Her gün bir yeni felakete uyanıyoruz ama artık birlik olmanın vakti gelmedi mi?
Her gün bir yeni felakete uyanıyoruz ama artık birlik olmanın vakti gelmedi mi?
17 yaşındaki gencecik Şeyma Yıldız'ın cansız bedeni Ankara'nın Çubuk ilçesinde yol kenarında bulunmuş, katilinin babası olduğu H.Y. olduğu belirlenirken 'erkek arkadaşı olduğu' için cinayete kurban gittiği iddia edilmişti.
Diğer tarafta ise fen Lisesi mezunu olan ve tıp fakültesine hazırlanan 20 yaşındaki Kadir Şeker, sevgilisi tarafından darp edilen kadını kurtarmak isterken 'katil' olmuştu. Müdahale etmek istediği adamın saldırısına maruz kalan ve çıkan boğuşmada saldırganı üzerindeki meyve bıçağı ile yaralayan genç tutuklanırken, saldırganın yaralama, hırsızlık, yağma ve uyuşturucu ticareti gibi suçlardan toplam 19 kaydının olduğu ortaya çıkmıştı.
Haberleri takip etmişsinizdir; bir tarafta biricik evladını kaybeden bir anne, diğer tarafta da sevdiği adamı kendisine saldırdığı sırada kaybeden bir kadın... Belki çok da doğru olmayan bir zamanda, çok da doğru olmayan bir psikolojiyle hareket ederek açıklama yaptılar ancak ikisi de Türkiye'de kadınların nasıl 'erkekçilik' yapabileceğini gözler önüne serdiler. Nasıl mı? Bakalım...
Babası tarafından erkek arkadaşı olduğu iddiasıyla öldürüldüğü iddia edilen Şeyma Yıldız'ın annesi Emin Yıldız'ın sözleri bunlar... Kendisine biraz daha kulak verelim: 'Benim eşim böyle bir adam değil, kötü bir adam değil, 28 senelik hayat arkadaşım, yavrularımıza da bana da kıymaz. Bize bir gün bile sesini yükseltmedi. Dışarda ilaçlarını almıyormuş. 3- 4 gün olmuştu geleli, bir sıkıntısı vardı sordum, 'Neyin var?' diye, 'Benim derdimi bilme' dedi. Ben şeker hastasıyım, benim şekerim çıkar diye bana bir şey demezdi. 'Sen canını sıkma' derdi bana. O gün doktora gitmesini söyledim. 'Panik atak beni bunaltıyor, bu ara sabahlara kadar uyutmuyor' dedi. Eşimi kimse kötü bilmesin. Benim kocam dışarıdaki köpeği görse alır eve gelirdi, 'Bu yaralı, yemek verelim' derdi. Kimseye kızmazdı, kendi yavrusuna mı kıyacak o? Benim komşularım bize gelirdi, eşim kötü olsaydı kim gelirdi bize?'
Şiddete uğrayan Ayşe D., üç çocuğunu bırakarak Özgür Duran'la yaşadığını ve onu çok sevdiğini ifade ederek şunları söylemişti: 'Ortada bıçak çekecek bir durum kesinlikle yoktu. Üniversiteye hazırlanan bir çocuğun üzerinde bıçağın ne işi var? Özgür ile çok güzel günlerimiz oldu. Bir insanı geçmişiyle yargılamamak gerekir. 19 suç kaydı olması bir insanı kötü yapmaz. Ne yaptıysa uyuşturucu yüzünden yaptı. Ama ben elimden geleni yapıp, onu bu durumdan kurtardım. Bana bu konuda her zaman minnettardı. Güzel bir birlikteliğimiz vardı.'
İki olayla ilgili de soruşturma sürerken ve mahkemelerin seyrinin ne olacağı bilinmezken, söz konusu iki kadının açıklamaları bize benzer hikayeleri hatırlattı.
Feminizm kadınların haklarını gözetirken, erkekçilik adını verdiğimiz bu kavram kadınları birbirine düşman etmekten öteye gitmiyor. Kısacası 'Yapmaz' dediğiniz kocanız her şeyi yapar, 'Bu işlere bulaşmaz' dediğiniz oğluşunuzun başı beladan kurtulmaz. Kimsenin de sizi kıskandığı, iftira attığı yok. Yaşıyoruz işte, öyle ya da böyle...
Sevdiğiniz erkek bireyler yanlışlar yapabilir, bu yanlışlar sizin hayatınızı geri döndürülemeyecek şekilde etkileyebilir, kendinizi bir kaosun içinde bulabilirsiniz. Bunların hiçbiri başka bir kadına düşman olarak ya da 'erkeğinizi' körü körüne savunarak geçmez. Koşulsuz sevgi kesinlikle bu değil...
Çünkü sevgi böyle bir şey değil...
Yorumlara inmeden önce lütfen içeriği önce bir OKUYUN. Bazıları yazılanların bütün erkeklere hakaret olduğunu zannetmiş, ancak eleştirilen kısım ERKEKLER DEĞİL, böyle davranan KADINLAR. Yazıda söylenmek istenen şey kadınların, sevdiği erkek kötü bir şey yaptığında gözü kapalı korumaması gerektiği. SADECE BU. Hiç bir kısmında "bütün erkekler" DEMİYOR, "her erkek suçludur, katildir, kötüdür" DEMİYOR. Aynı şekilde " bütün kadınlar" da demiyor. Yazıda verilen örneklerdeki erkekler ve kadınlar, suçlular ve onları savunan yakınları. Kişisel düşüncem: Feminizm akımının 21ci yüzyılda amacından uzaklaştığını, ve içerikte bahsedilmesinin, verilmek istenen mesajdan uzaklaştıracağını düşünüyorum.
Okuldan bir kız arkadaşın evine sevgilisi gelmiş. Benim yakın arkadaşım da oradaymış. Bir sebepten tartışmışlar. Eleman camı çerçevi indirmiş. İki kız evden kaçmışlar. Eleman kız arkadaşını yakalamış, sokağın ortasında tokatlamış, kafasından tutup arabanın kaputına vurmuş falan. O sırada oradan geçen bekçiler müdahale etmiş. Elemanı bir güzel dövüp karakola teslim etmişler. Sonra polis kızın ifadesini almış. Kız, "Şikayetçi değilim. Alkollü olduğu için böyle yaptı. Yoksa pamuk gibi biri" demiş. Kızın ailesi olayı öğrenince kızın okuldan kaydını alıp memlekete götürmüşlerdi. Tabi arkadaş bunları anlatıyor, ben ağzım açık dinliyorum.
Bence burada sebep parazit olarak yaşayan bazı kadınlar. Adam giderse eve kim ekmek getirecek diye, hem de düzeni bozulacak diye suçluya suçlu diyemiyorlar. Olan masum canlara oluyor. Kadınlarımızın cehaleti ve bu cehaletin nedeni babalarının baskıları. Ortada kısır döngü var.