Düşünce sistemleri de vardır. Bunlar Konfüçyüsçülük, Taoizm, Mahoizm ve Legalizmin de içinde bulunduğu sistemlerdir. Şi Huang ise Legalizmi benimser biraz daha ileri giderek Konfüçyüsçülüğü yasaklar.İnsanların bencil ve kötü olduğunu söyleyen Legalizm'i yeğ tutar ve özellik konfüçyüsçülük ile uğraşarak işi kitap toplatıp yakmaya kadar götürür. Ve hatta Legalizm dışındaki düşünceleri savunan düşünürler de ya hapis edilir ya da idam.Bu da sert yasalarla birlikte katı bir devlet yönetimi anlamına gelir. Kısacası Legalizme göre gereğinden fazla hoşgörü toplum düzenini bozmaktadır ve insan sıkı bir şekilde denetlenmezse ayaklanmalar kaçınılmazdır.İşte İmparator bu yetkilerini kullanarak insanların birbirlerine nasıl hitap edeceklerine kadar belirler. Ve özellikle basit ya da ağır fark etmeden yasaları çiğneyen suçlulara çok ağır cezalar hazırlanır. Askere alınma, hapis, idam cezası gibi...Bu yüzden kanunu çiğneyen aslında eşitliği bozmuş olmaktadır. Ayrıca buradaki 'karizma' yönetici değil onun pozisyonudur. Ve Şi Huang bu ilkeler doğrultusunda soylu sınıfı ortadan kaldırarak liyakate dayalı 'meritokratik' bir yapı kurar.Herkes için geçerli olan bir para birimi, karayolu sistemi, ağırlık ve uzunluk ölçüleri ile standartlaşmış yazı dili de Legalizm'in bir çıktısı olur. Tabii ki bu düşünce 2100 sene hakim olmaz ve ilerleyen dönemlerde imparatorlar başka düşünceleri de benimserler.
Sonraki imparatorlarsa Konfüçyüsçülüğü benimser