Korkut Ulucan Yazio: Gençliğin Sırrı Hücre Detoksu

Kaliteli yaşam hepimizin hayali, isteği. Dinç kalmak, hareketli ve enerji dolu olmak ne kadar kulağa hoş geliyor. Bizden daha dinç, daha sağlıklı görünümlü bireyleri görünce nasıl da gıpta ile bakıyoruz. Ve hemen aynı yorumu yapıyoruz, e tabi rahat bir hayatı vardır, bizler gibi sıkıntı mı çekti. 

Hepimizin ailesinde vardır benzer örnek; benim dedem günde 3 paket sigara içerdi, 90’larını gördü. Tabi köy hayatı, temiz hava, organik beslenme vs. Dedik ya bahane bulacağız ya, bini bin para. Halbuki o zamanlarda veya bireylerin yaşadıkları yerlerde ki hijyen problemleri hakkında net bilgilere sahip değiliz. Ama gerçeklik payı yokta değil, her geçen gün hücrelerimizin yükü artıyor, onları rahatsız eden faktörler çoğalıyor.

Hücrelerimiz yaşarsa biz varız, onlar ne kadar enerjik ise bizler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Yani bizleri biz yapan hücrelerimize çok iyi bakmak durumundayız. Onlara iyi bakmanın da en kısa ve net yolu onların dilini anlamak, istediklerini vermek.

Birkaç örnek verelim, özellikle de fosil yakıtların enerji amacı ile kullanılması sonucunda açığa çıkan tehlikeli kimyasallar. Bunların çoğu da polisiklik hidrokarbonlardır. Bu kimyasal moleküller DNA’mıza bağlanarak yapısını ve mekanizmasını bozarlar. Ama burada hücrelerimizi koruyan bir dizi enzimler bulunmaktadır. Bu enzimlerin aktif çalışması ile bu zararlı moleküller hızlı bir şekilde zararsız hale getirilirler. Bu bizim için sevindirici. Ancak bu enzimler her bireyde istenildiği verimde çalışamayabiliyor. Bu yüzden bu sistemimizi bilmek bizler için çok önemli.

Bu sistemi yavaş çalışan bireylerde özellikle kirli havalarda, kışları ve çok yanan besinlerin tüketilmesi konusunda çok daha dikkatli olmalılar. Bir CYP1B1 genimiz var ki bu konuda bizlere çok önemli bilgiler veriyor. Yeter ki genetik yapımız ne diyor, bilelim.

Bir başka örnek de tarım alanlarında kullanılan kimyasallar ve ağır metaller. Bu tip molekül ve iyonlar vücudumuza beslenme yolu ile girer ve aynı polisiklik hidrokarbonlar gibi ya DNA’mıza başlanarak DNA’nın yapısını bozar veya önemli enzimlerin yapısını bozarak onları inaktive eder. Bu tip moleküllerinde hücrelerimizden hızlıca uzaklaştırılması gerekmektedir. GSTM1 geni bu bakımdan bizlere çok önemli bilgiler sağlamaktadır. 

Özellikle düzenli egzersiz yapan bireylerde hücre mitokondri faaliyetleri çok önemlidir. Mitokondriler hücrelerimizin enerji santralleridir, oksijeni kullanarak bizlere enerji sağlarlar. Ancak oksijen molekülü o kadar da masum değildir. Bu enerji işlemleri sırasında serbest radikal adı verilen moleküller oluşur. Bu radikal moleküller oksitleyici etkiler sayesinde hücre zarlarını ve başta DNA olmak üzere önemli moleküllerin yapılarını bozarlar. Hücrelerimiz bu moleküller savaşmak için yeterli donanıma sahiptir ama bu donanım herkeste aynı verimlilikte çalışmamaktadır. Örneğin NQO1 enzimi hücrelerimiz için oldukça önemlidir ve oluşan zararlı moleküllerin ortadan kaldırılmasında kilit rol oynar. Ve bu enzimi kodlayan gen bir hayli polimorfiktir, kısaca değişkendir. Belki de boşuna CoQ10 takviyesi alıyoruz.

Yıllarca sporcular üzerinde yaptığımız çalışmaları artık düzenli egzersiz yapan bireylerde de gerçekleştirebiliyor ve bunun sonucunda bireylere dikkat etmesi gereken konular hakkında bilgi verebiliyoruz. Birçok hastalığın temelinde hücrelerin metabolizmalarındaki aksaklıkların önemini artık biliyoruz. O yüzden hücrelerimizi dinleyelim…

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi