Seçim kampanyaları döneminde meydanlarda halka seslenerek ya da televizyondaki tartışma programlarına katılarak kararsız seçmenleri ikna etmeye çalışan siyasi parti liderlerinin seçim vaatleri arasında ise ekonomi öne çıkıyor.
Ekonomik krizin neden olduğu siyasi istikrarsızlık nedeniyle ülkede, seçim kampanyalarının öncekilere göre daha sakin geçmesi dikkatlerden kaçmıyor.
Seçim kampanyaları, Avrupalı kreditörlerin yardım anlaşmaları karşılığında istediği reformlara destek verenler ve vermeyenler olarak iki boyutta sürüyor.
Siyasi yelpazenin solunda bulunan SYRIZA ve muhafazakar sağ eğilimli Yeni Demokrasi (ND) Partisi, 3. kurtarma paketine soğuk bakmazken, partilerin kurtarma paketinin dayattığı reformların uygulanması konusunda farklı programları bulunuyor.
SYRIZA lideri Aleksis Çipras, partisinin iktidar olması halinde Avrupalı kreditörlerle imzalanan anlaşmaları bundan sonra daha deneyimli olarak ve kendi hedefleri doğrultusunda yeniden müzakere edeceğini belirtiyor.
Yeni Demokrasi Partisi lideri Evangelos Meymarakis ise ülkenin kurtarma paketi için yürüttüğü müzakerelerin seçim sonrasında oluşturulacak çok katılımlı istikrarlı bir hükümet kapsamında ortak bir heyetle yürütülmesini savunuyor.
Aynı çizgide yer alan Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) ve Demokratik Sol Parti’den (DİMAR) oluşan Demokratik Güçbirliği ve merkez sol To Potami Partisi ise Yunanistan’ın her durumda Avrupa yörüngesinde kalması yönünde politika sürdürürken, ülkenin kalkınmasının yeni isimlerle mümkün olabileceğini öne sürüyor.
Öte yandan, Avrupa karşıtları olarak bilinen Yunanistan Komünist Partisi (KKE), aşırı sağ Altın Şafak Partisi (Hrisi Avgi) ile SYRIZA’dan ayrılan milletvekillerinin oluşturduğu Halk Birliği Partisi (Laiki Enotita) ise Yunanistan’ın içerisinde bulunduğu zor durumdan kurtulması için tüm yardım anlaşmalarının iptal edilmesi ve gerekirse ülkenin AB’den ve euro Bölgesi'nden çıkması gerektiğini iddia ediyor.