Sosyal medyada popüler hale gelen bu akım, sindirimi hızlandırmayı ve tokluk hissini artırmayı vaat ediyor. Peki gerçekten de öyle mi?
Lif, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlıyor, kolesterolü düşürüyor, kan şekerini dengeliyor ve kalp hastalıklarından kansere kadar birçok riski azaltıyor. Hatta sağlıklı yaşlanmaya bile katkıda bulunuyor. Yani soframızdan eksik edilmemesi gereken bir besin.
Uzmanlar yetişkinlerin günde 30 gram lif almasını öneriyor ancak çoğu kişi bunun sadece üçte ikisini tüketiyor. Bu yüzden 'fibremaxxing' kulağa cazip bir çözüm gibi geliyor. Fakat işin uzmanları fazla lifin zararlı olduğunu söylüyor.
Daha da kötüsü, aşırı lif tüketimi kalsiyum, demir ve magnezyum gibi minerallerin emilimini azaltabiliyor. Yani kemiklerinizden enerjinize kadar birçok alan olumsuz etkilenebilir.
Üstelik bu trend, özellikle IBS, Crohn veya ülseratif kolit gibi bağırsak rahatsızlıkları olanlar için tam bir kabus.
Lif tüketimini yavaş yavaş artırın, gün boyunca bol su için ve lif kaynaklarınızı meyve, sebze, baklagil, tahıl ve kuruyemişlerle çeşitlendirin. İşlenmiş lif takviyeleri ve yüksek lif etiketli atıştırmalıklara güvenmek ise doğru bir tercih değil.
Kısacası lif, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmezi. Ama her şeyde olduğu gibi burada da ölçülü ve dengeli olmak gerek. Yoksa sosyal medyada gördüğünüz o mükemmel tabak, sizi daha sağlıklı değil, daha 'hasta' bir hale getirebilir.