Herkes bu hikayeyi öğrenmeli...Bir anda dünyası kapkaranlık olan Keller'in yaşamı tamamen değişir ve daha huysuz bir çocuğa dönüşür. Aynı zamanda Keller, sık sık sinir krizleri geçirmeye başlar.Bu yüzden aile, doktorların önerisi ile telefon icat etmesinin ardından sağır ve dilsiz çocuklara okuma yazma öğreten bir okul açan Alexander Graham Bell'e gider.Perkins Görme Engelliler okulundan henüz yeni mezun olan bu kadın, Helen'in öğretmeni olarak işe başlar.Bu çalışmalar devam ederken, kontrolsüz davranışlarını sona erdirmek için işaret dili ve braille alfabesi üzerine çalışmalar yürütür. Böylece Helen insanlarla iletişime geçtikçe hırçınlıklarından vazgeçer.10 yaşına kadar insanlarla iletişim kurabilmesi üzerine çalışmalar yürüttükten sonra sıra Helen'in okula gitmesine gelir.Eğitim hayatı bittiğinde bile Anne, Helen'in yanından ayrılmaz ve sürekli olarak onun yanında kalır. Hatta Helen, Anne'nin yardımı ile hayatını anlattığı bir kitap bile yazar.Anne'nin eşi John sayesinde kitaplarını yayınlamaya başlayan Helen, Anne ve eşi ile New York'a taşınınca tüm dünyaca tanınır ve pek çok yerde konferanslar verir.Bunun yanı sıra Helen ve Anne hala konferanslar düzenlemeye devam eder ve bu konferansların gelirleri Amerikan Görme Engelliler Vakfı'na aktarılır.Polly ile tıpkı Anne ile yaptığı gibi dünyayı dolaşan Helen, çok sayıda gezi düzenler ve İngiltere Kraliçesi dahil birçok ünlü isim ve siyasetçi ile tanışır.1 Haziran 1968 yılında yaşamını kaybeden Keller'in külleri, öğretmenleri ve yol arkadaşları olan Polly Thomson ve Anne Sullivan'ın yanına gömülür.
kör sağır dilsiz olmanın biri bile imkansızca kötüyken üçü birden varken nasıl başarabilmiş. azmetmiş ama nasıl iletişim kurmuşlar acaba.