Tabula rasa kavramı, John Locke’un ortaya attığı, insan zihninin doğuştan getirdiği bir bilgiye sahip olmadığını, beynimizin Tabula rasa (boş bir levha) olduğunu savunan bir önermedir.
Son zamanlarda Tabula rasa kavramıyla ilişkilendirdiğim konu, toplumsal hafızamız oldu. Ülkemizin diğer ülkelere oranla daha fazla kriz dönemleriyle karşılaştığını söylemek yanlış olmayacaktır. Yaşadığımız kriz dönemlerinde ayakta kalmaya çalışırken kullandığımız baş etme mekanizmaları her zaman işlevsel değildir. Dayanışma, yardımseverlik ve işbirliğinin çığır açan örneklerini sergilediğimiz bir gerçek. Bu belki de toplumumuzun güçlü ve en iyi yanı. Ancak, karşılaştığımız ağır travmalar ile baş edebilmek için çoğu zaman duygularımızı bastırıp güçlü görünmeye çalışıyoruz. Yaşadığımız kötü anıların üzerine bir sis perdesi çekerek “normalleşme” adı altında zihnimizi boş bir levha haline getirmek istiyoruz. Bu da toplumsal hafızamızı zayıflatarak bizi sorgulamaktan uzaklaştırıyor.
"Tarih hatırlanmadığı için tekerrür eder" mükemmel bir tespit olmuş👏👏. İzninle bunu arada kullanacağım. 😊