Koronavirüs Salgını Türkiye'ye Kadar Geldi: Virüsle İlgili Neler Biliyoruz, Korunmak İçin Nasıl Önlemler Almalıyız?

Koronavirüs salgını kapımıza dayanmışken bu süreçte yapabileceklerimizi hafızamızın bir köşesine atalım, çünkü uzun vadede alınacak her önleme ihtiyacımız olacak...

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve büyük bir hızla önce Asya ülkelerine oradan da Avrupa'ya yayılan Koronavirüs salgını sebebiyle tüm dünya şu an alarm halinde.

Kovid 19 virüsünün yayılma hızı herkesi endişe içinde bırakırken ortaya çıkan sayılar da bu endişenin üzerine tuz biber ekiyor. Dünya genelinde virüsün bulaştığı insan sayısı 81 bini geçmiş durumda, salgın nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 3 bine yaklaştı.

Çin'in ardından Güney Kore, Tayvan, İtalya, Japonya ve Fransa'da virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin olması ve salgının İran'a kadar sıçramış olması, güvenlik önlemlerinin daha da artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.

i.insider.com

Biz de bu vesileyle Koronavirüs hakkında bu zamana kadar elimize geçen tüm bilgileri, aşının geliştirip geliştirilmediğini, şu an ne durumda olduğumuzu ve almamız gereken önlemleri sizler için tekrar özetlemek istedik. Umarız, aklınızdaki soru işaretlerine biraz olsun ışık tutabiliriz. Öncelikle virüsten biraz bahsedelim...

Koronavirüsün çıkış yeri Çin’i Wuhan kentiydi. SARS benzeri bu virüsten hayatını kaybedenlerin sayısı 2672, enfekte olmuş ve gözetim altında alınmış kişilerin sayısı ise neredeyse 600 oldu.

Virüsün DNA’sının SARS’ın DNA'sı ile %80 oranında bir benzerlik gösterdiği söyleniyor. Koronavirüs enfeksiyonu için aşı bulundu haberleri gündeme gelmiş olsa da henüz aşı bulunmuş değil, bunun altını çizelim. Önce hayvandan insana ve sonrasında insandan insana bulaşan virüs; insana bulaşmadan önce konak canlısında mutasyona uğrayarak şimdiki haline ulaştı. 

Virüsle ilgili yapılan saha çalışmaları sonrası, virüsün kaynağının yarasa olduğu hatta Asya ve Afrika’ya özgü bir misk kedisi ve develerin de yarasa ile insan arasındaki ara konaklar olarak görev yaptıkları ortaya konuldu. Yeni çalışmalar ise kaynağın yılanlar olabileceğine dikkat çekiyor. Ancak henüz net bir şey söylemek mümkün değil.

Virüs artık insandan insana bulaşacak mutasyonu geçirdiği için yakın temastan uzak durmak gerekiyor. Eğer daha önce enfekte olan biriyle yakın temas kurup ardından ateş, öksürük, soluk alıp vermede zorlanma gibi belirtiler gösterirseniz, hemen doktora başvurmalısınız.

Salgın henüz ülkemiz sınırları içerisinden geçmiş değil elbette ama kötü haber vermiş gibi olmayalım, eninde sonunda geçecek. En büyük risk grubu küçük çocuklar ve yaşlılar. Ayrıca evcil hayvanlar da risk gruplarına giriyor. Bağışıklık sistemi nispeten daha zayıf olan kişilerin virüse yakalanma ihtimali de oldukça yüksek.

Peki, salgın burnumuzun dibine kadar girmişken alabileceğimiz basit ama etkili önlemler nedir? Öncelikle bunun için Dr. Oytun Erbaş'ın birkaç tavsiyesine yer vereceğiz.

Dr. Oytun Erbaş, yakın zamanda çektiği videoda virüsle ilgili bilgileri bizlerle paylaştı. Uygulanabilecek birkaç basit yöntemle kendimizi salgına karşı korumamız mümkün. Tabii, Erbaş bazı yanlış inanışlara da videoda yer vermiş. Örneğin, zannedilenin aksine bez maske takmak virüsten korunmak için işe yarayan bir yöntem değil. (N95 maskeler hariç tabii)

Bez maskeler yanlardan açık olduğu ve hava aldığı için sağlıklı birini enfekte olmaktan koruyamıyor. Üstelik maske takması gereken kişiler sağlıklı olanlar değil, hastalık riski taşıyanlar olduğu için maske kullanma seçeneğini ortadan kaldırıyoruz. Çünkü burada amaç, hasta kişinin maske takarak hastalığın yayılmasını önlemesi. Bunların dışında da en çok dikkat etmemiz gereken şey hijyen...

Dr. Oytun Erbaş, ellerimizi yıkarken elleri dirseklere kadar ve en az 30 saniye boyunca, iki kere yıkamamızı tavsiye ediyor.

İnsanlarla mümkün olduğunca yakın temastan kaçınmak ve gün içinde ellerinizi sık sık yıkamak kolayca uygulayabileceğiniz yöntemler. Tabii, bunların yanı sıra da yanınızda bir dezenfektan taşıyabilirsiniz. Dr. Oytun Erbaş'ın bir diğer tavsiyesi ise 'tuzlu su lavajı' yani burnunuzu ve sinüslerinizi tuzlu su ile temizleme. Bunu sık sık tekrar edebilirseniz, gün içinde vücudunuzu koruma altına alma şansınız da bir o kadar yüksek olur.

Erbaş'ın bir diğer önerisi de UVC sterilizasyon ampulleri...

AVM, hastane gibi kalabalık ve hastalık kapma riskinin yüksek olduğu yerlerde ve belirli sürelerde çalıştırıldığı takdirde sterilizasyon sağlanmasına yardımcı olacak olan bu UVC ampuller; virüs, mantar ve bakteriyi öldürdüğü için enfeksiyon riskini azaltıyor. Buradan AVM ve hastane yöneticilerine de seslenmiş olalım.

Dr. Oytun Erbaş'ın Flu TV'de Koronavirüsle ilgili anlattıklarının tamamını izlemek isteyenler için videoyu şöyle bırakıyoruz.👇

Biz de bunlara ek olarak birkaç öneriyle konuyu noktalayalım.

www.wikihow.vn

Gün içerisinde ellerinizi yıkamadan ağzınıza, burnunuza ve gözlerinize dokunmamaya çalışın. İnsanlarla tokalaşmak veya onlarla yakın temasta bulunmak gibi bir durum söz konusuysa sonrasında yine ellerinizi bol su ve sabun ile iyice ovuşturarak yıkayın. AVM gibi kalabalık yerlerden de bir süre uzak durun.

Sokak hayvanlarıyla bir süre temastan kaçının, temas ettiyseniz de hemen temizlenmeyi unutmayın. Sık sık duş alın, kişisel temizliğinize mutlaka dikkat edin. Umumi kullanım alanlarını mümkünse tercih etmeyin, durduk yere risk altına girmenin alemi yok.

Unutmayın, bu basit önlemler yeri geldiğinde sizin hayatınızı kurtarabilir. 

Koronavirüsle alakalı tüm detayları öğrenmek için dünden bugüne yaşanan gelişmelere yer verdiğimiz şu içeriğe de mutlaka göz atın.👇

Koronavirüs'ün İlk Kez Ortaya Çıkmasından Bu Yana Dünyada ve Ülkemizde Yaşanan Tüm Olaylar

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı