Koronavirüse Karşı Alınan Tedbirler Üzerinde Psikolojik Durumunuzun Nasıl Bir Etkisi Olduğunu Sizler İçin Açıklıyoruz!

Biliyorsunuz ki Kovid-19'un ortaya çıkmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü, Mart ayında tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgının olduğunu açıklamıştı.

Kovid-19, SARS ve MERS gibi diğer koronavirüs hastalıklarından daha düşük bir vaka-ölüm oranı sergilemesine rağmen, şimdiden daha fazla insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bazı ülkeler, bulaşıcılığından dolayı zorunlu maske kullanımı, ellerin sürekli dezenfekte edilmesi, sosyal mesafe ve sokağa çıkma yasağı gibi zorunluluklar getirerek önlem aldı. Önlemlerle vaka oranı azaltılmayı hedeflenirken anksiyete, depresyon, fobi, psikolojik stres ve hatta intihar gibi mental sağlık üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle psikolojik ve psikiyatri bilimlerinde araştırılma yapıldı.

Ek olarak psikolojik durum ve akıl sağlığı üzerinde önlemlerin başarısı veya başarısızlığı üzerindeki beklenen etkileri konusunda inceleme yapıldı.

Yapılan incelemeler sonucunda önlemlere uymanın insanlar arasında büyük ölçüde değiştiği ise dikkat çekti. Bu konuda, önceki yayınların Kovid-19'un yayılmasını kontrol etmek için bireysel davranışın çok önemli olduğunu düşünmesi örnek olarak gösterilebilir. Bu, kısmen kişilik özellikleri gibi psikolojik faktörler ile bağlantılıdır. Örneğin, empatik davranışlar izolasyon, hijyen ve titizlik gibi özellikler ile daha fazla bağdaştırılırken bireycilik, sosyal mesafeye daha az önem verme ve istifçilikle ilişkilendirilmiştir. Araştırmalar ayrıca, üç olumsuz özellikleri (makyavelizm, narsisizm ve psikopati) daha yüksek seviyelerde olan ve daha düşük uyumluluk seviyesine sahip kişilerin, kısıtlamaları kabul etme ve izolasyon ölçütlerine uyma olasılıklarının daha düşük olduğunu ileri sürdü. Bu özellikler, genelde Antisosyal Kişilik Bozukluğu teşhisi konan kişilerde bulunduğundan antisosyal özellikler olarak adlandırılır.

Antisosyal kişilik bozukluğu; duygusuzluk, aldatma, düşmanlık, dürtüsellik, sorumsuzluk ve risk alma gibi özelliklerde belirginlikle birlikte empati eksiliği gösterme eğilimiyle ilgili kişilik bozukluğudur.

Antisosyal kişilik bozukluğunun tipik özellikleri düşük empati seviyeleriyle birleştiğinde, sıklıkla suç ve şiddet gibi antisosyal/kurallara aykırı davranışlarla ilişkilendirilir. O'Connell, hastalığın bulaşma riskini artıran davranışların spesifik bir antisosyallik biçimi olarak anlaşılabileceğini belirtmiştir. Elde edilen sonuçlar, yüksek düzeyde antisosyallik belirtisi gösteren kişilerin daha az sosyal mesafe önlemi aldıklarını göstermiştir ve bu da antisosyal bireylerin Kovid-19 salgını sırasında kendileri ve toplumları için sağlık riskleri oluşturabileceği sonucuna götürmüştür. Araştırmalar sonucunda makyavelizm, narsisizm ve psikopati özelliklerinde yüksek puan alan kişilerin kısıtlamalara uyma olasılığının daha düşük olduğu bulunmuştur.

Kovid-19 salgınına karşı tartışmalı ve çok devlet desteği ile devam eden Brezilya'da yapılan mevcut çalışmada pandemi bağlamı göz önüne alındığında antisosyal özellikler ile kontrol önlemlerine uyum arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı.

Bu nedenle, katılımcılar 15 hafta boyunca değerlendirildi. Önceki bulgulara dayanarak, daha yüksek düzeyde antisosyal özelliklere ve daha düşük empati düzeyine sahip kişilerin, sınırlama önlemlerine uymada daha fazla zorluk gösterme eğiliminde olacağı varsayıldı ve bilindiği kadarıyla bu konuda yapılan ilk çalışma olarak tarihe geçti. Çalışma örneği 21 Mart ve 29 Haziran 2020 tarihleri arasında 15 hafta boyunca uygun olan 1578 Brezilyalı yetişkinden oluştu. Katılım kriteri ise 18 yaş ve üzerinde olmaktı.

Katılımcıların yaşları 18 ile 73.2 yaş arasında değişmekteydi (M = 30.97; SD = 10.47). G*Power kullanılarak yapılan bir hassasiyet testi ≥0.05 efekt boyutlarında tekrarlayan ölçülerde (p = .05) etkileşiminde ANOVA dahilinde - aralığında N = 1578 ile birlikte 0.99= güce sahip olduğumuzu gösterdi.

Ölçütler ise şu şekildeydi:

  • DSDM – 5 için Kişilik Envanteri (PID-5; Krueger et al., 2012)

PID-5 genel olarak DSM-5'in III. Bölümünde açıklanan uyumsuz kişilik özelliklerinin 25 yönünü değerlendirmeyi amaçlayan ve beş alana (olumsuz etki, tarafsızlık, sosyal gerginlik, disinhibisyon, psikotiklik) birleştirilebilen bir öz bildirim testidir. Bu test dörtlü likert tipi ölçekte cevaplanan 220 maddeden oluşmaktadır. Yapılan bu çalışmada ise Kişilik Bozuklukları için Alternatif Modelde (AMPD; APA, 2013) sunulan ASPD kriterlerini doğrudan temsil eden yedi PID-5 bölüm uygulandı: Hissizlik, Yalancılık, Düşmanlık, Dürtüsellik, Sorumsuzluk, Manipülatiflik, ve Risk alma durumu. (Toplamda 66 konuş başılığı vardır.) Yapılan çalışmalar PID-5'in psikometrik özelliklerini destekler niteliktedir. Cronbach'in değerleri α 0.74 ile 0.90 arasında ve McDonalds'ın ω 0.75 ile 0.90 arasında değişmektedir.

  • Empatinin Etkili ve Bilişsel Ölçümü (ACME; Vachon and Lynam, 2015)

ACME, 36 madde ve üç faktörden oluşan bir öz bildirim ölçeğidir: Bilişsel empati, duyuşsal salınım ve duyuşsal bozuşma. Durumlarla empatik olarak uyumlu davranışlara atıfta bulunarak duyuşsal salınım faktörünü (12 madde) uyguladık. bu maddeler ise beşli Likert ölçeğine göre cevaplandırıldı. Ölçek psikometrik olarak değerlendirilmelidir. (Vachon and Lynam, 2015). Cronbach's α 0.80'e ve McDonald's ω 0.82'ye eşittir.

Kovid-19 sınırlama önlemlerine uyum ile ilgili davranışları ölçmek için bir anket hazırladık. Bu anket için ise üç soru belirledik: 'Koronavirüs durumu kontrol altına alınana kadar insanlara mümkün olduğunca yaklaşmaktan kaçınmanın gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?' (sosyal mesafe), 'Koronavirüs durumu kontrol altına alınana kadar ellerinizi yıkamak ve / veya günde birçok kez dezenfektan kullanmak sizce gerekli mi?' (hijyen), ve son olarak 'Maske kullanmanın gerekli olduğunu düşünüyor musunuz?' (maske) Bu üç soru ise Kovid-19 tanısı ile ilgiliydi: 'Kovid-19 testi yaptırdınız mı?', 'Kovid-19 testi yaptıran bir tanıdığınız var mı?' ve 'Geçirdiğiniz son iki hafta içerisinde öksürük ve yüksek ateş gibi Kovid-19 belirtleri gösterdiniz mi?' Son üç soruyu da istatistiksel analiz yaparken kontrol değişkenleri olarak kullandık.

Helsinki Bildirgesine uygun olarak yapılan çalışmada, tüm katılımcılar araştırmadan önce bir onay formu imzaladı. Verilerin toplanması ise online bir şekilde yapıldı.

Araştırma bağlantısı sosyal medya web sitesi Facebook'ta paylaşılarak katılıma davet edildi. Gruplara, kişilik ölçülerindeki puanlarına göre deneysel olarak ayırt etmek için gizli bir profil analizi yapıldı. LPA, farklı alt popülasyonların bir dizi sürekli gözlemlenen değişkenin puanları üzerindeki benzerliklerine göre incelenmesine önerilen kişi merkezli bir yaklaşımdır ve kişilik araştırmalarında LPA'nın kişilik özelliklerine uygulanması; kişilik özellikleri, insanları bireysel farklılıklarına göre ayıran gizli yapılar olduğu için birey gruplarının belirlenmesine yardımcı olur. Koronavirüs önlemleri sırasında gizli bir faktörün varlığını değil, gözlemlenebilir davranışlar ele alındı. Gruplara kişilik testlerindeki puanlarına göre ampirik olarak ayırt etmek için gizli profil analizi (LPA) yapıldı. LPA, bir dizi sürekli gözlemlenen değişkenin puanları üzerindeki benzerliklerine göre farklı alt popülasyonların araştırılması için önerilen kişi merkezli bir yaklaşımdır ve kişilik araştırmalarında kullanılır.

LPA'nın kişilik özelliklerine göre uygulanması, bireylerin kimliklerinin belirlenmesine yardımcı olur çünkü kişilik özellikleri, insanları bireysel farklılıklarına göre ayıran gizli özellikleridir.

Çeşitli sınırlandırmalar durumunda açık olmayan bir faktörün varlığını değil, gözlemlenebilir davranışları ele alınır. Bu analizle ile birlikte şu göstergelere ulaşılabilir: Duyuşsallık (ACME), Duygusuzluk, Aldatma, Düşmanlık, Dürtüsellik, Sorumsuzluk, Hile yapma durumu ve Risk Alma. (PID-5) Bu araştırmadan önce puanlar z (M = 0; SD = 1) olarak standartlaştırılmıştı fakat olabilecek en ideal profil sayısına karar vermek için biz şu göstergeleri kullandık: en olası profil üyeliği için ortalama olasılıklar 0.80'den yüksek olmalıdır (entropy; Ramaswamy et al., 1993) ; Akaike Information Criterion (AIC), Bayesian Information Criterion (BIC) için diğerlerinden düşük değerler; numune boyutuna göre ayarlanmış BIC (aBIC) ; Lo – Mendell – Rubin olabilirlik oranı testi için anlamlı olmayan p değerleri (LMR-LRT; Lo et al., 2001) ve k-1 profil modelinin verilere k profilli modeldendaha iyi uyduğunu gösteren Bootstrapped Likelihood testi. (BLRT) Ayrıca numunenin %5'inden küçüğü olan modellerden de kaçınılmalı; elde edilen model için teorik destek mevcut olmalı ve profiller yorumlanabilir olmalıdır. 15 hafta boyunca önlemlerin (sosyal mesafe, hijyen ve maske) uyumdaki farklılıkları doğrulamak için ANCOVA bağlantısıyla, MANCOVA kişilik özelliklerinde puanları kullanarak LPA ile belirlenen grupları kullanarak yapılan bir araştırma yürütüldü. Bu araştırmanın ise anlamlılık düzeyi p <.05'di. Ayrıca ANCOVA ve MANCOVA, modeldeki değişkenlerin ilişkisi üzerine belirli varsayımlar içermeyen iyi analitik seçeneklerdendir. Bunların yanı sıra sonuçların odağı çoklu yönetimlere odaklanmadığında dolayı da sıklıkla önerilirler. (Shaw ve Mitchell-Olds, 1993) Çünkü bu değişken modele genellikle bir ortak değişken olarak girerler. ASPD ile ilgili önceki çalışmalara dayanarak, cinsiyet (Cale ve Lilienfeld, 2002) ve yaş (Newton-Howes, 2015) değişkenlerini kontrol edildi. Elde edilen verile göre erkekler ve genç bireyler ASKB özelliklerinde yüksek puanlar sunmaya daha yatkın olduklarından dolayı bu değişkenlerin sonuçları yanıltabileceğine kanaat getirildi. Ayrıca, sınırlama önlemlerine göre katılımcıları dört gruba ayırdık: Hiçbiri = sınırlanma önlemlerinin önemli olmadığını düşünen insanlar (n = 29); Bir = sınırlanma önlemlerinden birinin önemli olduğunu düşünen kişiler (n = 81); İki = sınırlanma önlemlerinden ikisinin önemli olduğunu düşünen insanlar (n = 266); Hepsi = üç sınırlanma önleminin de önemli olduğunu düşünen insanlar. (n = 1202) Kişilik ölçümlerinde grupları karşılaştırmak için ANOVA'yı bir başlatma prosedürüyle ele aldık. Anlamlılık düzeyi için 0.05'i belirledik ve etki büyüklüğü göstergesi olarak kısmi eta kare kullandık. Analiz kısmında ise kısmi eta kare 0.01 (küçük), 0.09 (orta) ve 0.25 (büyük) olarak ele alındı.  (Cohen et al., 2001) Analizleri ise SPSS sürüm 23'te gerçekleştirdik.

Sonuçlar:

Katılımcılar; çoğunun %52,03 oranla kadın, %48,86 oranla beyaz, %48 oranla Brezilya’nın güneydoğu bölgesinden ve %38,47 oranla lise diplomalı olmak üzere, toplamda 1578 yetişkinden oluşmaktadır. Sadece 32 katılımcı Kovid-19 testi yaptırdığını bildirmiş, bunlardan beş tanesinin pozitif çıkmıştır. Buna ek olarak, 285 katılımcı Kovid-19 pozitif olan birini tanıdığını bildirmiştir. BIC, aBIC, AIC ve BLRT indeksleri açıkça en iyi çözümü belirtmedi çünkü bu testler, daha yüksek sayıda profillerin olduğu çözümleri tercih ederler. BIC, aBIC, ve AIC değerlerinin, en uygun olmasa da, yüksek sayıda etmenlerin olduğu sonuçlarda düşmesi beklenir (Nylund-Gibson and Choi, 2018). 1 profilli çözüm ile 2 profilli çözüm arasında, 2 profilli çözümün lehine olan ciddi bir düşüş gözlemledik. LMR LRT p değeri, 3 profilli çözümün en iyi çözüm olduğunu gösterdi. Bütün çözümler için entropi değerleri iyi olsa da (<0.80), 2 profilli çözüm daha yüksek entropiye sahipti. Uyarlık değerleri ise en iyi çözümü göstermekte uyumsuzlardı. 3 profil çözümler ise tatmin edici bir çözümdü. Ancak, 2 profilli çözümler en yüksek entropiyi sunduğu için, BIC, aBIC ve AIC değerlerinde daha büyük bir düşüş olduğu için ve gözlemlenen profillerin daha iyi yorumlanabilmesi için, gelecek analizler için bu çözümü sürdürmeye karar verdik. 2 profilli çözüm, en olası üyeliğin 0.80’den yüksek olma olasılığının ortalama ihtimallerini gösterdi (profil 1 için 0.94 ve profil 2 için 0.98) ve iki profil de örneğin %5’inden küçüğünden oluşuyordu.

Antisosyal modeldeki profil (n=405); duyarsızlıkta, sahtekarlıkta, düşmanlıkta, dürtüsellikte, sorumsuzlukta, manipülede ve risk almakta yüksek puanlar gösterirken, Duygusallıkta düşük puanlar sundu.

Öbür yandan, empati modelindeki profil (n=1173), Duygusallıkta yüksek puanlar gösterirken antisosyal profil tipi özelliklerinde düşük puanlara sahip. Profiller (antisosyal modeldekiler ve empati modelindekiler); yaşta, cinsiyette, sınırlama önlemlerine uymada ve C3 değişkenlerinde oldukça farklılık gösterdi. Tahmin edilen marjinal sınırlama önlemleri grupları, Hiçbiri grubunun profillerde en yüksek ortalamaya sahip olduğunu ortaya çıkardı ve bu, antisosyal modelle yakınlığını düşündürdü. Tüm ortak değişkenler kontrol edildikten sonra bile Hepsi grubu en düşük ortalamaya sahipti. Gruplar arasındaki karşılaştırma, Hiçbiri ve Hepsi gruplarının, fazla etki büyüklüğü göstermesine rağmen önemli farklılıklar göstermediğini gösterdi.

ASPD puanları, yaş ortak değişkeninde büyük farklılıklar gösterdi. Dürtüsellik haricinde, benzer sonuç, cinsiyet değişkeninde de gözlemlendi.

Duygusallık puanı ise, hafta değişkenine göre büyük farklar gösterdi. Kovid-19 testi pozitif çıkan birini tanıyanlar ile tanımayanlar arasında aşırı farklı sonuçlar gösteren tek puanlar manipüle ve Duygusallık oldu. Dürtüsellik ve Duygusallık hariç bütün puanlar, son iki haftada Kovid-19 semptomları gösteren kişiler ile göstermeyenler arasında büyük farklılıklar gösterdi. Duyarsızlık, risk alma ve Duygusallık, sınırlama önlemlerine uyma grupları arasında büyük farklılıklara sahipler. Sınırlama önlemleri gruplarının tahmini marjinal ortalamaları, Sorumsuzluk ve Duygusallık dışında Hiçbiri grubunun ASPD puanlarında daha yüksek ortalamalar gösterdiğini sergilemiştir. Hepsi grubu, şu puanlarda daha düşük ortalama sergiledi: Duygusuzluk, Düşmanlık, Dürtüsellik, Manipülatiflik ve Risk Alma; Duygusallıkta ise daha yüksek ortalama gösterdiler.

Tartışmalar ve Kararlar:

Sınırlama önlemleri, Kovid-19 eğrisini düzleştirmenin en etkili yolu olmuştur (Wilder-Smith et al., 2020). Ancak, virüsün yayılmasını yavaşlatma yararlarına karşılık, önceki çalışmalar bu önlemlere bazı insanların diğerlerinden daha çok uyduğunu bulmuştur (mesela  Carvalho et al., 2020; Oosterhoff and Palmer, 2020). Ek araştırmalar, özellikle antisosyal ve empati özellikleri olmak üzere, kişilik özelliklerinin, sınırlama önlemlerine uymada önemli bir rol oynadığını göstermiştir O'Connell et al., 2020; Zajenkowski et al., 2020; Zettler et al., 2020). Bu özelliklerin, Kovid-19 sınırlama önlemlerine bağlılıkla olan ilişkilerini büyük bir Brezilya yetişkin örneğinde araştırdık. Bu ilişkilerin ortaya çıkarılması, nüfusun sınırlama önlemlerine uyumunu arttırmak için halk sağlığı eylemlerinin oluşturulmasına yardımcı olmalıdır. Genel olarak, sınırlama önlemlerine bağlı kalmanın empati yeteneği olanlara kıyasla antisosyalliğe sahip kişiler için daha zor olduğunu göstererek, bulgularımız ile hipotezin aynı yönde olduğunu görüyoruz. Gizli profil analizi, iki grubun varlığını ortaya çıkardı: antisosyal özelliklere daha yüksek eğilimli insanlar ve empati eğilimi daha yüksek olan insanlar. Antisosyal kalıp grubu, tüm ASPD tipik özelliklerinde (Duygusuzluk, Aldatıcılık, Düşmanlık, Dürtüsellik, Sorumsuzluk, Manipüle ve Risk alma) daha yüksek puanlar ve empatinin bir göstergesi olan Duygusallıkta ise daha düşük puanlar gösterdi. Empati örüntü grubu bunun tersini sundu. Bu tür grupların varlığı önceki literatür tarafından doğrulanmıştır (örneğin, Anderson, Sellbom, et al., 2014; APA, 2013; Conway et al., 2019; Wygant et al., 2016). ANCOVA analizi, antisosyal profilin yaş, cinsiyet, sınırlama önlemlerine uyma ve son haftalarda sunulan Kovid-19 semptomlarına göre empati modeli profilinden önemli ölçüde farklı olduğunu gösterdi. Tüm ortak değişkenler için kontrol edildikten sonra bile, herhangi bir sınırlama önlemine bağlı kalmadığını bildiren bireylerin temsil ettiği grup (Hiçbiri grubu), antisosyal modelle yakınlığını göstererek profillerde en yüksek ortalamayı korudu.

MANCOVA analizi kullanılarak gözlemlenen bulgularda da, sınırlama önlemlerine daha az uyan kişilerin, tüm değişkenleri kontrol ettikten sonra bile, ASPD puanlarında yükselme (Sorumsuzluk hariç) ve Duygusallıkta düşük puanlar gösterme eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur.

Tüm sınırlama önlemleri grupları arasında önemli farklılıklar gösteren tek değişken Duygusallık'tı. Bu bulgular, kişilik özellikleri ile COVID-19 sınırlama önlemlerine bağlılık (örneğin, Carvalho et al., 2020) arasındaki ilişkinin, daha spesifik olarak antisosyal özelliklerin ve empati ile olan ilişkisine, dair önceki literatürü doğrulamaktadır. Çalışmamız, Brezilya'nın tüm bölgelerinden temsilcilerle, ülkenin gerçekliğini (yani, COVID-19 için test yapan kişilerin vakalarında ve bilgilerinde kademeli artışını) haftalar boyunca yansıtan geniş bir örnekle gerçekleştirildi. Ek olarak, vakaların eksik bildirilme eğilimini gözlemlemek mümkündü çünkü: insanların son iki hafta içinde semptomları olmasına rağmen (%8,30), sadece birkaç kişi Kovid-19 için test yaptırdı (%2,03). Bu sonuçlar, yalnızca olası eksik bildirmeleri değil, aynı zamanda ülke yetkililerinin daha önce ortaya çıktığı gibi konuya az dikkatini ettiklerini de göstermektedir (Lancet, 2020). Bulgularımız, antisosyal özelliklerin, özellikle daha düşük empati seviyelerinin ve daha yüksek Duyarsızlık ve Risk alma seviyelerinin, sınırlama önlemlerine uyum ile doğrudan ilişkili olduğunu gösterdi. Bu özellikler, artan vaka ve ölüm sayılarına rağmen insanların neden sınırlama önlemlerine uymadığını kısmen de olsa açıklıyor. Kaçınılabileceği halde kendilerini ve başkalarını riske maruz bırakmak, antisosyal eğilimleri olan (mesela, Krasnova et al., 2019; Yu et al., 2012),ve düşük empati düzeyleri olan insanlar için tipik bir özelliktir (Mariano et al., 2016; Van Langen et al., 2014).

Bulgularımız, halk sağlığı politikaları için yararlı olabilir; örneğin, bu özelliklerde bir yükselme olduğunu gösteren taramalar yoluyla, daha fazla farkındalık sağlanabilir ve bunun sonucunda sınırlama önlemlerine uyumu amaçlayan müdahaleler gerçekleştirilebilir.

Bu özelliklerin diğer değişkenlerle etkileşimini araştıran daha fazla çalışma yapılmasını öneriyoruz. Çalışmamızın bulguları, temel metodolojik sınırları ışığında değerlendirilmelidir. Birincisi, geniş olmasına ve ülkenin tüm bölgelerini kapsamasına rağmen örneğimizin, tüm Brezilya nüfusunun bit temsili olarak kabul edilemez, bu da sonuçların genelleştirilmesinde bir önyargı ortaya çıkarabilir. İkincisi, uzunlamasına bir çalışmanın özelliği olan ve Kovid-19 salgını sırasında antisosyalliğin hastalığa maruz kalmayı nasıl etkilediğini izlemeye izin verecek şekilde haftalar boyunca gerçekleştirilen veri toplama işlemi aynı katılımcıları değerlendirmedi. Üçüncüsü, örneğin gruplar halinde sınıflandırılması için gizli profil analizi yönteminin kullanılması, grupların olduğundan fazla tahmin edilmesi gibi sınırlamalar anlamına gelebilir (Bauer and Curran, 2003).

İlginizi çekebilecek içeriklere buradan ulaşabilirsiniz 👇

Günlük Koronavirüs Tablosunda Paylaşılan Verilerin Gerçekliğinden Şüpheye Düştüyseniz, Bu Paylaşıma Mutlaka Göz Atmalısınız!
Bilinenin Aksine Koronavirüs Ciğerlerden Ziyade Kan Damarlarını Etkileyen Bir Hastalık Olabilir mi?
Koronavirüs Salgınınından Sonra Singapur’da Servetlerini Milyarlarca Dolar Arttıran İsimleri Açıklıyoruz

Popüler İçerikler

Mehmet Şimşek Meclis’te Sunum Yaptı: “Ülkemizde Vergi Yükü Yüksek Değil”
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
YORUMLAR

Of çok uzundu 😩

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ