Koronavirüs Salgını Devam Ederken Tarımdan Ekonomiye Kadar Çıkarmamız Gereken Pek Çok Ders Var!

Tüm dünya ve ülkemiz Koronavirüs salgını ile ciddi bir şekilde uğraşıyor. Bununla birlikte salgın döneminde ortaya çıkan ve yüzleştiğimiz bazı konular var. 

Bu yazıda BloombergHT'de yazan İrfan Donat'ın haberini kaynak olarak kullandık.

Koronavirüs tüm dünyayı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu süreçte evimize kapandık ve işlerimizi büyük oranda dijitalde halletmeye çalışıyoruz.

Tabii zorunlu olarak dışarı çıkan insanlar da var. Ancak hem toplumsal olarak hem de bireysel olarak bir içe kapanış sürecinden geçiyoruz. Koronavirüs öncesinde rahat bir şekilde yapabildiğimiz pek çok şeyi bıraktık. 

Artık yakın çevremize de 'Evde Kal' diyoruz.

Koronavirüs salgınının ilk kez görüldüğü ülkelerin neredeyse tamamında "tüketici ekonomisi" üzerine çılgınlar görüyoruz.

Marketlere koşanlar, tuvalet kağıdı ve erzak stoğu yapanlar mı dersiniz, dış dünya ile iletişimini neredeyse tamamen koparıp internete sarılanlar mı Ortalık bir hayli karışık. 

Yakın zamanda sizler için Koronavirüs hakkında dünyadan ve Türkiye'den tüm haberlerin yer aldığı Koronavirüs özel sayfası hazırladık. Bu sayfada yer verdiğimiz içeriklerden birisi de Almanya'da Koronavirüse karşı evinde yüklü miktarda stok yapan bir ailenin paylaşımıydı. 

İlgili haberi okumak için buraya tıklayın.

Artan tüketim ve stok çılgınlığı öyle bir noktaya ulaştı ki, neredeyse tüm temizlik ve hijyen ürünleri tükenme, sınırlı sayıda satış yapılması ile gündeme geldi.

Kolonya, maske, eldiven, makarna hatta ağrı kesici ilaçlar derken şaşırtıcı haberler ile karşılaştık. 

Tüm bunlar aslında kendini ve aileyi koruma içgüdüsü neticesinde ortaya çıkan durumlar olarak karşımıza çıktı.

Yaşanan stokçuluk ve kar hırsı nedeniyle 30 liraya satılan maskelerin 300-400 liraya kadar çıktığını gördük.

Kolonya fiyatlarında fırsatçılık yapan esnaflar mı dersiniz yoksa fahiş fiyat çeken market zincirleri mi?

Bunların ardı arkası geçtiğimiz hafta kesilmezken Avrupa'da ürün fiyatların fahiş miktarda artmadığını hatta normal fiyatlardan satışa devam edildiği haberlerini de okuduk. Ülkemizde yaşanan durum ise aslında bizlere farklı olayları da göstermeye başladı; dış ülkelere olan bağımlılık.

Pek çok ülke sınır kapılarını kapattı ve kendi kaynaklarını kullanarak vatandaşlarına hizmet vermeye çalışıyor, piyasaları besliyor. Bu noktada orta ve uzun vadeli üretim planı olan her ülke ekonomik olarak darbe alsa da yoluna devam edebiliyor. 

Peki biz bu işin hangi noktasında iyiyiz?

Koronavirüs Sonrası Karaborsaya Düşen Ürünlerin Eski Fiyatlarını Görünce Çok Şaşıracaksınız

İşte tam burada BloomberHT'de Tarım Editörü olarak çalışan İrfan Donat'ın haberi karşımıza çıkıyor. Orta ve uzun vadeli tarım politikalarında uygulanan tüm stratejileri yeniden düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.

İrfan Donat BloombergHT'de ele aldığı yazıda Kolonya-Şeker Pancarı ve Melas denklemini ele alıyor. Donat yazısında dezenfektan ürünlerinde kullanılan etil alkol Etanol'ün litre fiyatının son haftalarda 75-80 cent seviyesinden 2,5 dolara kadar çıktığını ifade ediyor. 

Etil alkolün ise ham maddesi şeker pancarından üretiliyor. Bu durumda son yıllarda yaşadığımız şeker fabrikalarının özelleştirilmesini akıllara getiriyor. 

Ülkemizde şeker pancarı üretimi aktif bir şekilde devam ediyor ve etil alkolün fiyatı da tüm dünyada %200-%300 civarında artmış durumda. Bu da bize ekonomi anlamında orta ve uzun vadeli tarım politikalarının doğru bir şekilde uygulandığında her zaman kazandırdığının önemli bir göstergesi.

Bu konuyu oldukça detaylı bir şekilde sizler için incelemiş ve düzenli yayınlar yapmıştık.

Şeker Fabrikalarının Satış Kararına Sosyal Medyadan Tepki: #ŞekerFabrikalarıSatılmasın

Salgın büyüyor ve tüm dünyanın hijyen ürünlerine çok fazla ihtiyacı var.

Bu kapsamda PANKOBİRLİK genel başkanı Recep Konuk'un sözlerine yer veren yazıda şu ifadeler geçiyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Koronavirüsü küresel salgın ilan etmesinden bu yana uluslararası pazarlarda etil alkol bulunamadığını belirten Konuk, 'Bugün 2-3 katını ödemeye razı olsak bile maalesef etil alkol bulamayacaktık. Etil alkol üretiminin ham maddesi olan melas da bulunmuyor. Melasın fiyatı 1 ay öncesine göre 2 katından fazla artmasına rağmen, kimse kimseye melasını vermiyor. Etil alkole uluslararası pazarlarda 2 bin 500 dolar verenler olmasına rağmen etil alkol satan yok. Çünkü her ülkenin buna ihtiyacı var. Şeker sanayisi olmayan dolayısıyla pancar veya kamıştan melas üretimi yapılmayan ya da tahıllardan etanol üretecek altyapıyı kurmayan ülkeler bugün hijyen, dezenfektan konusunda en şanssız ve sıkıntılı ülkelerdir'.

Konuyla ilgili 2016 yılında dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın da sözleri önemli bir noktaya değiniyor.

'Şeker sektörünün özelleştirilmesi, özelleştirme programında olan birçok şirketin özelleştirilmesinden çok farklı. Benim kanaatim bu... Yani TÜPRAŞ'ı özelleştirebilirsiniz, orada bir şirket var. 

Mega bir üretim fabrika ortamı var. Onun altında tarım üreticisi yok. Türk Telekom'u özelleştirebilirsiniz ama iş, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine geldi mi bu konuyu 40 kere düşünmemiz lazım.'

Sizler de yorumlarınızı ve görüşlerinizi hemen aşağıda bizimle ve tüm okuyucularımızla paylaşabilirsiniz!

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
YORUMLAR
20.03.2020

bugün markette 80 liraya sarımsak vardı. SEKSEN TÜRK LİRASI. yerli üretimmiş. hemen yanında da 7 liraya başka bir sarımsak vardı. çin malı. buna ister fırsatçılık diyin ister ülkede tarım ve üretim bitti diyin artık yorum sizin.

20.03.2020

Pirinçin içindeki siyah taşlardan değil, beyaz taşlardan kork.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ