Aldatma sebepleri sık sık düşündüğüm ve anlamaya çalıştığım bir konu. Hali hazırdaki sevgilinizi/eşinizi terk etmek yerine neden aldatma yolunu seçersiniz? Aldatıyorsanız, onu sevmiyorsunuz demektir ve ilişkiyi bitirmeniz en sağlıklı olandır. Ancak çoğu erkek bunu yapmak yerine aldatma yolunu seçiyor ve utanmadan da büyük kısmı eşlerini çok sevdiklerini ve pişman olduklarını dile getiriyor. Peki erkeklerin başka bir tende aradığı şey ne?
Çünkü sorun hiçbir zaman erkekte değildir. O adeta seks yapmak için dünyaya gelmiş bir makinedir ve karşısındaki kadınla, cinsel açıdan mutluluğu yakalayamadıysa tek suçlu kadındır. Öyleyse hemen başka kadınlarla da şansını denemelidir.
Bir insanın karakterinin oluşumunda ailenin payı şüphesiz ki çok büyük. Her istediği yapılan, asla hayır denilmeyen erkek çocuklar, büyüdüğü zaman, hayatına giren her kadının ailesi gibi davranmasını, her isteğini gerçekleştirmesini bekliyor. Tabi bu olmayınca da yine çareyi farklı kadınlarda arıyor.
Erkekler, bulundukları ortamın lideri olmaya bayılır. Konunun önemi olmadan, her alanda ustalık taslamak onların en sevdiği şeydir. 'Geçen gün sporda 500 kilo kaldırdım, halı saha maçında 98 gol attım, yengenizi 65 farklı kadınla aldatıyorum ruhu bile duymuyor' gibi cümleler çoğu erkeğin ağzından duyabileceğiniz cümlelerdir.
'Serseriyim kızım ben. Öyle tek kişiye bağlanamam anlıyor musun? Üzerim ben seni.' erkeklerinden yüzlerce görmüşsünüzdür. Bunun övünülecek bir şey olmadığını anlamaları muhtemelen 50 yıl falan sürecek.
İlişki neden heyecanını kaybetti diye hiç düşünmez. Bu konuda onun hiçbir suçu yoktur. Daima kadın suçludur. İlişkinin ölen heyecanını başka kadınlarla canlandırmaya çalışır.
Zihnimize 'azgın teke' olarak yerleşen bu erkekler de gençlik iksirine takıntılı tiplerdir. Yavaş yavaş yaşlandığını, eski enerjisinin kalmadığını, haftasonlarını pijama ve televizyonla geçirdiğini fark ettiği an, genç kadınlara yönelir. Herhangi birisi ona ilgi gösterdiği an, kendini bu oyuna kaptırır.
Kadının, kendisinden daha başarılı olması çoğu erkeği rahatsız eden bir durum. Ona göre, kadın ondan daha düşük bir pozisyonda çalışmalı, daha az maaş almalı, ona muhtaç olmalı. Bu şartlar değiştiği an, erkek telaşlanmaya başlıyor. Gücünü kaybettiğini ve hatta erkekliğinin(!) zarar gördüğünü düşünüyor. Buna yönelik öfkesini kabullenemediği için de en kolayı aldatmak.
Sanki sokakta gördüğü kadınlar hiç pijama giymiyor, hiç ev topuzu yapıp tüm gün yatakta oyalanmıyor sanarlar. Hatta bu konuda yaşanmış bir örnek de vardır. Petek Dinçöz ve Can Tanrıyar çifti boşandıktan sonra, Can bey 'Petek evde sahnedeki gibi çekici değildi. Pijama ve pofuduk terliklerle geziyordu evde' demiş. Çok haklı çünkü evde, sahneye çıkar gibi süslü ve hazır bir şekilde oturmamız lazım.
Pek çok erkekten duyduğumuz bir başka bahane daha. Artık partnerinin kendisine yeterince ilgi göstermediğini, asker arkadaşı gibi olduklarını anlatıp kendini haklı göstermeye çalışır. Kendisi de yaptığının yanlış olduğunu bilir ama yine de mantıklı bir sebebe sığdırıp bunu yapmaya devam eder.
En sevdikleri şeylerden biri de, yaptıkları hatalar yüzünden alkolü suçlamaktır. Alkol cansız bir varlık ne de olsa, kendini savunamaz, suçu ona atarak bu olaydan bir şekilde sıyrılabilirim diye düşünür ama bu ne alkolün suçudur ne de ilk ve son olacaktır.
Hayatına heyecan katmak isteyen insan, işini değiştirir, yeni bir hobi edinir, ne bileyim yamaç paraşütü yapar. Bunun gibi yüzlerce farklı yol var fakat eşini aldatmak bunlardan biri değil. Şimdi bahanelerini ve yalanlarını alıp sessizce uzaklaş.
Aldattığını sanan erkek sadece aldanır....
Aldatmanın cinsiyeti ya da bahanesi olmaz arkadaş. Yapan insan pisliğin tekidir net.
Herkes aldatana kadar "asla aldatmam" der.