Koronavirüs Sebebiyle Batma Tehlikesi Geçiren Küçük İşletmelerin Alması Gereken Aksiyonları Açıklıyoruz

Ne yazık ki bu duruma karşı koymanın tam olarak bir formülü yok fakat bu adımları takip ederseniz atmanız gereken adımlar konusunda daha bilinçli hareket edebilirsiniz...

Geçirdiğimiz bu zorlu günlerde özellikle de küçük işletmeler için şirketi yeniden açmak ve yeni çalışma şartlarına uyum sağlamak oldukça zorlu bir süreç.

Hatta bazı durumlarda bu süreci yaşamaktansa işletmeyi bir süreliğine daha kapalı tutmak ya da en azından çalışmayı minimum düzeye çekmek pandeminin hayatımıza kattığı zorluklarla yüzleşmekten daha az stresli bir durum haline gelebiliyor. Yeni kurallar, büyük borçlar, iş gücünü elinde tutmanın belirsizliği, sosyal mesafeyle üretken bir şekilde çalışma ve arz-talep ilişkisinin belirsizliği gibi birçok faktör de işin tuzu biberi oluyor.

Hal böyle olunca işletme sahiplerin sınırlı veya var olmayan kaynaklarla ilerlemesi gerektiğinden kaygı git gide artıyor ve zamanla yerini öfkeye bırakıyor.

Bu kaygı, endişe ve öfke durumu da işletme sahibinin zaten zorlu olan bu süreçte efektif kararlar alamamasına yol açıyor.

Örneğin, bazı işletme sahipleri panik halinde plansızca hareket ettikleri için zaten sıkıntı olan bu süreçte çalışanlarının, tedarikçilerinin ve müşterilerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmuyor ve sonucunda bütün çalışma partnerlerinin ve olası müşterilerinin güvenlerini kaybetmiş oluyorlar.

Ve herkesin de bildiği gibi iş dünyasındaki en önemli faktörlerden biri olan karşılıklı güven ilkesini çiğnemiş oluyorlar.

Tabi durum böyle olunca da 'bu ve bunun gibi sorunlar nasıl çözülebilir' sorusu ise akıllardan çıkmıyor.

Faaliyet göstermeyi tercih eden şirketlerin önündeki en büyük engellerden biri yeni normal ile birlikte gelen düzenlemeler.

Sosyal mesafenin uygulanması daha az müşteri ve daha fazla maliyet anlamına geliyor. Bundan dolayı da işletme sahiplerinin pratik ve uygulanabilir çözümler bulmaları şart. Peki bu çözümler neler?

1. Öncelikle bu durumu kabullenmeli ve kontrol atına almak için yeni yöntemlere başvurmalısınız.

İşletme sahipleri devlet desteğinin şart olduğunu ve adil olarak olması gerekenin de bu olduğunu düşünüyorlar. Ayrıca bu durum sadece sizin şirketinizin kaderini belirlemediğinden bir işletmenin batmasının bütün sektörü etkilediğini de unutmamak lazım.

2. Durumun sadece kötü taraflarına odaklanmaktansa çözüm bulmaya yönelmeli ve bu çözümün ne kadar uygulanabilir olduğuna odaklanmak çok daha doğru bir yönelim olacaktır.

3. Bir işletme sahibi olarak göz önünde tutmanız gereken iki grup olduğunu unutmayın.

Bunlardan ilki birlikte çalıştığınız çekirdek kadronuz, iş ortaklarınız ve belki de bazı çalışanlarınızdır. Daha kalabalık olan bir diğer grup ise çalışanlarınız, tedarikçileriniz, müşterileriniz ve sektörel çevrenizi kapsar. Kararlarınızı alırken bu iki grubun da haklarını koruduğunuzdan emin olun. Öncelik verdiğiniz noktalar mutlaka olacaktır fakat adil olmaya çalışın.

4. Fevri kararlar almaktan kaçının.

Bir yönetim anlayışı geliştirin. Duygularınıza dikkat edin ve sizi dürtüsel veya saldırgan eylemde bulunmaya teşvik ettiklerinde kendinizi kısıtlamayı öğrenin. Fevri alınan kararlar genellikle geri teperler ve beklenmedik olumsuz sonuçlara yol açarlar. Unutmayın, ne kadar hızlı hareket ettiğinizden daha önemli bir şey varsa o da doğru adımlar atıp atmadığınızdır.

5. İşletmenizin neye ihtiyacı olduğunu netleştirin.

Ayrıca bu gereksinimleri listelerken daha öncesinde size bahsetmiş olduğumuz bu iki gruptaki kişilerin de ihtiyaçlarını göz önünde bulundurun. Durumu birinci gruptaki kişilerle paylaşın ve çözüme ulaşmak için beyin fırtınası yapın. Mutlaka yedek planlarınız olsun.

6. Her şeyin her an değişebileceğini her zaman aklınızın bir köşesinde tutarak planlama yapın.

Yaptığınız planların bozulabileceğini hesaba katmadan hareket etmeyin. Bundan dolayı da mutlaka yedek planlarınız ya da olası tehditlere karşı geliştirdiğiniz çözümleriniz bir kenarda dursun. Hızlı aksiyon alın fakat bunu yaparken fevri kararlar almaktan da kaçının.

7. Yardıma ihtiyacınız olduğunu söylemekten çekinmeyin.

Sektörde güvendiğiniz şirketlere durumunuzu anlatabilir ve sadece borç için değil birlikte beyin fırtınası yapmak için de görüşmeler talep edebilirsiniz. Ayrıca sektörel gelişmeleri takip ederseniz durumunuzu daha iyi analiz eder ve daha iyi çözümlere ulaşırsınız.

8. Ve son olarak, çalışanlarınızı motive etmeyi unutmayın.

Krizi sadece sizin yaşamadığınızın ve çalışanlarınızın normalden çok daha zor şartlar altında çalıştığının bilincinde olun.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Korona Yüzünden Yakınlarını Kaybedenlerin Acı Dolu İsyanları Salgını Ciddiye Almayanları Ürkütecek!

👇

Koronavirüsle Mücadele Edilen Bu Süreçte Hiçbir Şey Yokmuş Gibi Düğün Yapanlara Tepki Gösteren İnsanlar

👇

Aileden Maddi Destek Almadan da Yurt Dışında Okumak Mümkün! Radikal Bir Karar Alarak İsveç'e Okumaya Giden Meleknur Alevcan

Popüler İçerikler

Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı