Koca Evrende Yalnız Olmadığımızı Düşünenlere Gelsin: Evrimsel Perspektife Göre Uzaylılar Gerçekte Neye Benzerlerdi?

Hepimiz uzaylılara biraz takmış durumdayız. Biz küçük 'Dünyalılar' olarak nereden gelip nereye gittiğimizi ve evrende yalnız olup olmadığımızı merak eder dururuz. Güneş'ten 4.24 ışık yılı uzaklıkta bulunan Proxima Centauri'nin ötesinde bir yerlerde araştırma yapabilene kadar da uzaylıları ve evrenin geri kalanını ancak hayal edebiliriz. Ama evrimsel biyolojinin sayesinde derinlerde neler olup bittiğiyle ilgili bazı büyüleyici tahminler yapabiliriz. 👽

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, evrim bilgilerinin ışığında dünya dışı varlıkların morfolojilerini ve işlevlerini öngörmek için doğal seleksiyonu baz alarak bir argüman geliştirmek istemişler.

Araştırmacı Sam Levin, 'Astrobiyoloji alanındaki geçmiş yaklaşımlar oldukça mekanikti. Dünya'da ne görüyorsak ve kimya, jeoloji, fizik konularıyla ilgili ne biliyorsak uzaylılar hakkında tahmin yaparken de onları kullanıyorduk.' diyor.

"Diğer dünyalardaki yaşam formlarını benzer kimyasal özelliklerle sınırlı olarak varsaymaktansa, doğal seçilim süreçlerine daha çok odaklanmalıyız."

'Bu kullanışlı bir yaklaşım, çünkü şu anki teorik tahminler sadece silikon esaslı, DNA'sı olmayan ve nitrojen soluyan uzaylılar için geçerli.'

Biyolojik çeşitliliğe bakarken, keşfettiğimiz dünyalarda tuhaf görünümlü yaratıklar bulmayı bekliyoruz.

Ama araştırmacılar evrimi tetikleyebileceğini düşündüğümüz, bulabildiğimiz her türlü kritik 'gezegensel' andan deliller toplamamız gerektiğini söylüyor.

Deliller (örneğin besin maddelerinin ortaya çıkması gibi gezegenimizdeki kitlesel olaylar için) yeni evrim yollarına dayanak oluşturuyor.

Yeryüzündeki bu olaylar yaşam filizlerinin atıldığı anları belirlemektedir; mesela önemli simbiyotik ortaklıklar oluşturmak için hücrelerin birleşmesi ya da kolonilerdeki hücrelerin çok hücreli bir canlıyı temsil etmesi için çeşitlenmesi gibi.

Araştırmacılar, bu karmaşıklığın başka bir biyosferde nasıl ilerleyeceğine ilişkin genel bir bakış açısı oluşturmuşlar.

Yani görselden de anlaşılabileceği gibi 'başka bir dünyada' uzaylı canlıların evriminin nasıl olabileceğini tasavvur etmişler.

Bu evrimin aşamalarını tahmin etmek ve belli bir düzene oturtarak tasarlamak belki bize ince ayrıntılarla ilgili çok şey söylemeyecek ama en azından hangi dünyalarda tek hücreli canlıları, hangilerinde iletişime geçebileceğimiz daha "akıllı"olanları bulabileceğimizi detaylandırmaya yardımcı olacaktır.

'Tabi ki hala uzaylıların iki ayak üzerinde yürüyebileceğini ya da büyük yeşil gözlere sahip olacaklarını söyleyemeyiz.' diyor Levin.

"Ama öyle inanıyoruz ki evrim teorisi, uzaylı görüntüsünü anlamaya çalışırken bizler için güzel bir araç olacak. Zaten yaptığımız tür tahminlerinden olasılıkları yüksek olanların örneklerini de verdik."

'Aslında dürüst olmak gerekirse, astrobiyolojiye evrim teorisini uygulamak çığır açan bir yaklaşım filan değil. Ancak neyin mümkün olup neyin olmadığı keşfetmek için oldukça yararlı bir metot olduğu kesin.'

"Hatta evrimin bu özelliği hayatın kendisini nasıl tanımladığımıza dair bir temel oluşturabilir. Yani, eğer biyolojiyi bambaşka bir dünyada keşfetseydik bunun adı muhtemelen 'Darwinci evrim geçirme kabiliyetine sahip kendi içinde birbirine bağlı kimyasal bir sistem' olurdu."

'Yerküremizde biyolojik organizmalar ile biyosfer arasındaki sınır daima puslu olmuştur. Aynı şekilde, uzaylılarla yapacağımız ilk temas da 'ET' ile tokalaşmaktan çok gezegen çapında ilkel bir çorbaya parmağımızı batırmaya benzeyecektir.'

"Bir organizmanın her seviyesinde olası bir karmaşayı engelleme ya da ortadan kaldırma görevi olan, işbirliğinin devam etmesini sağlayan ve organizmayı çalışır halde tutan mekanizmalar bulunmaktadır."

'Biz de bu mekanizmaların neler olacağına dair bazı örnekler bile sunabiliriz.'

Bu araştırma, bir başka gezegende olabilecek yaşam bulgularının nasıl bir biyolojiye sahip olabileceği hakkındaki beklentilerimizi oluşturacak nitelikte.

Hatta belki bu uzak dünyalara ayak basmadan önce, oradaki canlılarla ilgili bir ön kategorizasyon bile yapabiliriz. Ama en azından insanlığın en büyük hayali olan 'yalnız olmadığımız' düşüncesine bir adım daha yaklaştık...

Popüler İçerikler

Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
03.11.2017

Bunu tahayyül etmek çok zor hatta imkansız. Çünkü bu canlıların gelişeceği gezegeni o gezegenin şartlarını o canlının o gezegende hayatta kalabilmek için geliştireceği biyolojik özellikleri bu biyolojik özelliklere göre alacağı fiziksel görünümü tahmin bile edemeyiz. Ki bu canlıları belki göremeyiz bile. Belki de kendini görünmez kılacak şekilde evrimleşmiştir. Belki belli bir fiziksel yapısı yoktur, istediği şekle girebiliyodur. Belki bi parazittir ve başka canlıların bedeninde yaşamını sürdürüyordur. Bunlar biraz fantastik bilimkurgu düşünceler gibi gelebilir ama sırf kendi dünyamızdaki en basit canlıları, bakterileri, mantarları, denizin dibinde henüz keşfetmediğimiz yaratıkları, milyon yıl önce daha etrafta insana dair hiçbi şey yokken yaşamış yaratıkları düşününce aslında var olması imkansız denebilecek çok az varlık mevcut. Sonuç olarak: Unicornlar gerçektir :)

03.11.2017

iyi de adamlar temel fizik kanunlarına göre tahmin yürütüyor imkansız değil, eğitim durumun nedir bilmiyorum ama bişey bilmiyorken olasılıkları tasavvur etmen çok zordur. Evrenimizde olup hiç algılayamayacağımız parçacıkların olduğunu hayal et, antimadde pozitron falan demiyorum, yani hiç etkileşime girmeyen, foton bile geçip gidiyor, iki tür olsun ve etkileşmesin, antimadde maddeyle etkileşir buarada neyse bu diğer tür içimizden geçsin falan görünmez olsun kendince çok değişik özellikleri olsun ve iki ayrı kapalı sistem olsun biri bizi kapsayan iki tür, ozaman o maddelerden çok tuhaf canlılar cinler olabilir ama mesele öyle hayal kurmak değil gerçek verilere uygun simule ediyosun olasılıkları. çok da hayal ürünü olsa sonuçta bunu yapanlar bilimkuru yazarı değil bilimadamı, böyle birşeyi devam ettirmezler, başlayıp bırakırlardı sonuca varılamayacağını görseler.

03.11.2017

harika, bu içeriği teknik hatalar görüp de beğenmeyen olursa (konu alanında uzman değilim bence çok güzel olmuş içerik) anlarım ama geri kalan beğenmeyenler bir siktirip gidin cahil köpekler, evrim lafını götünüzden anlıyodunuz artık yeni mottonuz da ahahaha kardeş sen uzaylıların maymunlardan geldiğine mi inanıyosun olur aq iq düşükleri, miyop olup hayata hipermetrop gözlüğüyle bakan koloni

04.11.2017

Evrende baska yasam olmadigini idda edenler var. Aslinda konuya soyle bakmak lazim eger yasam bu kocaman evrende bir kez baslamis ise bunu evrenin diger yerlerinde de yapicaktir. Bunu farkli sekillerde yapicaktir, ki bu da dogal secilim. Ornek vermek gerekirse biz oksijene muhtaciz ama evrenin baska yerlerinde baska maddelere ihtiyac duyan canlilar olma olasiligi pek tabi ki mevcut! Biz yasam arayislarimizi kendi yasam standartlarimizda yapiyoruz, su olmali, oksijen olmali vs. vs. lakin baska canlilar baska maddellere ihtiyac duyuyor olabilir ve eger akilli yasam var ise ve farkli sekilde evrimlestiyse ki buyuk olasilik onlar da kendi standartlarinda yasam ariyor olabilir belki de bu yuzden yollarimiz kesismemis olabilir. Makale gayet akla uygun ve bilimsel veriler cercevesinde, ne tur canlilar olabilecegi ile ilgili gayet guzel bilgiler vermis. Aklini kullan ve sorgula..

TÜM YORUMLARI OKU (20)