Kocasının Kesik Kafasını 30 Yıl Boyunca Çantasında Taşıyan Kadının Akıllara Durgunluk Veren Hikayesi

Tarihin tozlu raflarında yerini almış birçok aşk hikayesi var. Ama Elizabeth Bess'in yaşadığı aşk ve tutku o tarihin tozlu raflarında adeta bir Kaşıkçı Elması edasıyla duruyor.

Sizi Walter Raleigh'in eşi Elizabeth Bess ile tanıştıralım...

Bess, kocasına tutkuyla bağlı o zamanın önde gelen kadınlarından biriydi. Eşinin haksız yere idam edilmesi onu hem üzüntünün tehlikeli kollarına atmış hem de hayatında bağlı olduğu en büyük insanın vefatının getirdiği acının içinde kendini kaybetmesine neden olmuştu. Kocasına olan bağlılığının sembolü olarak kesik kafasını yıllarca kadife çantasında taşıyan kadının iç burkan hikayesine bu içeriğimizde yer verdik.

"Bana ölü vücudunu verdiler ama eşimin hayatını bağışlamadılar."

İdamından sonra eşi Raleigh'in başı mumyalanmış ve Bess'e takdim edilmişti. Sevgi dolu ve sadık Bess, kesik kafayı kadife bir çantaya koymaya karar verdi ve kendisi eceliyle ölene kadar yaklaşık otuz yıl boyunca yanından hiç ayırmadı.

Bess; zeki, cesur, tutkulu ve açık sözlü bir kadındı.

O nedenle tanıştıklarında Bess'i çok uzaklara götüren maceracı Walter Raleigh'e aşık olması çok da şaşırtıcı değil.

Bess, evlenmeden önce hamileydi. Bu nedenle evlilikleri de çevreleri için bazı sorunlar yarattı.

Düğünleri aceleye geldi ve çift 1591'de gizli bir şekilde evlendi. 1592 Mart'ında ilk çocukları doğdu. Raleigh, Kraliçe I. Elizabeth'in en sevdiği kişilerden biri olduğundan ve Bess'in 'Gentlewoman' statüsü nedeniyle Kraliçe, çiftin evlenmek için izin istememesine bir hayli kızdı.

Gizli düğünlerinden sonra çift, Kraliçe Elizabeth'in onlardan beklediği kraliyet affını reddettiler.

Bunun sonucunda kraliyet de onları affetmeyi reddetti ve Raleigh'ler beş yıl boyunca kraliyetten kaçtı. Bu süre zarfında oğulları Damerei bebeklik döneminde muhtemelen vebadan öldü. İkinci çocukları Walter 1593'te dünyaya geldi. Sör Walter genellikle evden uzakta olduğu için Bess'in bu çağda bir eş olarak yerine getirmesi gereken alışılmadık derecede büyük görev ve sorumlulukları olduğu çok rahat görülebilir.

Kraliçe I. Elizabeth 1603'te öldü ve İskoçya'nın Stuart hanedanının tahtı devraldığı Taçlar Birliği gündeme geldi.

Kraliçe I. Elizabeth'in ölümünden sonra Walter, yeni hükümdar Kral I. James'e karşı Ana Komplo'ya dahil olduğu varsayıldığı için tekrardan hapsedildi. Bu esaret, 1618'de geçmişteki hataları tamamen Walter'ı yakalayana kadar devam edecekti.

Ancak Ana Komplo, ortaya çıkarılan başka bir komplonun kanıtlarının üzerine inşa edildi. Olayların bu versiyonu Sir Walter'ı suçlayan tek olaydı.

I. James'in Sir Walter'dan pek hoşlanmamasının bir sonucunda kralı tahttan indirmek için gerçek komploya eklenmiş bir planla birleştirildi ve Raleigh 1603'ten itibaren on üç yıl hapsedildikten sonra 1616'da serbest bırakıldı. Bunun yanı sıra, masumiyeti kanıtlandığı an 1605'te oğlunun doğumuyla birlikte gözetimsiz ziyaretlere izin verildi.

Raleigh serbest bırakıldıktan sonra 1617'de I. James tarafından affedildi.

Ünlü altın şehri 'El Dorado'yu incelemeye devam etmesi için Güney Amerika'ya ikinci bir sefere çıkmasına izin verildi. İspanyol adından da anlaşılacağı gibi burası İspanyolların da gezmeye hevesli olduğu efsanevi bir yerdi. Değişen siyasi atmosfer, İngiltere ve İspanya arasındaki iyi ilişkilerin desteklenmesine neden olmuştu. Bu durum, iki krallık arasındaki özellikle dini savaşların sona erdiği ve ilişkileri geliştirmek ve geçmiş trajedileri telafi etmek için bazı kişilerin Raleigh'in kellesinin alınmasını talep ettiği anlamına geliyordu.

Bu nedenle Sör Walter Raleigh tekrardan hapsedildi.

Sir Walter, ikinci seferinde 'El Dorado'yu ararken adamları bir İspanyol karakolunu yağmaladıkları için tekrar tutuklandı. Bu yağmalama olayı, I. Elizabeth'in ölümünden bir yıl sonra, 1604'te İspanya ile imzalanan barış anlaşmasını ihlal ediyordu. Sir Walter'ın karısı Bess, ne yaşarsa yaşasın kocasına her zaman bağlı kaldı. İdeal koşullardan daha kötü durumda yaşasalar da, aşk için evlendikleri barizdi.

Sir Walter Raleigh'in 29 Ekim 1618'de idam edildiği gün söylediği sözler gelecek nesillere dilden dile aktarıldı.

Cellada, 'Haydi gidelim.' dedi. 'Bu saatte öfkem üzerime üzerime geliyor. Ama düşmanlarımın korkudan titrediğimi düşünmesine izin vermem.' 

Kendisi kafasını kesecek baltayı görmesine izin verildikten sonra şöyle dedi:

'Bu keskin bir ilaç ama hastalık ve sefalet için adeta bir şifa.'

Sör Walter'ın ölümünden sonra bile eşi Bess, onun adını temize çıkarmak için elinden geleni yaptı.

Walter, Sadece bir İspanyol büyükelçisinin aldığı ölüm cezasının eski haline getirilmesini talep ettiği için idam edildi ve Kral I. James bu konuda çok az kişisel seçenek bıraktı. Bess, 1628'de Raleigh adını 'kanla' eski haline geri getirme çabalarında başarılı oldu ve bu da hayatta kalan tek oğlunun babasının mallarını miras olarak almasıyla sonuçlandı.

Walter'ın kesik kafasının yeri tespit edilemedi.

Bess'in kocasının kafasını taşıdığı kadife çantadan tam emin olamasak da, bu sık sık anlatılan bir hikayedir. Bess'in ölümünden sonra Westminster'daki mezarına gömüldüğü 1740 tarihli bir belgeyi göz önüne aldığımızda, başlangıçta Walter'ın kafayla birlikte gömüldüğü varsayılabilir. Sorun şu ki, Walter Raleigh'in nereye gömüldüğü ve kafasının da nerede olduğu bugüne kadar hala belirsiz.

Walter'ın ölümünden sonra Bess'in cesedi alma isteği kabul edildi.

Kafasını da yanında almış olması oldukça muhtemeldir ancak tam olarak ne kadar süredir elinde olduğunu bilemeyiz. Kocasının haksız bir şekilde kaybettiği bir parçasına tutunarak bundan güç alabileceği söyleniyor. Geçmişteki insanlar ölüme bugün olduğumuzdan çok daha aşinaydı, bu nedenle, kutsal emanetlerin ve sık sık halka açık infazların olduğu bir zamanda, eşini daha fiziksel anlamda yakın tutmak isteyen üzgün bir kadın hayal etmek çok da imkansız değil.

İdamından sonra Sör Walter'ın hücresinde küçük bir tütün kesesi bulundu.

Kesenin üzerinde 'Comes meus fuit in illo miserrimo tempore' yazan Latince bir yazı vardı. Bu da şu anlama geliyordu: 'O en sefil zamanda yoldaşımdı.' 

  • Sir Walter Raleigh, tütün sigarasını popülerleştiren kişilerden biri olarak kabul ediliyor. İngiltere'de yapmadığı şeylerle de hatırlansa da doğru olan şu ki, Raleigh ismi günümüzde iyi hatırlanıyor. Yargıçlardan biri daha sonra yaptığı duruşmada, 'İngiltere'nin adaleti, hiçbir zaman saygıdeğer Sir Walter Raleigh'in idam edilmesi kadar alçaltılmış ve zarar görmemişti' demiş.

Bu içerikler de ilgini çekebilir diye düşündüm:

Henüz 9 Yaşındaydı! Arjantin'in En Genç Seri Katili Cayetano Hakkında Bilinmeyen Gerçekler
Ünlü Mucit Nikola Tesla Hakkında Bilinmeyen Gerçekler! Şizofren miydi Yoksa Dahi mi?
Kurbanlarının Önce Penislerini Sonra Kafalarını Kesen Cleveland Seri Katilinin Çözülemeyen Gizemi
Hem Güldürecek Hem Düşündürecek: Yaratıcılığın Sınırlarını Zorlayan Ortaçağ Sanatçılarının İlginç El Yazmaları
Öğrenince Genel Kültürünüzü Sorgulatıp Sinirlerinizi Altüst Edecek Birbirinden Garip Tarihsel Olaylar

Popüler İçerikler

"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
YORUMLAR
17.07.2022

Eğer bu gerçekse cidden iğrenç

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ