Televizyonda ve filmlerde gösterilenin aksine koma, etkileri uzun bir sürece yayılabilen ciddi bir durum. Pek çok koma birkaç haftadan daha uzun sürmese de, komada aylarca veya yıllarca kalan insanlar da var. Tahmin edebileceğiniz üzere de bir kişi ne kadar uzun süre komada kalırsa, uyanma ihtimali o kadar düşer. Komada kaldıkları zamanlar farklı olsa da, komadan uyanan bu 10 kişinin hikayesi sizleri hayrete düşürecek!
2008 yılında, 60 yaşındaki Sam Carter, kırmızı kan hücrelerinin azalması veya hemoglobin eksikliği nedeniyle ortaya çıkan anemi nedeniyle komaya girdi. Üç gün komada kalan Carter'ın uyanma ihtimalini yüzde 30 olarak gören doktorlar, karısına, Sam Carter'a biraz müzik çalmasını önerdi.
Bunun üzerine Carter'ın karısı, Rolling Stones'dan I Can’t Get No Satisfaction şarkısını çalmaya başlar ve o anda Carter gözlerini açar! Komada kaldığı zamanı hatırlamayan Carter ise, şarkının 17 yaşındayken aldığı ilk plak olduğunu, komadayken şarkıyı duyduğunu ve bunun ona uyanmak için enerji verdiğini söylüyor.
2012 yılında, 32 yaşındaki Sarah Thomson, beyninde kan pıhtısı oluşması nedeniyle komaya girdi. 10 gün komada kaldıktan sonra ise uyandı. İlginç olan kısım ise, Thomson uyandığı zaman yılın 1998 olduğunu sanıyordu. Örneğin Michael Jackson'ın hala hayatta olduğunu sanan Thomson, daha da önemlisi çocuklarını bile hatırlamıyordu! İlk çocuğunu 1998 yılında hala eski sevgilisi ile beraberken doğuran kadın, onu 14 yaşında görünce oldukça şaşırdı. Daha kötüsü ise diğer iki çocuğunu hatırlamıyordu ve kocasını hastanede çalışan biri sanıyordu. Uzun bir süre asi davranışlar sergileyen Thomson, yavaş yavaş gerçek hayatına adapte olmaya başlamış.
Avustralya'da büyüyen Ben McMahon, Fransızca ve Çincenin lehçesi olan Mandarin dilini öğrendi. Fakat denilene göre ikisinde de akıcı konuşamıyordu. 2012'de bir kaza geçirdi ve bir hafta komada kaldı. Doktorların uyanmasına çok düşük ihtimal verdiği McMahon, imkansızı başardı ve uyandı; fakat sadece Mandarin dilini konuşabiliyordu! İngilizceyi ise hiç konuşamıyordu! Eninde sonunda tekrar İngilizce konuşmaya başlayan McMahon, Mandarin dilini ise hiçbir zaman unutmadı.
Tanınmış, saygın bir jazz piyanisti olan Fred Hersch, 90'ların başında AIDS olduğunu açıkladı ve 2008 yılında komaya girdi. 2 ay komada kaldı ve sonunda uyandı. Uyandıktan sonra ise 8 ay boyunca tüple beslendi. 10 ay boyunca yatakta olan Hersch'in motor becerileri mahvolmuştu. Buna rağmen piyano çalmak için alıştırma yapmaya devam eden Hersch, 2010 yılına gelindiğinde tekrar piyano çalabiliyordu! Piyanonun iyileşmesinde önemli rol oynadığını söyleyen Hersch, komasında 8 tane rüya hatırladığını söylüyordu. Daha sonra ise bununla paralel olarak ''Koma Rüyalarım'' isimli 90 dakikalık bir konser yazdı.
2009 yılında Jarrett Carland ve en yakın arkadaşı bir araba kazası geçirdi. En iyi arkadaşı ölürken, Carland ise bitkisel hayata girdi. Doktorların çok büyük umudu olmasa da, ailesine Carland'a şarkı dinletmesini söylediler. Uzun bir süre bu şekilde tedavi gören Carland, 4 ayın sonunda country şarkıcısı olan Charlie Daniels'ın The Devil Went Down to Georgia isimli şarkısına tepki verdi ve daha sonra da komadan uyandı. Bu olaydan 6 ay sonra ise Carland bir konserde Charlie Daniels ile tanışma fırsatı buldu.
1988 yılında, Polonya'da tren yolunda çalışırken bir yaralanma nedeniyle komaya giren Jan Grzebski, 19 yıl komada kaldı. Komadan çıktığında ise yepyeni bir dünyaya uyandı! Yaşadığı ülke artık komünist değildi ve 11 torunu vardı. Bu hikaye o dönem dünyanın pek çok yanına yayıldı.
Fakat, Jan Grzebski'ye göre bu hikaye tamamiyle abartıdan oluşuyor! Dediğine göre kendisi sadece 4 sene komada kalmış, fakat uyandığında ise her şeyin farkındaymış. 11 sene felçli kalan Jan Grzebski, daha sonra konuşmayı ve yürümeyi bile öğrenmiş!
33 yaşındaki Gary Dockery'nin mesleği polislikti. Bir çatışma sırasında başına isabet eden Gary Dockery, bitkisel hayata girdi ve 7 sene kadar bitkisel hayatta kaldı. 11 Şubat 1996'da ailesi Gary Dockery'nin hastalığı hakkında konuşuyorlardı. Seçim yapması gereken aile üyelerinin bir seçeneği de, Gary'nin ölmesine izin vermekti. Fakat o sırada sıradışı bir şey oldu ve Gary Dockery konuşmaya başladı. Pek çok şeyi hatırlıyordu. Oğlunu, gittikleri kampları... Fakat vurulma olayını hatırlamıyordu. Buna rağmen konuşmaya başladıktan 18 saat sonra, biraz daha az konuşmaya başladı. Üzücü bir biçimde, konuşmaya başladıktan bir yıl sonra, 15 Nisan 1997'de, Gary Dockery hayatını kaybetti.
1984 yılında, 19 yaşındaki Sarah Scantlin, sarhoş bir sürücünün çarpması sonucu ağır yaralandı. Sürücü durmadı ve yoluna devam etti. Bunun üzerine ikinci bir araba Sarah Scantlin'e çarptı ve kafatasını ezdi. Kendi başına sadece nefes alabilen Sarah Scantlin, hemen hastaneye kaldırıldı ve 1 ay komada kaldı. Doktorlar Sarah'nın bir daha hiçbir zaman uyanamayacağını söyleseler bile ailesi Sarah'ı 1985 yılında bir bakım evine taşıdı.
Arada sırada göz kırparak iletişim kurabilen Sarah, 16 yıldır bu durumdaydı. Daha sonra Pat Rincon isimli bir çalışan tarafından konuşma eğitimi almaya başladı. 4 yıl boyunca her gün Pat, Sarah bir ses çıkardığında onu cesaretlendirdi. Bir yıl sonrasında ise Sarah artık bir şey belirtmek istediği zaman çığlık atıyordu.
2005 yılının ocak ayında ise Pat, Sarah'ya bir hikaye okurken, bir hasta geldi. Pat yakın zamanda onunla ilgileneceğini söyledi ve tam o sırada Sarah, kazadan beri ilk kez konuştu ve 'tamam' dedi! Bundan aylar sonra yavaş yavaş konuşmaya başlayan Sarah Scantlin, artık tekerlekli sandalye kullanıyor ve insanlarla az da olsa iletişim kurabiliyor.
1984 yılında 19 yaşındaki Terry Wallis ve arkadaşı bir kaza geçirdi. Arkadaşı ölürken Terry Wallis komaya girdi. Tam 19 yıl boyunca komada kalan Terry, 11 Haziran 2003'de uyandı. Uyandığında ilk annesini gören Terry'nin ilk kelimesi 'anne' oldu. Daha sonrasında ise 'pepsi' ve 'süt' dedi. Hangi yılda olduğunu bilmeyen Terry Wallis, pek çok olayı da kaçırmıştı. Felç olsa bile iletişim kurabilen Terry, doktorlar arasında büyük bir araştırma konusu olmuş. Doktorlar 19 yıl boyunca beynin kendini yeniden yapılandırdığını ve yeterli sayıda bağlantı oluştuğunda beynin uyandığını düşünüyor.
Haleigh Poutre, 4 yaşındayken annesinin elinden alınıp teyzesi Holli'ye verildi. Holli resmi olarak Haleigh'ı evlat edinene kadar Haleigh, teyzesi, teyzesinin kocası Jason Strickland, ve teyzesinin 3 çocuğu ile birlikte yaşadı. Fakat 8 yaşında olan Haleigh Poutre bakımsız gözüküyor ve vücudunda morluklar oluşuyordu.
Haleigh, 11 Eylül 2005'te henüz 11 yaşındayken bilincini kaybetmesi nedeniyle hastaneye getirildi. Doktorlar Haleigh'i incelediklerinde şunu gördüler: Beyni o kadar büyük zarar görmüştü ki, bu ancak yüksek hızla bir kaza yapılması sonucu oluşabilirdi. Komaya giren Haleigh Poutre'un doktorlara göre uyanması çok zor gözüküyordu. Olaydan 10 gün sonra Haleigh'in teyzesi ve teyzesinin kocası tutuklandı fakat , kefalet ile serbest bırakıldılar. Daha sonra büyükannesinin evine giden teyzesi Holli, önce onu sonra kendisini vuran büyükannesi tarafından öldürüldü.
Geriye suçlanacak tek bir isim kalıyordu. Jason Strickland! Cinayet suçlaması ile karşı karşıya kalmak istemeyen Jason Strickland, Haleigh'in yaşam ünitesine bağlı yaşamasını istiyordu. Fakat, 2008 yılında mucizevi bir şekilde Haleigh uyandı ve Jason Strickland ise 12-15 yıl arasında cezaya çarptırıldı.
Tekerlekli sandalyede yaşamak zorunda olan Haleigh Poutre, biraz konuşabilse de çoğunlukla sandalyesine bağlı olan tahta yardımı ile iletişim kuruyor. Haleigh Poutre, uyandıktan 2 yıl sonra 16 yaşındayken koruyucu bir anne ve baba tarafından evlatlık olarak alındı.
Bunları okuyunca aklıma Turabi'nin bir lafı geldi. ''Geçen hafta bir adama vurdum baba 6 aydır komada.''
Resimleri olmadan biraz inandiriciligini kaybetmis gibi oluyor .
http://wwlp.com/2015/05/11/haleigh-poutre-10-years-later/