"Kocam Yapmaz" ya da "Oğluşum Bu İşlere Bulaşmaz" Diyorsanız, Körü Körüne Erkekleri Savunuyor Olabilirsiniz!

Her gün bir yeni felakete uyanıyoruz ama artık birlik olmanın vakti gelmedi mi?

Geçtiğimiz hafta biri maktul, diğeri katil olan bu iki gencin yaşadıklarıyla sarsılmış; ülke olarak nereye gittiğimizi sorgulamıştık.

17 yaşındaki gencecik Şeyma Yıldız'ın cansız bedeni Ankara'nın Çubuk ilçesinde yol kenarında bulunmuş, katilinin babası olduğu H.Y. olduğu belirlenirken 'erkek arkadaşı olduğu' için cinayete kurban gittiği iddia edilmişti.

Diğer tarafta ise fen Lisesi mezunu olan ve tıp fakültesine hazırlanan 20 yaşındaki Kadir Şeker, sevgilisi tarafından darp edilen kadını kurtarmak isterken 'katil' olmuştu. Müdahale etmek istediği adamın saldırısına maruz kalan ve çıkan boğuşmada saldırganı üzerindeki meyve bıçağı ile yaralayan genç tutuklanırken, saldırganın yaralama, hırsızlık, yağma ve uyuşturucu ticareti gibi suçlardan toplam 19 kaydının olduğu ortaya çıkmıştı.

Ama bugün bu gençlerin sönen hayatlarını değil, madalyonun öteki yüzünü konuşacağız: Şeyma Yıldız'ın annesi ile Kadir Şeker'in hayatını kurtardığı kadının açıklamalarını...

Haberleri takip etmişsinizdir; bir tarafta biricik evladını kaybeden bir anne, diğer tarafta da sevdiği adamı kendisine saldırdığı sırada kaybeden bir kadın... Belki çok da doğru olmayan bir zamanda, çok da doğru olmayan bir psikolojiyle hareket ederek açıklama yaptılar ancak ikisi de Türkiye'de kadınların nasıl 'erkekçilik' yapabileceğini gözler önüne serdiler. Nasıl mı? Bakalım...

"Kimse ona katil demesin. Benim yavrumu öldürdü ama o katil değil."

Babası tarafından erkek arkadaşı olduğu iddiasıyla öldürüldüğü iddia edilen Şeyma Yıldız'ın annesi Emin Yıldız'ın sözleri bunlar... Kendisine biraz daha kulak verelim: 'Benim eşim böyle bir adam değil, kötü bir adam değil, 28 senelik hayat arkadaşım, yavrularımıza da bana da kıymaz. Bize bir gün bile sesini yükseltmedi. Dışarda ilaçlarını almıyormuş. 3- 4 gün olmuştu geleli, bir sıkıntısı vardı sordum, 'Neyin var?' diye, 'Benim derdimi bilme' dedi. Ben şeker hastasıyım, benim şekerim çıkar diye bana bir şey demezdi. 'Sen canını sıkma' derdi bana. O gün doktora gitmesini söyledim. 'Panik atak beni bunaltıyor, bu ara sabahlara kadar uyutmuyor' dedi. Eşimi kimse kötü bilmesin. Benim kocam dışarıdaki köpeği görse alır eve gelirdi, 'Bu yaralı, yemek verelim' derdi. Kimseye kızmazdı, kendi yavrusuna mı kıyacak o? Benim komşularım bize gelirdi, eşim kötü olsaydı kim gelirdi bize?'

"19 suç kaydı olması, bir insanı kötü yapmaz."

Şiddete uğrayan Ayşe D., üç çocuğunu bırakarak Özgür Duran'la yaşadığını ve onu çok sevdiğini ifade ederek şunları söylemişti: 'Ortada bıçak çekecek bir durum kesinlikle yoktu. Üniversiteye hazırlanan bir çocuğun üzerinde bıçağın ne işi var? Özgür ile çok güzel günlerimiz oldu. Bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması bir insanı kötü yapmaz. Ne yaptıysa uyuşturucu yüzünden yaptı. Ama ben elimden geleni yapıp, onu bu durumdan kurtardım. Bana bu konuda her zaman minnettardı. Güzel bir birlikteliğimiz vardı.'

İki olayla ilgili de soruşturma sürerken ve mahkemelerin seyrinin ne olacağı bilinmezken, söz konusu iki kadının açıklamaları bize benzer hikayeleri hatırlattı.

Hakim Aynur Göçmen hakaret, tehdit, adam yaralama gibi suçlarla ilgili dört ayrı dosyası bulunan oğlu Görkem Sertaç Göçmen için hakimliği bırakmış ve "Oğlumu savunmaya gururla devame deceğim" diyerek avukatlık yapmaya başlamıştı.

Kibariye aldatılmış, eşi başka bir kadını hamile bırakmış ama yine de kocasıyla arasını iyi tutmuştu; ona inanmış, "Kocamın hakkıdır" demişti.

Benzer şekilde Berkay'ın eşi Özlem Ada Şahin'e asıldıktan sonra saldırganlaşan Arda Turan'ı ilk önce o dönem sekiz aylık hamile olan eşi Aslıhan Doğan Turan savunmuştu.

Nevin Yıldırım'a tecavüz eden erkeğin eşi kocasının masum olduğu konusunda ısrarcı davranmış, hatta Nevin Yıldırım'ın hamile olduğunu öğrenince "Bebeği bana verin, ben bakarım" demişti.

Gaziantep'te karısını öldüren bir katil aile üyeleri tarafından kahraman ilan edildikten sonra cezaevine gözyaşlarıyla uğurlanmıştı.

Peki nedir bu diye sorarsanız, daha önce anlatmıştık: Sevginin en çirkin ve kör hali olan erkekçilik... 👇

Sevginin En Çirkin ve Kör Hali: "Benim Kocam Masum! Oğluşum Yapmaz! Bizi Kıskanıyorlar!"

Böyle söyleyince feminizm gibi bir kavram gibi görünse de aslında erkekçilik körü körüne erkekleri savunmaya kadar gidebiliyor...

Feminizm kadınların haklarını gözetirken, erkekçilik adını verdiğimiz bu kavram kadınları birbirine düşman etmekten öteye gitmiyor. Kısacası 'Yapmaz' dediğiniz kocanız her şeyi yapar, 'Bu işlere bulaşmaz' dediğiniz oğluşunuzun başı beladan kurtulmaz. Kimsenin de sizi kıskandığı, iftira attığı yok. Yaşıyoruz işte, öyle ya da böyle...

Kadınların düşmanı kadınlar değil, kadınların düşmanı hiç kimse değil; önce bunu kavrayalım...

Sevdiğiniz erkek bireyler yanlışlar yapabilir, bu yanlışlar sizin hayatınızı geri döndürülemeyecek şekilde etkileyebilir, kendinizi bir kaosun içinde bulabilirsiniz. Bunların hiçbiri başka bir kadına düşman olarak ya da 'erkeğinizi' körü körüne savunarak geçmez. Koşulsuz sevgi kesinlikle bu değil...

En başta bahsettiğimiz bu üç olayla ilgili davalar sürerken konuşmak elbette doğru değil, sonuçta mahkemelerin nasıl sona ereceğini bilmiyoruz ancak ortada bir gerçek var: Körü körüne savunmaktan vazgeçmeliyiz!

Çünkü sevgi böyle bir şey değil...

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
İzmir'de 5 Küçük Kardeşi Öldüren Yangında Acı Detay: Kapıyı Kilitleyerek Giden Annenin İfadesi Ortaya Çıktı!
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
13.02.2020

Yorumlara inmeden önce lütfen içeriği önce bir OKUYUN. Bazıları yazılanların bütün erkeklere hakaret olduğunu zannetmiş, ancak eleştirilen kısım ERKEKLER DEĞİL, böyle davranan KADINLAR. Yazıda söylenmek istenen şey kadınların, sevdiği erkek kötü bir şey yaptığında gözü kapalı korumaması gerektiği. SADECE BU. Hiç bir kısmında "bütün erkekler" DEMİYOR, "her erkek suçludur, katildir, kötüdür" DEMİYOR. Aynı şekilde " bütün kadınlar" da demiyor. Yazıda verilen örneklerdeki erkekler ve kadınlar, suçlular ve onları savunan yakınları. Kişisel düşüncem: Feminizm akımının 21ci yüzyılda amacından uzaklaştığını, ve içerikte bahsedilmesinin, verilmek istenen mesajdan uzaklaştıracağını düşünüyorum.

13.02.2020

Okuldan bir kız arkadaşın evine sevgilisi gelmiş. Benim yakın arkadaşım da oradaymış. Bir sebepten tartışmışlar. Eleman camı çerçevi indirmiş. İki kız evden kaçmışlar. Eleman kız arkadaşını yakalamış, sokağın ortasında tokatlamış, kafasından tutup arabanın kaputına vurmuş falan. O sırada oradan geçen bekçiler müdahale etmiş. Elemanı bir güzel dövüp karakola teslim etmişler. Sonra polis kızın ifadesini almış. Kız, "Şikayetçi değilim. Alkollü olduğu için böyle yaptı. Yoksa pamuk gibi biri" demiş. Kızın ailesi olayı öğrenince kızın okuldan kaydını alıp memlekete götürmüşlerdi. Tabi arkadaş bunları anlatıyor, ben ağzım açık dinliyorum.

Bence burada sebep parazit olarak yaşayan bazı kadınlar. Adam giderse eve kim ekmek getirecek diye, hem de düzeni bozulacak diye suçluya suçlu diyemiyorlar. Olan masum canlara oluyor. Kadınlarımızın cehaleti ve bu cehaletin nedeni babalarının baskıları. Ortada kısır döngü var.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ