Kleopatra'nın tek kızı Kleopatra Selene, tam olarak annesine çekmiş ve annesi kadar başarılı olacak bir genç kızdı. Oldukça büyük zorluklardan geçmiş Kleopatra Selene'nin hikayesi için...👇
Kleopatra'nın tek kızı Kleopatra Selene, tam olarak annesine çekmiş ve annesi kadar başarılı olacak bir genç kızdı. Oldukça büyük zorluklardan geçmiş Kleopatra Selene'nin hikayesi için...👇
Başarılı bir hayat süren Kraliçe Kleopatra'nın üç çocuğu vardı. Bu içeriğimizin konusu ise annesi kadar başarılı olmuş, Kleopatra ve Mark Antonius'un üç çocuğundan biri olan Kleopatra Selene.
Gelin birlikte Kleopatra Selene'nin hem başarı hem de acılarla dolu hayatını yakından inceleyelim.
Jül Sezar'ın yeğeni Augustus'un onu yok etmek istediğini anlayan Mark Antony, Mısır'a sığınmıştı. Böylece Kleopatra Selene, hayatının ilk on yılı boyunca Mısır'da bir Mısır prensesi olarak büyütülmüştü.
Törende Kleopatra'ya geniş topraklar bağışlayarak onu Kralların Kraliçesi ve Kleopatra'nın Jül Sezar'dan olan en büyük oğlu Caesarion'u Mısır Kralı ilan etti. Kleopatra'dan olan çocuklarına ise krallıklar bahşetti. Kleopatra Selene'ye Girit ve Sirenayka verildi. Bunu yapmak Antonius'un Ptolemy II Philadelphos döneminde zirvesine ulaşan Mısır'ın, o esnada hükmettiği bölgeleri kademeli olarak geri kazanmasını sağladı.
Augustus, Antonius'un Roma'daki eşi Octavia yerine İskenderiye'de Kleopatra ile birlikte gömülme arzusunu açıklayan vasiyetnamesinin bir kopyasını okuduktan sonra öfkesi daha da arttı. Tüm bu faktörler Actium Muharabesi'ne yol açtı. Yenilgi ne yazık ki Kleopatra ve Antonius için kaçınılmazdı. Savaşta yenilgiye uğrayan Kleopatra ve Antonius Mısır'a geri çekildi ancak Augustus bu sefer de Mısır'ı işgal etti ve çift ikinci kez yenilgiye uğradı. Augustus'a teslim olmaktansa her ikisi de kendi canlarına kıymayı tercih etti ve önce Antonius ve sonra da Kleopatra dünyadan ayrıldı.
Ailelerinin ölümünden sonra Kleopatra Selene ve Alexander Helios sözde Mısır'ın başındaydılar. Kleopatra Selenes tam Mısır Kraliçesi olmuştu ki iki hafta sonra krallıkları Roma İmparatorluğu tarafından işgal edildi ve Augustus üç kardeşi de İskenderiye'ye geri getirdi. Octavian daha sonra ikizleri ve Ptolemy Philadelphos'u Roma'ya geri götürdü ve burada onları bir zaferin savaş ganimetleriymiş gibi sergiledi ve ona boyun eğdiklerini halka göstermek için ağır altın zincirlerle bağladı. Böylece Kleopatra Selenes'in tutsaklığı başlamış oldu.
Bazı kaynaklara göre Augustus çocukları öldürmeyi planlamıştı ancak kız kardeşi Genç Octavia çocukların lehine müdahale etti. Kocasının çocuklarını aldı ve bir oğlu, iki kızı ve önceki evliliğinden olan çocuğuyla birlikte Roma'daki Palatine Tepesi'ndeki evinde kendi çocuklarıymış gibi büyüttü.
Bazıları Roma'ya 'Romalılaştırmak' için gönderilen dost yandaş hükümdarların varisleriydi, bazıları da tahttan indirilmiş ya da öldürülmüş eski yandaş hükümdarların çocuklarıydı. Bunlardan biri de MÖ 46'da Thapsus Muharebesi'nde Sezar'a yenilmesinin ardından kendi canına kıyan Numidya Kralı Juba'nın oğlu Gaius Julius Juba idi. Sadece bir bebek olan Gaius Julius Juba, Sezar tarafından Roma'ya geri götürülmüş ve onun evinde büyütülmüştü.
Juba, Roma vatandaşlığı ile ödüllendirildi, iyi bir eğitim aldı ve Roma uygulamalarını benimsedi. Mısır'ın fethinde Augustus'un yanında hizmet etmiş, hatta Aktium Muharabesi'ne bile katılmıştı. Numidia'yı Roma'nın bir eyaleti yerine bir bağımlı devlet yapmayı seçen Augustus, Juba'yı orada kral olması için gönderdi.
Genç Octavia, evliliklerinin düzenlenmesinde etkili olmuştu ve ikisinin pek çok benzerliği olduğunu fark etmişti: ikisi de Kuzey Afrika asilleriydi, her ikisinin ebeveynleri de Roma'ya yenilmişti ve kendilerini öldürmüştü, ikisi de öksüz kalmış ve Roma'ya götürülüp bir zafer töreninde gösterilmişti ve sonrasında da ebeveynlerinin düşmanlarının evinde büyümüş ve her ikisi de Roma eğitimi almıştı.
Augustus, Juba'yı Kleopatra Selene ile evlendirerek aslında onları Moritanya'nın kralı ve kraliçesi ilan etmiş ve vekil hükümdarları olarak atamıştı. Kleopatra Selene ve Gaius Julius Juba nihayet özgürdüler, sadece Augustus'a karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekiyordu. Juba ilk kez kral olmasına rağmen, Kleopatra Selene daha önce MÖ 34'te Girit ve Sirenayka Kraliçesi ilan edilmiş ve MÖ 30'da kısa bir süre Mısır Kraliçesi olarak hüküm sürmüştü. Yani üç ünvanı vardı: Mısır Prensesi, Roma tutsağı, Afrika Kraliçesi.
Kleopatra Selene, annesine çekmişti. Sanat, mimari, din ve tıpla ilgileniyordu ve kendisinin Juba'nın politikaları üzerinde büyük etkisi olduğu söyleniyor.
Gaius Julius Juba ve Kleopatra'nın yönetimi altında Moritanya Krallığı modernleşti ve gelişti. Çift, Moritanya topraklarını refaha kavuşturmuş ve önemli bir ticaret merkezi haline gelmişti. Roma ve Augustus'a bağlılıklarından da bir an bile vazgeçmeyen Gaius Julius Juba ve Kleopatra, 35 yaşında Selene hayatını kaybedene dek Moritanya Krallığı'na başarılı bir şekilde hükmettiler.
1-3-4-7-13-14-15 çöp