İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Eyüp Kara, koklear implantların, diğer çözümlere göre net bir duyma ve 8 kat daha güçlü algılama sağladığını belirterek, 'Doğru zamanda yapılan koklear implant uygulamaları ve uygulama sonrası rehabilitasyon programları sayesinde işitme engellilik bir sorun olmaktan çıktı.' değerlendirmesinde bulundu.
ABD’de yapılan çalışmada, dünyanın önemli akademisyenleri, sivil toplum kuruluşları ve implant üreticileri bir araya gelerek, total işitme kayıplı hastalarda tam duyma sağlayabilen koklear implantların daha yaygın kullanımı konusunda atılması gereken önemli adımları ortaya koydu. Çalışma sonrası paylaşılan verilere göre, koklear implanttan fayda görebilecek her 20 yetişkinden sadece 1'inde koklear implant bulunduğu belirtildi.
Dr. Eyüp Kara, Konsensüs Çalışması'na ilişkin yaptığı değerlendirmede, işitme kaybı yaşayan yetişkinlerde tedavi süreci konusunda bilgi eksikliğinin pek çok hastanın bu imkandan yararlanmasını önlediğini belirterek, 'Doğumsal olan veya sonradan ortaya çıkan işitme kayıplarında koklear implant ürünlerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla daha çok hastanın sağlıklı duyması mümkünken, farkındalığın düşük olması bu olanaktan daha az insanın yararlanmasına neden oluyor.' ifadelerini kullandı.
- 'Yeni teknolojik çözümler konusunda farkındalığın sağlanması için pek çok adım atıldı'
İşitme sağlığı alanında yeni teknolojik çözümler konusunda farkındalığın sağlanması için pek çok adım atıldığını belirten Kara, şunları kaydetti:
'Dünya çapında daha çok insanın koklear implant teknolojisinden yararlanmasını sağlamak ve farkındalığı yükseltmek hedefiyle ABD'de bir araya gelen bilim adamları, sivil toplum kuruluşları ve implant teknolojisi üreticilerinin tarafsız ve objektif bir Uluslararası Konsensüs Belgesi yayınlayarak tüm dünyada daha çok işitme kayıplı bireyin implant teknolojilerinden yararlanması yönünde atılacak adımlar konusunda ortak bir yol haritasına imza attı. Uluslararası Delphi Konsensüs Belgesi, sağlık hizmeti alanında yedi kategoriyi kapsıyor. Farkındalık düzeyi, tedavinin uygulanması süreçleri, cerrahi teknikler, klinik etkinlik, uygulama sonrası sonuçlar, işitme kaybı ile depresyon, demans, bilişsellik ilişkisi ve maliyet etkililik.
Delphi Konsensüs Belgesi, JAMA Otolarengoloji-Baş ve Boyun Cerrahisi Dergisi'nde de yayınlandı. Bugün koklear implanttan fayda görebilecek her 20 kişiden sadece 1'inin kullanıcı olması hastalar açısından büyük bir kayıp. Delphi Konsensüs Belgesi orta ila ileri veya çok ileri durumda sensorinöral işitme kaybı olan hastaların değerlendirilmesi ve yönetimi için net kılavuz ilkeler ile en iyi uygulamaların belirlenmesine yönelik adımların oluşturulmasını sağladı. Söz konusu adımlar, hastaların optimum işitme sonucuna erişebilmesi ve en iyi hayat kalitesine sahip olması için koklear implantlara ilişkin olarak teşhis, tedavi ve hastalık sonrası bakım açısından uluslararası ve güncel bir rehber oluşmasını sağladı.'
- 'Devlet geri ödemesi ile hastaların ameliyat ve rehabilitasyon giderleri karşılanıyor'
Kara, doğuştan gelen veya çocuklukta ve yetişkinlikte gelişen kayıplarda yenilikçi teknolojiler kullanılarak üretilen koklear implantların, diğer çözümlere göre net bir duyma ve 8 kat daha güçlü algılama sağladığını belirtti.
Uygun hastalarda, doğru zamanda yapılan koklear implant uygulamaları ve uygulama sonrası rehabilitasyon programları sayesinde işitme engelliğin bir sorun olmaktan çıktığını aktaran Kara, devlet geri ödemesi ile hastaların ameliyat ve rehabilitasyon giderlerinin karşılandığını aktardı.
Kara, koklear implant çözümü için işitme kaybının oluşmasından hemen sonra hekime başvurulması gerektiğini, böylelikle tedavi başarısının arttığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
'Uygun hastalarda, doğru zamanda yapılan koklear implant uygulamaları ve uygulama sonrası doğru şekilde takip edilen bir rehabilitasyon programı bireye sağlıklı bir yaşam sunuyor. Örneğin; doğuştan çok ileri/total işitme kayıplarında, bir yaşına kadar yapılan uygulamalarda, konuşma, bilişsel yetenekler, akademik başarı ve sosyal adaptasyon açısından sorunsuz bir yaşam vaat edebiliyoruz.
Yetişkinlerde de işitme kaybı ortaya çıktıktan sonra, geç kalınmaz ve beyindeki işitme merkezinin yetkinliği kaybedilmeden uygulama yapılırsa son derece başarılı/yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.
Dünyada bugün 53 milyon işitme engelli hasta bulunuyor. Bu hastalar arasında tedaviden yararlanabilecek durumda olanların, yeni teknolojilerle desteklenen bu tedavi şekline erişmesini sağlamak, milyonlarca bireyin sağlıklı bireyler olarak hayata katılmalarına ve üretkenliklerine destek olacaktır.
Hem sosyal hem de akademik olarak başarı sağlayabilen bireylerin mutlu ve sağlıklı yaşaması mümkündür. Bu konuda küresel farkındalığın artırılması ile daha çok birey çözümlerden haberdar olacak. Bu özelliğiyle Uluslararası Konsensüs Çalışması işitme engelliliğin çözümünde yeni bir çağ başlatabilecek önemli bir proje olmuştur.'