Kölelikten Hükümdarlığa Geçtikten Sonra Roma İmparatoru Unvanından Kendi Rızasıyla İstifa Eden Diocletianus

Adı pek duyulmamış olsa da hikayesi gerçekten etkileyici...

Babası bir köle olan Diocletianus, doğuştan bir asker olarak doğdu.

Babası ile beraber özgürlüğüne kavuşunca ilk işi orduda gönüllü asker olmak olan Diocletianus, özellikle Pers Savaşları esnasında öne çıktı ve sayısız başarı kazandı.

Önce konsüllük rütbesini alan Diocletianus, daha sonra saray muhafızlarının komutanı oldu ve Lejyonerlerin saygısını kazandı.

Başarıları ile gitgide daha da yükselen Diocletianus, 284 yılında Augustus unvanını aldı. İlk olarak Roma'nın yönetim biçimini değiştiren Diocletianus, monarşiyi ikili yönetime çevirdi ve tahtını silah arkadaşı Maksimianus ile paylaşmaya karar verdi. Bu nedenle ona Caesar unvanını verdi.

Kendisi İzmit ve Kayseri'de Maksimianus ise Avrupa'da yönetimi sağladı. Bu hareket ile Diocletianus, Roma'nın sınırlarını genişletme hedefi koydu.

Durum böyle olsa da Maksimianus oldukça sorumsuz ve acımasızdı. Bu nedenle Diocletianus ikili sistemi dörtlü sistem olarak değiştirdi ve Doğu ile Batı için iki varis atandı. Maksimianus, Konstansius'u, Diocletianus ise Galerius'u seçti.

Yönetim anlayışı ardı ardına reform yaratmak olan Diocletianus, asla yerinde durmadı ve dörtlü sistemin ardından sınır güvenliği ile askeri birlikleri arttırdı.

Açıkçası bu yaptığı en iyi reform olmuştu çünkü Roma İmparatorluğu tam 20 sene boyunca bu önlemler sayesinde şiddetsiz ve huzurlu bir yaşam sürdü. Herkes Diocletianus'un bunları halkı için yaptığını düşünse de aslında o oluşabilecek darbe girişimlerini en aza indiriyordu.

Dioctenianus, tüm imparatorluğu bölgelere ayırdı, sivillerin ve askerlerin kariyerlerini karıştırdı, 4 hükümdar için özel ordu kurdurdu ve sınırları korumak için özel birlikler yaptı.

Asker sayısını 390.000'den 580.000'e çıkaran Diocletianus, orduya ve askerlere yaptığı bu reformlarla inanılmaz müsriflik yaptı yani imparatorluğun ekonomisi gitgide dibe doğru battı.

Sınırlara yapılan duvarlar, kuleler ve genişleyen ordu, ekonomiye büyük bir darbe oluşturdu.

Bunun yanı sıra dört hükümdar da Roma'ya gitmez oldu ve Roma'nın yönetimi kendi kaderine bırakıldı. Senato hükmünü yitirdi. Hatta Diocletianus senato üyelerine sürgüne gönderip, tıpkı Caligula gibi altın bir taç taktı.

21 senelik hükümdarlık ve devamında gelen güç ve zenginlik, Diocletianus'u gözünü iyiden iyiye kör etti.

Şatafat her şeyin önüne geçti. Altın saraylar yapıldı. Diocletianus, yalnızca altından oluşan ayakkabı ve kıyafetler giydi. Diocletianus, yaptığı reformlarla yalnızca görünüşte reformlar gerçekleştirdi.

Dioclatianus, daha sonrasında imparatorluğu küçük köylere ayırdı ve her noktayı yüksek vergilere bağladı. Böylece askerlerinin maaşını halktan alıyordu.

Bu düzene başkaldıranların başına askerleri dikti ve bununla da yetinmeyip yeni bir reform yaparak işleri babadan oğula şeklinde düzenledi. Yani bir kişinin babası ne yapıyorsa kendisi de aynı işi yapmalıydı.

Diocletianus'un bu reformları sonrasında halk ayaklanamaya başladı. İmparatorluk, açlık, sefalet ve fakirlikle boğuşuyordu.

Son reformunda tüm Hristiyanların öldürülmesini emreden Diosletianus, binlerce köyü harap ettirdi. Yine de Hristiyanlığı bitiremedi ve bu inanç ayakta kaldı.

Tüm bu reformların ardından sarayından çıkmaya karar veren Diocletianus, sokakta halkının ne kadar fakir ve umutsuz halde olduğunu gördü.

Fahişelik, hırsızlık, yozlaşmış muhafızlar, sefalet had safhadaydı. Halkını böyle görünce sarayına geri dönüp istifa mektubunu hazırladı ve kendi isteğiyle tahttan çekildi. Diocletianus, Hırvatistan'daki sarayına gidip yaşamının geri kalanında lahana tarlası ile ilgilendi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Geldim, Gördüm, Yendim Sözü ile Tarihe Kazınıp Tarihteki İlk Diktatör Olan Jül Sezar'ın Önlenemez Yükselişi
Türk Hükümdarlar Arasında 'Sultan' Unvanını İlk Kullanan ve Yaptığı Acımasız Seferle Bilinen Gazneli Mahmut
Kafir Olduğu Gerekçesiyle Papa Tarafından Aforoz Edilen Halley Kuyruklu Yıldızı

Popüler İçerikler

Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!