Mersin’in Tarsus ilçesinde 2 ablasıyla birlikte bir tekstil firmasında çalışan epilepsi hastası Emirhan Kezer'in, 20 Ağustos günü ablalarından birisi rahatsızlandı. Koronavirüs testi yaptırdılar. Emirhan ile bir ablasının testi pozitif çıktı. Emirhan epilepsi hastası olduğu için Tarsus Devlet Hastanesi’ne yatırdılar, ablayı da evde karantinaya aldılar.
ANKA'nın aktardığı bilgiye göre, Emirhan’ın sağlık durumu ilk günlerde iyiydi. Ancak birden Emirhan’ın sağlık durumu kötüye gitmeye başladı. Karantinada olan abla, Emirhan’ın başında durması için hastaneye çağırıldı. Emirhan’ın durumu iyice ağırlaştı ve 31 Ağustos günü hayatını kaybetti.
Aile yakınları Emirhan'ın koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiğini düşünüyordu ancak ölüm raporuna “Doğal ölüm” yazıldı. Abi Cihan Kezer duruma itiraz etti, Benim kardeşim koronavirüs nedeniyle buraya getirildi. Cenazemizi defnedeceğiz” dedi. Ancak “Kayıtlara böyle geçmiş, yapacak bir şey yok” yanıtını aldı. Abi Kezer’in itirazları sonucu ölüm raporuna elle “Covid-19” yazıldı ve doktorun imzası atıldı.
Kardeşinin çalıştığı fabrikanın ünlü bir giyim markasının taşeronu olduğunu ve fabrikada koronavirüse karşı yeterli önlem alınmadığını savunan Kezer, “İşçilerin çalıştığı bandı fiziki mesafeye göre düzenlemişler. Ancak bütün işçiler aynı kumaşa temas ediyor. Başta birisi kolunu dikiyor, diğeri düğmesini ve sonunda ürün ortaya çıkıyor” dedi. Kezer, bu koşullarda virüsün işçiler arasında yayılmamasının mümkün olmadığını dile getirdi.
Kezer, hastanede yaşadıkları süreci şöyle anlattı:
“2 tane yoğun bakım var. Normal hastalar ve koronavirüslü hastalar aynı yerde kalıyor. Kardeşimin ağırlaşmasını ardından doktoruyla telefonla konuştum. Doktor, ‘Benim de babam 15 gün önce koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Benden bulaştığını düşünüyorum ve vicdan azabı çekiyorum. Bunalıma girdim. Vicdan azabı çekiyorum. Çalışmamak istedim ancak zorla çalıştırıyorlar’ dedi. Benim de yerel haber sitem var. Her gün mesajlar geliyor. İnsanlar test yaptıramıyor. Test yaptırmak için özele gidip para ödemeleri gerekiyor.”
'Patronu hakkında suç duyurusunda bulunacağız'
Kardeşinin çalıştığı sanayi bölgesinde işçilere 1,5 ay önce ‘Koronavirüs nedeniyle başıma bir şey gelirse sorumluluk bana aittir’ diye kağıt imzalatıldığını anlatan Kezer, 'Kardeşim ölünce patronu da hemen aradı, ölüm raporunu gönderin kıdemini yatıralım diye. Bizim derdimiz para değildi ki. Bu bizi daha çok yaraladı. Patronun önlem alma sorumluluğu vardı. Suç duyurusunda bulancağız' dedi.
Mersin’de yaşanan skandala tepki gösteren CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel şunları kaydetti:
“Burada çalışan bir işçimiz koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Ancak raporunda ‘doğal ölüm’ yazıldı. Çok vahim olaylar var. Ölen işçimizin epilepsi hastası olduğu buna rağmen çalıştığını öğrendik. Testinin pozitif çıktığı, ateşinin artması sonucu yoğun bakıma alındığı ve hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bir çok yanlış üst üste yapılmış. En vahim olanı da ölen işçimizin ölüm belgesine doğal 'ölüm' yazılması. Ölen işçimizin ailesinin ve yakınlarının itirazı sonucunda başhekimlikte doktor el yazısı ile düzeltilip ‘covid 19’ yazılıp ıslak imza atılmış. İnsanlarımız hayatlarını kaybederken bu neyi gizleme çabası? Hiçbir tedbir alınmadan işçiler çalıştırılıyor. Hiçbir önlem alınmıyor. Ülkemizde vaka sayılarında yeni bir zirve yaşadığımız şu günlerde aklıselim hareket edilmesi gerekiyor.
Bakanlığın verileri saklamasıyla alakalı en somut örnek. Normal ölüm yazınca ailenin itirazları neticesinde bir doktor ıslak imzayla gerçekleri ortaya koyuyor. Bakanlık, gerçek verileri vermiyor, toplumdan saklıyor.'
Bu haber tabiki doğru. Annem sağlıkçı. Hastanelerde neler gizleniyor kaç vaka TV'ye yansımıyor bi bilseniz korkudan dışarıya bile çıkamazsınız.
Verileri gizleyenlerin ve halkını kandıranların da başına gelir de biz de doğal olarak geberdi diyebiliriz.
SGK ya da hastanede çalışan yakınlarınız varsa sorun son 6-7 aydır bir çok ölüm nedeni bulaşıcı hastalık diye giriliyor ama Corona günde 16-40 arasında seyrediyor. Demek ki daha tehlikeli bir bulaşıcı hastalık var. O zaman ne diye sabah akşam Corona'yı konuşuyoruz...