de - ya da bu nedenle - 1950'ler 60'lara ve ötesine dönüşürken kot pantolonlar gençlik kültürüyle sıkı bir şekilde ilişkilendirildi. Ve bu gençler yetişkin olduklarında, her yerde kot pantolon giymeye devam ettiler.
Kot pantolonlar her zaman Amerika ve Amerikan değerleri ile yakından ilişkilendirilmiştir. Ancak bu aşk ilişkisi soğuyor olabilir mi? 2010'larda birkaç yıl süren düşük şirket kazançlarının ardından, medyada çıkan haberlerde Amerikalıların yoga pantolonları ve taytlar gibi 'athleisure' giysiler için kot pantolonları kalıcı olarak terk edip etmedikleri spekülasyonları yapıldı. Levi Strauss 2022'nin ilk çeyreğinde kazançlarının arttığını bildirirken, Lee ve Wrangler kotlarının sahibi Kontoor Brands 2021 mali yılında iki marka için büyük gelir bildirdi. ABD moda dünyasında hem jean hem de athleisure için yer olmayacağını düşünmek zor.