Özellikle gençler arasında yükselen Kore trendini anlamakta zorluk çekiyor olabilirsiniz. Fakat zaman geçtikçe Kore dizileri ve kültürüyle daha da sık karşılaşmaya başlayacaksınız. Zira bu çılgınlık uzun süre daha dineceğe benzemiyor!
İşte bu trendi anlamak ve bu çılgınlığa hak vermek için, Kore dizileriyle ilgili bilmeniz gereken 13 şey...
Sakallı, bıyıklı, kıllı, iri yapılı erkekler her ne kadar bizim dizi sektörümüzün arzu nesnesi gibi gözükse de; aslında kadınların büyük bir çoğunluğu da daha zarif görünüşlü erkekleri çekici buluyor.
Zira bu Koreli temiz yüzlü oğlan çocuklarının kadın hayran kitlesinin ne kadar geniş olduğunu tahmin dahi edemezsiniz!
Kadınların da, erkeklerin de Kore'de sıkça kusurları kapatmak amaçlı estetik ameliyat olduğu biliniyor. Böylece adeta android, meleksi, hayal ürünü tipler çıkıyor karşımıza. Dizileri izlenmesi daha da zevkli hale getiriyorlar.
Bir Shameless'ı Türk televizyonlarında yayınlamakta ya da annenizle izlemekte çekinirsiniz. Lakin Kore dizileri alakasız bir kültür gibi görünse de aile, saygı gibi değerleri bolca izleyerek sizi kendisine çekecektir.
Bir karakter arkadaşıyla seks yapıp, sonra onun arkadaşına aşık olup sonra onun babasıyla ilişki yaşamaya başlamaz Kore dizilerinde.
Hele hele küfrederek güldürme gibi bir alışkanlık kesinlikle yok.
Çünkü hem kültür, hem de duygu, duygu ve daha çok duygu!
Amerikan dizilerinin cırtlak renk cümbüşü içerisinde göz yormuyor, adeta bir manzara izler gibi dizileri izliyorsunuz.
İzlerken kan, kesilen kafalar, patlayan organlar görmeyeceğinizden emin olarak temiz temiz gönül rahatlığıyla izlersiniz. Steril diziler, her şeyi kaldıramayan bünyeler için birebir.
Saatlerce süren Türk dizileriyle kıyasladığımızda bu özelliğin ne kadar kıymetli olduğunu tekrar anlıyoruz.
Tek kelimeyle rengarenk!
Her yerde göremeyeceğiniz kıyafetler ve aksesuarlar Kore dizilerinde her dakika karşınıza çıkıyor.
Örneğin Game of Thrones'daki gibi kimi sevip sevmeyeceğiniz konusunda kararsız kalmak; karakterin iç dünyasını anlamak için sezonlarca beklemek gibi durumlar söz konusu değil.
Renkler bulanık değil, daha belirgin. Bazı şeyler siyah ve beyaz. Bu da zaten yeterince karmaşık olan duygu dünyamızın netleşmesini sağlıyor ve izlerken kendi sorunlarımızı çözüyormuşcasına rahatlama hissi veriyor.
O kadar sade, o kadar doğal bir tatlılığı var ki tüm hikayelerin ve karakterlerin... Bu güzel ve sade anlatım tarzı, aslında basmakalıp sayılabilecek hikayeleri bile 'sıra dışı' gösteriyor.
Artık dünyamızda duygusal olmak, fedakar ve saygılı olmak, çekingen olmak adeta sıra dışı özellikler çünkü!
Yedikleri yemekleri, dinledikleri müzikleri öğrenirken inceden inceye 'aile' hissi seyircinin içine işleniyor. Sonrası ise Kore dizisi fanı olmak. Geçmiş olsun!
Diriliş izleyen AKP'li, Aşk-ı Memnu izleyen kavat, Kore dizisi izleyen imam-hatipli... Bayılıyoruz insanları sınıflara ayırmaya. Topraklarından Mevlana'yı çıkarmış olan ülkenin insanları, kendileri gibi olmayanı hoş görmeyi öğrenemedi bir türlü.
Ben Kore Dizilerini çocuksu bulanlara katılmıyorum. Çocuksu konuya sahip olanları izlerseniz, çocuksu bulursunuz elbette. Gidip Sihirli Annem'den başkasını izlemeyene Türk Dizileri de çocuksu gelir. Bu biraz zevkler, renkler meselesi. Gayet de bilim kurgu, tarihi, aksiyon, fantastik, macera türlerine sahip olanları var. Ama tutup koskoca bir sektörü 2 tane anime uyarlaması dizi ile yargılamak da haksızlık. Evet Kore dizisi tercih ediyorum ağırlıklı olarak. Aşağıdaki embesillerin yazdığı gibi 10 yaşında ve İmam Hatipli değilim. 30 yaşında üniversite mezunuyum. (Ki İmam Hatip'te okumanın nesi kötü veya İmam Hatip / Kore ilişkisini de çözemedim ya neyse)
Valla kim nederse desin bunların renkli dünyasına bir girdiniz mi çıkamıyosunuz. Bazen dizinin o kadar bağımlısı oluyorum ki kısa diye üzülüyorumda. Bence bu kadar kitleye cinsellik, ölüm, korku olmadan ulaşmak büyük bir başarı. Bu masum, tatlı dünyaya iyi ki de girmişim yahu. Yaşasın kore dizileriii