Korkut Ulucan Yazio: Sporcu mu Doğdum? Sporcu mu Oldum?

Spor ile ilgili bilgilerimiz, yaklaşımımız, anlayışımız teknolojinin de yardımı ile her geçen gün artıyor. Sporun ruhu, anlamı; sporcunun spora bakışı yeni gelen bilgilerin yardımı ile her geçen gün ilerliyor. Ancak şunu unutmamalıyız sporculukta bir meslek, her ne kadar okulu genelde yetenekte olsa.

Yetenek demişken spor bilimlerinde en çok tartışılan konuların başında yetenek seçimi geliyor.

Bu oldukça önemli bir konu ve spor bilimciler açısından da hayati önem taşıyor. Yetenek seçiminin kriterleri belli başlı olsa da net kriterler henüz oturmuş değil; bir uzmana göre bir kriter yetenek veri havuzunda olmalı iken diğerine göre olmamalı; halen üzerinde tartışmalar var.

Ancak tartışılmaması gereken bir faktör doğuştan bizde potansiyeli olan yetenekler; yani genler. Her ne kadar birçok bilim insanının karşı çıkmasına rağmen sporcuların genetik özellikleri, üzerinde düşünülmesi gereken konuların başında geliyor. Aslında karşı çıkan birçok uzmanda geleneksel yaklaşımlarına yeni bir cephe açmak istemiyorlar, zaten gelişmekte olan genetik bilimine yeteri kadar vakit ayıramadıkları için kabul etmek istemiyorlar. Zaten kimse onlardan genetik bilimine vakit ayırmalarını istemiyor, sadece inter-disipliner çalışmalara önem vermelerini istiyor, yani ekip çalışmasına.

Evet, genetik bilimi her geçen gün ilerliyor. Yeni bilgiler, yeni teknolojik yaklaşımlar ile birlikte her gün ilerleme kaydediyoruz. Çok sevindirici. O yüzden her işi bilenin yapması, uzmanlarına bırakılması az zamanda verimli sonuçlar almamızı sağlar.

Sporcuların yeteneklerinin taranmasında veya fizyolojik bilgilerinin elde edilmesinde genetik bilgiler çok önemli veriler sağlar.

Tıpkı en meşhur olan güç/ dayanıklılık geni ACTN3; kardiyovasküler açıdan güç/ dayanıklılık geni ACE ve AGT; mitokondriyal faaliyetler açısından PPAR ailesi gibi birçok genetik varyasyonlar sporcuların bazı fizyolojik özelliklerinin belirlenmesinde kullanılan önemli genetik parametreler. Bu ve birçok benzeri genetik analizlerin sonucuna göre de bireye özgü antrenman programlarının oluşturulması bizlere zaman ve maddi kazanç sağlayacağı da çok açık.

Sadece genetik verilere göre tabi ki değerlendirmemek gerek, genetik veriler diğer biyokimyasal veriler ve fizyolojik çıktılar ile birlikte değerlendirilmeli. Örneğin tendon yapısı değişikliklerine ve dolayısı ile sakatlıklara neden olabilen COL1A1 gen varyantı, kasların toparlanma süreçlerine etki eden IL-6 ve TNF-alfa varyantları ile birlikte olursa, bu bireylerin normalden daha uzun dinleme süreçlerine ve antioksidan bakımından daha zengin beslenme programlarına ihtiyaçları vardır. Bu yaklaşımda daha düzenli masaj ve buz kompres uygulamaları ile bu bireylerde yumuşak doku sakatlıklarına daha az yakalanmalarına ve daha kaliteli antrenman ve müsabaka yapabilmelerine neden olmaktadır.

O yüzden nasıl programlı ve düzenli çalışma başarıyı getiriyorsa genetik bilgilerimizde sporcu hayatında çok önemli yer tutmaktadır, sadece uygun değerlendirilsin.

Popüler İçerikler

Ahu Tuğba'nın Cenazesindeki Tavırlarıyla Olay Olan Meriç Erkan'ın Atatürk'le İlgili Sözleri Sinirleri Hoplattı
Seray Sever'den Apar Topar Yayından Kaldırılan "Dünya Güzellerim" İtirafı!
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Paylaşımında Kendisini Es Geçen Tarkan'dan Norm Ender'e İnce Hareket!