Kontrolfrikler Kilo Veremezler!

Bakınca kilo vermek çok kolaydır. Kişi kararını verir, diyetini eline alır, spor yapar ya da sadece yürüyüşlere başlar! Kilolar gider! İşlem basit! Beden değişir! Değil mi?

Ya sonra?...

Evet, yıllar boyu sürdürülen alışkanlıkların kilo vermek için bir süre bırakılması durumunda bile bu aslında kişiye tam olarak bir değişim gibi gelmez. Bir süre için bazı gıdalardan vaz geçilecek, kilolar gittiğinde yine özgürlüğe kavuşmak mümkün olacaktır. Ama o özgürlük tehlikenin başladığı yerdir! Çünkü eski alışkanlıklara dönülür, eski alışkanlıklara dönülünce eski beden de geri gelir!

Ne kadar tanıdık değil mi?

Çünkü yalnızca tartıdaki rakamlar değişmiştir! Kontrol düşkünü insan odağını bir süre kendine çevirmiş, kendiyle işi bitince de diğer kontrol alanlarına yönelmiştir! Yani kiloya neden olan diğer her şey aslında yerli yerindedir. O bedeni kilolu hale getiren kayıtlar değişmemiş, bedeni o hale getiren eski alışkanlıklara bir süre ara verilmiştir. Sadece görüntü yenidir. Ona da alışmak için zaman gerekir. Eski görüntün, yıllardır aynada gördüğün, tanıdık bedendir.

Yenisi ile barışmak gerekir-ki bunu sana kimse söylemez! Hatta bazen “iyi niyetli tespitçiler” “Aaa ne kadar zayıflamışsın! Bir sorun yok değil mi? Ay resmen küçülmüşsün!” gibi yorumlarla çabanı takdir! eder. Bu yüzden de bazen sadece bu yeni halinle barışamadığın için kiloların geri gelir. Beden-zihin-ruh uyumlu kalmak ister. (Bu başka bir makalenin konusu olsun.)

O yüzden; kalıcı kilo vermek başlı başına aslında bir değişim sürecidir. Tartıdaki rakamlarla birlikte, beden kompozisyonu değişir (Yağlı bir bedenden kaslı bedene, susuz bir yapıdan dengeli bir yapıya dönüşür). Sağlıklı kilo verme sürecinde bazı alışkanlıklar değişir. (Abur-cubur, tatlı alışkanlıkları, gece yemeleri varsa bırakılır). Sağlıklı kilo verme sürecinde duygular, yaşam şekli, hiçbiri olmasa bile bakış açıları değişir. Özetle zihin değişince duygular, duygular değişince beden değişir. 

Ve tüm bunları değiştirmek kontrolfrikler için hiç de kolay değildir. 

Burada tekrar etmiş olacağım ama söylemem gerek; “Sağlıklı ve kalıcı kilo vermek bir değişim hatta dönüşüm sürecidir.”

Sanıldığının aksine, değişim heyecan verici bir şey gibi görünse de hemen herkese ürkütücü gelir. Hele ki olacak olanı bilme ihtiyacı yüksek olan, olasılıkları kendi istediği şekilde yönetmek isteyenler için! 

Çünkü değişim belirsizliktir! Konfor alanı dediğimiz şey herkesi değişim söz konusu olunca zorlar ama kontrol sevenler iki kere zorlanır. En azından “var olanı” nasıl kontrol edeceğini bilir!

Eğer sen de kontrol sevdalısı isen değişim ürkütücü gelir!

Konrol sevdalısı olanlar genellikle kendini bilir ama şüphen varsa bakalım. 

Eşinin ne giyeceğini, nerede nasıl davranacağını, 14 yaşından büyük çocuğunun ödevini yapıp yapmadığını, 18 yaşını aşmış evladının ne yiyeceğini, aklı başında ebeveyninin sağlığı için adım adım atmayacağını dert ediyorsan ya da iş yerinde en çok çalışan kişi isen, sevdiklerinin başına bir şey gelmesin diye kendini unutan, herkese akıl dağıtan kişi isen de kendini yakalayabilirsin! 

Ve değişim ihtimali gündeme geldiğinde kontrolcülerin kafasında kocaman bir soru işareti ve karınlarında ağrılar oluşur! 

Gözlerini kapat ve artık kimseyi yönetmediğin bir hayatı düşün! Sen kontrol etmediğinde neler oluyor? Karnına bir ağrı girdi mi? Ya başına?

Değişme ihtimali ürküttüyse tebrikler! Neden kilolarla uğraştığına dair bir veri daha elde ettin!

Değişme ihtimali canını sıktı şimdi. Haklısın… Her seçim bir vazgeçiştir. Her yeni seçim beraberinde başka bir şeyi kaybetmeyi getirir.

Aslında hayatımızın hemen her alanında kaybetme korkularımız var. Korku anlık bir duygu, kaybetmeden önce kaybetmekle ilgili duyduğumuz olumsuz duygu kaygıdır ama dilimizde korku olarak yerleştiği için korku diyeceğim.

İşimizi, paramızı, kariyerimizi kaybetme korkusu, sevdiklerimizi (fiilen ya da manen) kaybetme korkusu, sosyal statümüzü kaybetme korkusu, sağlığımızı kaybetme korkusu, gençliğimizi kaybetme korkusu, hayatımızı kaybetme korkusu.. Tanıdık geliyor mu?

'Ama kilo kaybetme korkusu diye bir şey yok ki...' dediğinizi duyar gibiyim. Evet kilo kaybetme korkusu diye bir şey yok ama o kilolar giderken de bir kayıp yaşayacaksın ve kaybetme ihtimali her zaman, bizde kaygı yaratır. Değişirken, eski versiyonunu bırakacaksın. Şimdiki versiyonuna da büyük emek verdin ve kilolar hariç aslında çok da mutsuz değilsin. Yeni versiyonda var olandan da olma ihtimali düşündürücü. Bu yüzden korkmak, kaygılanmak da doğaldır.

Şimdi, derin bir nefes al ve yüksek sesle söyle lütfen!

Değişmekten korkuyorum!

Kendi sesinden, kulağınla duymak hoşuna gitmedi eminim. İçeride tetiklenen kızgınlık, acizlik, hatta mide bulantıları olmuş olabilir. Ya da bu korkuyu söylerken kendini çok güçlü hissettin! Hepsi normal, hepsi sabotajcı ve hepsi geçecek merak etme.

Sadece korkunu dile getirdin. Onu saklandığı yerden çıkardın.

Artık korkundan özgürleşerek değişim için harika bir adım atmaya hazırlanıyorsun!

Mükemmeliyetçi değilsen ertelemeden adım atabilirsin artık! Mükemmeliyetçi isen de şu sözü hatırlat kendine;

Değişmek için asla hazır olmayı bekleme!

Hepimiz için değişimi kolaylıkla kucakladığımız bir yaşam dileklerimle bu yazımı da noktalayayım. Hayatın değişmeden yaşanmadığı notunu da şuraya bırakayım.

Yeni yazıda görüşmek üzere…

Instagram

Facebook

X

Web

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi