Kim kimin sevgilisi, kimin karısı kimin bacanağına musallat oldu anlamadık...
Kim kimin sevgilisi, kimin karısı kimin bacanağına musallat oldu anlamadık...
Geçtiğimiz sezonun en iddialı işleri pazartesi gününe sıralanmıştı, bunlardan biri de korona vesilesiyle erken sezon finali yapmak zorunda kalan Sefirin Kızı idi. Sizin için taze taze incelemeye alıyoruz, bakalım Sefirin Kızı sezona nasıl başlamış…
Akın ve Kahraman’ın kurduğu plana yem olan ve her defasında 'destansı' bir sevdaya tutuldukları vurgulanan destansı aşıklarımız, karşılıklı olarak birbirlerini kurtarmanın derdine düştüler. Nare yaklaşık 5-6 tane takım elbiseli adamın ablukası altında, nasıl becerdiyse herkesi atlatıp Akın’ın boğazına kırık şişeyi dayamayı başardı.
Sancar’ın vurulmasından aldığı cesaretten midir nedir, tek başına herkesi dize getirdi kendisi. Tabii, bir yandan da maniden hallice diyaloglar havada uçuştu.
Efendim bu yatlar, tekneler olası bir kaçırılma vakası yaşanırsa diye hazır olda tutuluyor anladığımız kadarıyla. İşte Sancar da ayağına gelen bu fırsatı layıkıyla kullanarak önce el âlemin yatında dalış malzemeleri buldu, ardından bir balıkçı teknesine binip Nare'nin peşine düştü. Tüm bunları yaparken havada uçan kuşlara dahi mani düzmeyi de ihmal etmedi. Anlayacağınız cephenin bu tarafı bol aksiyon ve bol mani doluydu.
Karısını aldatan kocalar, kocasının peşine düşen kadınlar, birbirinin kuyusunu kazan gelinler ve bir adet kaza mağduru Kavruk'un bulunduğu evde kazanlar kaynadı tek bölümde.
Koskoca dizide aklı başında olan toplasanız iki, üç kişi var. Bunlardan biri Gediz, diğeri de Elvan. Bu iki karakter olmasa serim, düğüm, düğüm şeklinde ilerlerdi dizi. Neyseki olayları analiz etme yetenekleri ve iş bitiricilikleri ile yine farklarını ortaya koyup her duruma el atıverdiler. Sancar'la Nare'nin başına gelenleri fark etmelerinden tutun da Menekşe ile Yahya'nın karıştırdığı haltları çözmelerine kadar ne arasanız hepsi var bu ikilide!
Gerçi Kahraman'ın son dakika golü ile kaçırılma olayının ihalesi de Yahya'ya kaldı ama olsun, o kadarcık kusur olur. Kahraman'a da bir parantez açalım, kötü bile olsan sevdik seni mantık reyiz! Sonunda düzgün plan yapıp bunları akıllıca uygulayan bir karakter düştü önümüze, sağ ol var ol...
Yaralı halde gizlice bulundukları tekneye girmeyi başaran Sancar'ın omzundaki kurşunu çıkarmakla kalmadı, ondan önce Akın'ı bir güzel yumruklayıp bir de korumaların gözünü korkuttu. Bu kadar aksiyonun içinde başardıkları yetmezmiş gibi bir de Sancar'ına siper olup kurşun yedi. E bu kız daha ne yapsın!
Yani güzelliğinin yanında bir bu kadar da meziyetin olacak, sonra gidip Sancar Efe gibi affedersiniz hödüğün tekine aşık olup sürekli el âlemden metres damgası yiyeceksin... Gerçi kendisinin de kafası pek yerinde değil sanki, kaçırılma operasyonunun ortasında Sancar'a Gece'nin sırtına Menekşe'yi bindirdin mi gibi abes bir soru yönelttiğine göre.
Milyon dolarları ve bir adet de beş yıldızlı oteli bulunan Sancar Efe, hamile karısının yaşadığı ve zamanında o hamile karısı tarafından saldırıya uğramış olan Nare'yi sanki kalacak başka yer yokmuş gibi konağa getirdi, evet.
Fecaat bir kaynanası, ondan da beter kayınçosu ve bunların hepsinden daha fena olan annesinin yaşadığı yere yaralı sevdiceğini getirmekte beis görmeyen empati yoksunu Sancar, üstüne Gediz'ciğin 'Sen ne yapıyorsun be manyak adam!' çıkışlarına bağırarak karşılık vermeyi de ihmal etmedi. Bölümün finalini de bu ikilinin restleşmesiyle yaptık, Nare acaba gidecek mi yoksa kalacak mı?
Dizinin senaristleri 'Sen Anlat Karadeniz' dizisinin de yaratıcıları olan Nehir Erdem ile Ayşe Ferda Eryılmaz ikilisi, biliyorsunuz ki. İki dizide de ortak olan sıkıntı, diyaloglar ve monologlardaki laf kalabalığı. Yani Sancar'ı anlamak için elinizde atasözleri - deyimler sözlüğü taşımanız gerekiyor. Aynı şekilde Kavruk mani yakmadan derdini anlatamıyor.
Ege insanı her daim bu şekilde mi konuşmakta yoksa bu aşkları destan olan insanlara ve onların çevresindekilere özgü genel bir sorun mu bilemedik. Sürekli havadaki kuşa, gökyüzüne ve o da olmadı uzaklara bakan karakterler destan ve sevda demeden cümle kuramıyor. Bu da izleyenleri boğan bir durum.
Yani dertler saymakla bitmez. Empati yoksunluğu ve yalnız benim dediğim olur mantığı ile nereye kadar ilerlenir orası muamma. Çünkü bu tuhaf ve irite edici ilişki çoktan bizi bunalttı bile.
Son yediğimiz darbe ise ne yazık ki dizinin en mantıklı isimlerinden biri olan Gediz'den geliyor. Yahya'nın başarısız olan aldatma teşebbüsü Gediz tarafından genel müdürlükle ödüllendirilirken Dudu işten çıkarılarak adamları ayartmakla suçlanıyor. Kendisinin de haklı bir serzenişi oldu zaten bölümde bununla ilgili.
Erkeğin elinin kiri düşüncesi dizideki en donanımlı adamın dahi zihninin köşesinde notu düşülürken bir yandan arka planda verilmeye çalışılan 'kadınlara el uzatmayın' mesajı maalesef bizde karşılığını görmüyor bu samimiyetsizlikle. Umarız bir an önce toparlanır bu sıkıntılı noktalar...
Bu diziyi kurtaracak tek şey, esas kızın bu zamana kadar yapmadığı akıllıca bi hamleyle öküz yobaz bencil megaloman tam bi ortadoğu temsilcisi olan esmer herif yerine mütevazı sevmeyi bilen çağdaş zeki, açık görüşlü ve bi o kadar yakışıklı sarışını seçmesidir. Ancak o şekilde dizi iyi bi mesaj vermiş olacak.