Konu daha sonra öğrencilerin avukatı ve dava savcısı tarafından Yargıtay’a taşındı.
Yargıtay’a avukat tarafından sunulan dilekçede “Hukuka açıkça aykırı beraat kararının bozulması” talep edildi. Dava savcısı tarafından hazırlanan iddianamede de beraat kararının bozulması istendi. İddianamede “Sanığın mağdurelere yönelik eylemleri nedeniyle mağdure sayısı kadar cezalandırılması gerektiği anlaşılmış olup olmakla, sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan tüm aşamalarda ısrarlı bir şekilde sanığın atılı suçu işlediğine dair beyanda bulunan mağdure sayısınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken beraatine karar verilmiş olması, usul ve esas yönünden kanuna aykırı bulunduğundan kararın bozulması talebiyle arz olunur” ifadeleri yer aldı.
Ancak Yargıtay savcısı beraat kararının onanmasını istedi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nde görülen davada Sanık Z.K. beraat etti. Fakat burada da mahkeme başkanı karara şerh koydu. Muhalefet şerhinde şu ifadeler kullanıldı: “Mağdurelerin ısrarlı beyanları ve ruh sağlığının bozulduğuna dair raporlar nazara alındığında sanığın mağdurelere yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlarını işlediği kanaatinde olduğumdan…”
Istismar taciz olaylarini normallestirme yolunda atilmis yanlis bir adim. Ogretmen sifatiyla ileri bir zamanda tecavuz olayiyla gundeme gelirse hic sasirmam .
Bu tip olaylarda aklıma eskişehir sivrihisardaki bedeneğitimi öğretmeni geliyor. 15 yaşındaki üç kız öğrenci taciz etti bizi demiş, öğretmen açığa alınmıştı. Öğretmen intihar edince kızlar itiraf etmişlerdi bize kırık not verdiği için böyle intikam aldık diye. Bildiğin iki ucu bklu değnek
Galiba neden çocuklarla cinsel ilişki yaşanmaması gerektiğini ciddi ciddi anlatılması gerekiyor bu insanlara bekaret bekaret diye kadını 2. el eşya gibi göstere göstere bunun 0 nı nereden bulacaz diye düşünüp direk fabrikasından alalım çocuklara yönelelim diye düşünüyorlar sanırım bu kadar çocuk tecavüzü tacizi istismarı normal değil hep böyle sapıklar vardı lakin bu kadar artmasının nedeni bekaret takıntısı sanırım