Topluma kontrollü normalleşmenin tam olarak anlatılamadığını söyleyen Kurugöl, 'Sınırların iyi çizilmediğine örnek olarak restoranlardaki yüzde 50 kapasite verilebilir. Hiç kimse, bir restoranın kapasitesinin ne olduğunu bilmiyor ki, yüzde 50 çok afaki bir rakam. Onun yerine, her işletme için azami alabileceği müşteri sayısı yetkililerce önceden belirlenmesi, işletmenin kapısına, içinde herkesin göreceği şekilde asılması gerekir. Böylece, içeri giren bizler de sağlığımızın tehlikede olup olmadığını, izine uyulup uyulmadığını anlayabiliriz, otokontrol sağlanır' diyor.
'Varyant virüsü artık Sağlık Bakanlığımız yerli virüs olarak kabul etmeye başladı'
Ülkemizde 1 Mart'tan itibaren kontrollü normalleşme süreci başladığını hatırlatan Kurugöl, şu önerilerde bulundu:
'Bu tarihte ülkemizde 11 binin üzerinde vaka sayısı vardı. Son bir haftadır normalleşme ile daha da arttı, birkaç gündür 13 binin üzerinde seyrediyor. Günlük vaka sayısı veriliyor ama üzerinde durulmayan çok önemli bir gösterge daha var: Test pozitiflik oranı. Test yaparsanız doğru vaka sayısını görürsünüz. Test az yapılırsa, vaka sayısı da az çıkar. Bu nedenle, normalleşme başlatılması için en önemli gösterge test pozitiflik oranıdır.
Normalleşme başlatılması için test pozitiflik oranının yüzde 3'ün altında olması lazım.
Bugün itibarı ile test pozitiflik oranı, yüzde 9'un üzerine çıkmış durumda. Bu kadar yüksek bir oran varken, vaka sayıları günden güne artarken, kontrollü bile olsa normalleşme başlatılması bence doğru değil. Yine, çok önemli bir durum da varyant virüsün ülkemizde yaygınlaşması. Bulaşıcılığı çok daha yüksek olan İngiltere varyantı şu anda Türkiye'de çok yaygın. Varyant virüsü artık Sağlık Bakanlığımız yerli virüs olarak kabul etmeye başladı.
Sağlık Bakanlığı önemli bir çalışma yaptı. Ülkemizde illeri risk durumuna göre kırmızı, turuncu, sarı ve mavi olarak ayırdı ve bölgesel uygulama başlatacağını açıkladı. Bu hafta sonunda açıklanan rakamlara göre, Türkiye'nin çok büyük bir kısmı kırmızı ya da turuncu oldu. Maviler son derece azalmış durumda. Yine, büyük şehirlerin tümü kırmızı ve turuncu renkli, yani riskli veya çok yüksek riskliler. Turuncu renkli, hatta kırmızıya yaklaşan riskli büyük şehrimiz İstanbul'da memurların mesaisi eskiye dönüş yapılarak, sabah 09.00'da başlayacak, 17.00'de bitecek şekilde değiştirildi.
Bu doğru bir uygulama olmaz, sabah ve akşamın en yoğun saatlerinde memurlar ve sınava giden öğrenciler trafiğe eklenince, insan trafiğini özellikle metrodaki otobüslerdeki zaten yüksek olan insan trafiği daha
da arttı. Bu çok riskli bir durum. Ayrıca Cumartesi serbest, pazar yasak gibi bir uygulama var. Oysa tek gün insanlar dışarı çıktığı zaman, o gün yoğunluk çok aşırı şekilde artıyor. Cumartesi gördük ki haftanın en kalabalık günü oldu.'
tsunami olsa yine iyi.Tsunami bu dalga karşısında diz çöker tövbe ister :)
Kesin artık sesinizi bıktık, bir tekiniz kongrelere laf edemiyor aq