Kölelerinin Kanını Dökerek Gençleşeceğine İnanan Soylu ve Acımasız Seri Katil: Madam LaLaurie

Madam LaLaurie 19. yüzyılda New Orleans’ta yaşadı. Ayrıca çok sayıda kölesi vardı.

Onlara ne mi yapıyordu?

Onun bir ünü vardı fakat bu ün köle sahibi olması, hatta dönemin en büyük köle sahiplerinden biri olması değildi. Kölelerine karşı takındığı zalim tavır ve işkencelerdi.

Bir soylu olarak doğan Madam LaLaurie, hayatını güzel bir eğitimle taçlandırdı, bu esnada sıcak bir aile ortamındaydı. Gerginlik onun hayatında hemen hiç yer almamıştı.

Hayatının ilerleyen yıllarında bir yuva kurmaya karar verir ve İspanyol Don Ramon ile evlenir. Güzel başlayan evliliklerinin ardından eşinin tutuklanması ve kısa süre sonra da yaşamını yitirmesiyle bir anda her şey tepetaklak olur.

Madam, ölen eşinden doğan kızı ile birlikte tekrar evine döner. Orada bir hukukçuya aşık olur ve evliliği yeniden denemeye karar verir.

Yine mutluluk parolasıyla başlayan bu evlilikte 4 çocukları olur. Yıllar geçtikçe farklı dertleri olan çiftin birlikteliği, bir anda gelen ölüm haberiyle sonlanır. Madam eşini esrarengiz biçimde yitirmiştir.

Mutsuz biten iki ilişkinin yarattığı bunalımlar LaLaurie'de kapanmayacak bir psikolojik 'çöküşün' başlangıcıydı.

Bu psikolojiklik çöküş üçüncü ve son evliliğinde kendini gösterdi. Kendisinden yaşça küçük bir cerrahla evlendikten sonra verdiği partiler, kokteyller ve yemeklerle tanınır olmuştu. İlk cinayeti de bu aktif sosyal hayatının bir detayıydı aslında.

Bir gün evinde vereceği bir yemek öncesinde kölesi olarak yanında bulundurduğu 12 yaşındaki Lia adlı genç kızdan saçlarını taramasını ister. Saçlarını tararken canını acıtan Lia'ya kızgınlığının bu basit olay için fazlasıyla kabardığını hisseder, hissettiği bir şiddet eğilimidir. Madam LaLaurie yaşadığı acının etkisiyle eline aldığı kırbacıyla köleyi bayıltana kadar döver ve sonunda da öldürür.

İlk cinayetini bu işkenceyle gerçekleştiren LaLaurie, olayın ardından açılan davadan tanıdıklarını kullanarak ufak bir maddi cezayla kurtulur.

Bu rahat kurtuluş onun şiddet eğilimlerinin önündeki caydırıcılık faktörünü de kaldırdığı için korku dolu faaliyetleri artarak devam eder, zalim birine dönüşür. Bu olayın ardından sürekli olarak kocasının yaptığı ameliyatları izlemeye başlar, insan anatomisine dair bilimsel deneylere katılmaya başlar ve tüm bunlardan sadistik bir zevk aldığını paylaşır.

Hatta kocasını ameliyat malzemelerini eve getirmesi konusunda ikna etmeye bile çalışır.

Onun tüm bunları yapmasının altındaki sebep ona göre 'kendini savunmasız insanlarla tatmin etmek' istemesiydi.

Kocası evde olmadığı zamanlarda öğrendiği anatomik bilgileri deniyor, kölelerini zincirlere vuruyor, onları aç bırakıyor ve çeşitli yöntemlerle kemiklerini kırıyordu. Amacı ise onun için hiçbir değeri olmayan köleler üzerinde deneyler yaparak onları çeşitli hayvanlara benzetmek istemesiydi. 

Bunlar sadece itiraf edebildiği suçlarıydı. Ona göre zararsız, hatta yapılması gereken şeylerdi.

Fakat bir gün yaşadıkları evin mutfağında yangın çıktığında dehşet verici sır perdesi aralandı.

New Orleans itfaiyesi neler olacağını bilmedikleri bu olayı basit bir yangın zannederek müdahale etmek için LaLaurie'nin evine girer, itfaiye erlerini gören bir köle bu ziyareti fırsat bilip onlara evin üçüncü katını kontrol etmelerini önerir. 

Evin üçüncü katına çıkan itfaiye erleri kapalı, sürgülü ve sıkıca kilitli bir kapıyla karşılaşır. Kapının arkasından onları şüphelendirecek çığlıklar ve ağlama sesleri duyulduğu için kapıyı zor kullanarak açarlar, karşılaştıkları manzara ömürleri boyunca hafızalarına kazınacaktır. Karşılarında ''Yengece benzetilmiş bir kadın, kediye benzeyen bir adam'' olduğunu not ederler.

Odaya girer girmez karşılaştıkları dehşet verici koku manzaranın vahametini açıklar niteliktedir.

Parçalanmış 7 insan cesedi, duvara zincirlenmiş kimisi yaşayan kimisi de ölmek üzere olan kanlar içindeki bedenler, karşısında yetkililer şoke olur. Yapılan araştırmalar sonunda boyunlarından asılı ve ayakları zincirli kölelerin çoğunun cesedi zeminin altında bulunur.

Ölü veya canlı kurbanların tümünde ortak korkunç deneyler yapılmıştır, kemikleri kırılmış ya da ters yönlere kıvrılmış, derileri insanlık dışı yöntemlerle oyulmuş, üzülmüş, bazılarının elleri ve ayakları kesilmişti.

Onları birer hayvana benzettiği bu korkunç deneylerde kölelerin kanlarını akıtmanın onu gençleştireceğini bile düşünüyordu.

Her şey 1140 numaralı bu evde gerçekleşmişti.

Olayın ardından büyük bir yankı beklense de aileye göstermelik bir ceza veriliyor ve köleler serbest bırakılıyor. En azından öyle yapıldığı söyleniyor. Yaşanan cinnet ailenin bağlantıları sayesinde örtbas edilse de bölge halkı yıllar boyu bu evin önünden geçerken bile yaşadıkları korkuyu gizleyemiyor. 

Hatta Madam yaşamını yitirdikten sonra halen yaşadığına dair söylentiler bile korku hikayelerinde devam ediyor. Bugün bile bittiğini söyleyemeyiz.

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
YORUMLAR
11.02.2019

https://onedio.com/haber/kolelerinin-kanini-genclesmek-icin-kullanan-seri-katil-bir-kadin-madam-lalaurie-566666 daha önce paylaşım yapılmış mı yapılmamış mı baksaydın keşke

12.02.2019

Dur la çaktırma. bi sürü içerik yeniden ısıtılıp önümüze konan yemek zaten.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ