3-4 saat sonra Seyhan Devlet Hastanesi’nden birileri aradı. Kendilerini neden şikayet ettiğimi sordular… “Hayır ne hastaneyi, ne doktoru şikayet ettiğimi sadece malzeme olmadığını söylediğinizi yazdım” dedim. “Bu durum hastanemizle alakalı değil, medikalcilerle ilgili, şu an medikalcilerle anlaşamıyoruz” dediler.
“Peki ne zaman anlaşacaksınız?” diye sordum, “Hiçbir bilgimiz yok” dediler.
Tekrar 184’ü aradım. İl Sağlık Müdürlüğü’yle konuştuklarını ilettiler. İl Sağlık Müdürlüğü de medikalcilerle yaşanan sorun nedeniyle bu durumda olduklarını aktarmış.
Biz Adana’da yaşıyoruz. Bekar bir anneyim, nafakayla geçinmeye ayakta kalmaya çalışıyorum. 10 yaşında “hafif mental” bir de kızım var. Özel durumu nedeniyle sürekli ilgilenmem gerekiyor.
Oğlum Uygar açık öğretim lisesinde çünkü devletimiz ona evimize yakın bir okul gösteremedi. 22 kilometre uzakta bir okula kayıt yapabileceğimiz söylediler.
Valiliğe başvurdum. Kızımın özel durumunu anlattım. Oğlumun o okula gitmesi için 400 TL servis , 600 lira da yemek parası istendiğini, bunu karşılamamın mümkün olmadığını anlattım. Yakın bir okula alınmasını arzettim. Yapmadılar.
Ben de oğlumu mecburen açık öğretim lisesine yazdırdım. Etüdle de desteklemeye çalışıyorum. İşte o gün etüde giderken bu kaza yaşandı.
Bu zor günlerin bir an evvel bitmesini istiyorum, oğlumun acılarının dinmesini istiyorum.
Platinin olmama sebebi doların yüksekliği. Bu ülkenin başına ne geldiyse cahillikten geldi. Hep kötü ülkeleri örnek aldık, Umut hiç bir zaman olmayacak.
Çocuğun eğitim hakkı elinden alınmış. Yetmemiş sağlık hakkı elinden alınmış. Sonra biz hastane yaptırdık, onu yaptırdık bunu yaptırdık dersiniz! Neresinden tutsanız rezalet bir olay ya!
Rezalete bak ya. Rezalet şu hale bak ülkeyi ne duruma soktunuz.
Şehir hastanelerini öven, geçmişte sıra beklediğini her daim dile getiren yaşlı akpli moronlar ne durumda acaba?