Önce sevmeye kendinden başlamaya zaten eğilimli insanoğlu günümüzde kibir ve sonu sınırı olmayan bir güveni kalbine bu şekilde yerleştirmektedir. Kendini daha çok sevmekten öte karşısındaki insanı, hayvanı, doğayı severek ve hata yapmaktan korkarak, temkinli ve yanlış davranabileceği şüphesini hep duymalıdır.
Yalnız burada en belirleyici doğruya odaklanmaktır. Doğruya odaklanmak derken hep şuna takılıyorum. Halk arasında hep doğru konuşmak olarak simge söz olmuş “doğrucu Davut” olmayı hastalıklı biriymiş gibi değil de kıvanç duyulması gereken bir erdem gibi sahiplenmek gerekiyor tabii ki önce. Yalan söyleyebilen ve tercih eden insan etrafına zehir saçar.
Doğru olmak, doğru kalabilmek erdemdir. Çocuklarımıza hastalıklara karşı yapılan aşı gibi doğru olmayı zerk etmeliyiz. Üremenin, çocuk sahibi olmanın anlamını kavrayarak, sorumluluğunu alarak korku kültürü değil mutlu kültürü yaratmaktır ebeveyn olmak. Çocuğun içine, başını okşayan masum insana düşmanca bakacak tohumları ekmeden, çocuğu korku denizinde boğmadan, insandan soğutmadan yapmaktır. Dozunda şüpheyi yerleştirerek daha iyi yarınlar hazırlamaktır. Bu görev hem anne babanın hem okulların görevidir.
Bu mantıkla büyüttüğümüz çocuklarımızı hem tehlikelerden koruyacağız hem de herkese yakın ama sınırlarını koruyabilen çocuklar olmalarını sağlayacağız. Olması gereken ve yararımıza korkularımız aslında bizi biz yapan değerlerimizle bütünleşir. Sınırları belirlenmiş şüphe, başarı kapılarını açan itici kuvvettir. Günümüzde hayali bile zor olan olayların gerçekleştiği, aklını yitiren dünyada çocuklarımızı korumamızı sağlayan, iç güdülerimizi hep uyanık ve zinde tutan gücümüz kalbimizdeki doğru kaygılardır aslında.
Korkusuzca bodoslama atlayan bir zihin, cahillikten kuvvet alan zihindir. Kendinden şüphe duyan, yapılması gerekene odaklanan, korku duyan hep zekilerdir.
Bertrand Russell’ın bu konuda “Akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendinden emin olmaları” sözü bu konuyu özet geçen en çarpıcı bir tespittir.
Berna Kiper
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir.