Türk Edebiyatı denilince akıllara oldukça geniş bir kitap listesi gelmektedir. Her bir eser ve eserin sahibi yıllardır süre gelen yapıtlara imza atmışlardır. Bir kitapevine gittiğinizde raflarda elinizin gideceği, gitmesi gereken farklı anlatına sahip 10 klasik Türk edebiyatını sizler için listeledik.
Yaşar Kemal'ın kaleminden çıkmış İnce Memed serisinin ilk kitabıdır. Yazarın da ilk eseri olan bu kitap 1955 yılında yayınlanmıştır. Konusu itibarıyla Çukurova halkının, ağalığa karşı mücadelesini ele almaktadır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında geçen bu kitapta, geri kalmış Anadolu halkının sefaleti konu alınmaktadır. Kitabın karakterleri arasında İnce Memed, Döne, Abdi Ağa, Hatçe, Cabbar bulunmaktadır. Toplam serisi bulunan, gelmiş geçmiş en iyi romanlar arasında yer alan bu eseri okumayı unutmayın.
Oğuz Atay'ın ilk romanı olan Tutunamayanlar 1971 yılında yayımlanmıştır. Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Tutunamayanlar, dili ve üslubu ile Türk edebiyatı için önemli bir yer tutmaktadır. Kitap konu itibarıyla spesifik bir konudan çok; taşlamalar, ayrıntılar, çağrışımlar ya izlenimleri konu almaktadır. Selim Işık ve Turgut Özben kitabın ana karakterleridir. Selim Işık karakterinin ön planla olduğu bu kitapta her bir karakter Selim Işık'ı aydınlatıyordur da diyebiliriz.
Reşat Nuri Güntekin'in kaleme aldığı 1923'te yayımlanan bir eserdir. Filmlere ve dizilere konu olan oldukça sevilen Çalıkuşu kitabının konusu, Feride isimli bir genç kızın nişanlısı tarafından ihanete uğramasıyla kendisini öğretmenlik mesleğine adamıştır. Aşk öyküsünün ve bir kadının kendi ayakları üzerinde toplumda kendisini nasıl var ettiği Güntekin'in bu romanında detaylı ve sürükleyici bir biçimde işlenmiştir.
1897 yılında yayımlanan Halit Ziya Uşaklıgil'in kaleme aldığı bir romandır. Romanda belli bir dönemin sosyokültürel durumu ele alınmaktadır. Bu dönemin yaşantısı ise ana karakter olan Ahmet Cemil'in bakış açısından anlatılmaktadır. Oldukça gerçekçi durumlara yer verilen bir roman olmuştur.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinden biri olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü 1961 yılında yayımlanmıştır. Kitapta ana tema olarak Doğu ile Batı arasındaki farklılıklar işlenmektedir. Konu olarak Nuri Efendi, Mübarek ve Halit Ayarcı gibi karakterler çevresinde gelişen romanın teması saat - zaman -insan ilişkileri işlenmektedir.
1930 yılında yayımlanan otobiyografik konulu bir romandır. Peyami Safa'nın kaleme aldığı bu eser, onun en sevilen eserlerindendir. Konu olarak 15 yaşındaki bir çocuğun hatıra defteri çerçevesinde ilerlemektedir. Hasta Çocuk karakterinin kim olduğuna açık açık değinilmeyen bu romanda, roman kahramanın gözlemleri daha ön plandadır. 6 bölüm ve 44 kısımdan oluşmaktadır.
Orhan Kemal'in 1954 yılında yayımlanan eseridir. Roman iç karakter etrafında işlenmektedir. İflahsızın Yusuf, Köse Hasan ve Pehlivan Ali etrafında gelişen romanda para kazanmak uğruna köyden şehre geçen bu üç gencin hikayesi anlatılmaktadır.
Halit Ziya Uşaklıgil'in kaleme aldı ve hem kitabıyla hem de dizisiyle seneler geçse bile eskimeyen bir eser olmuştur.1901'de kitap olarak yayımlanan bu Aşk-ı Memnu natüralist ve realisttir. Firdevs Hanım ya da ''Melih Bey'' takımı olarak bilinen bir ailenin, yine oldukça zengin bir aile olan Adnan Ziyagil ailesinin çalkantılı hayatı kaleme alınmıştır. Firdevs Hanım'ın kızı olan Bihter, Firdevs Hanım'ın evlenmek istediği Adnan Ziyagil ile evlenir ve aynı çatı altında yaşamaya başlayan aile üyeleri arasında çeşitli olaylar yaşanır. Bu eseri okurken her duyguyu yaşayacağınıza eminiz.
1998 yılında yayımlanan ve Orhan Pamuk tarafından kaleme alınan bir eserdir. Ölülerin ve cansız nesnelerin dile geldiği bu kitabın ana karakterleri, Şeküre ve Kara'dır. Şeküre'nin babasının denetimi altında Osmanlı Padişahlarının gizli bir şekilde yaptırdığı Frenk etkisi taşıyan resimler bulunmaktadır. Kitapta ölüm, aşk, mutluluk, üzüntü ve daha birçok duyguya yer verilmiştir.
Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yayımlanan bir romanıdır. Kitap genel konu itibarıyla bir aşk hikayesini anlatmaktadır. Romanın baş karakterleri arasında Maria Puder ve Raif Efendi vardır. Raif ve Maria'nın aşkının konusu işlenen bu eserde platonik bir aşkın tek taraflı olsa da nasıl tutkulu yaşandığı gözler önüne gelmektedir. Okurken duygudan duyguya atlayacağınız bu eser de ana fikir olarak insan düşüncesinin ne kadar eşsiz ve zor çözülebilir olduğu anlatılmıştır.
Milli mücadelenin kadın kahramanı Halide Edip Adıvar’ın ünlü romanı, Türk klasikleri arasında yer alan Sinekli Bakkal, temel olarak doğu-batı çatışmasını irdeleyen bir eser. Bu çatışmayı daha küçük yaştan dini eğitim alan güzel sesli Rabia’nın, İtalyan piyanist Peregrini’ye olan aşkı sembolize etmektedir.
Öğretmen ve edebiyatçı Yusuf Atılgan’ın ikinci romanı Anayurt Oteli, tıpkı ilk romanı Aylak Adam gibi tek bir karakter üzerinden ilerlemektedir. Ömer Kavur tarafından sinemaya da uyarlanan eser, romanın baş kahramanı Zebercet üzerinden, ana tema olarak, toplumsal yabancılaşma ve yalnızlığın bireyin üzerindeki ruhsal etkilerine yoğunlaşmaktadır.
Roman, hikâye ve tiyatro eserleri kaleme alan Mehmet Rauf’un eseri Eylül Türk edebiyat tarihinin ilk psikolojik romanı olması bakımından önemli bir yere sahip. 1901 yılında yayımlanan eser olaylardan ziyade kahramanlarının ruh hallerine dair çözümlemeler içerir.
Marksist görüşü benimseyen Kemal Tahir, Türk toplumuna dair derin gözlemler yaparak toplumsal gerçekçi romanlar kaleme almıştır. Özellikle köy ve köy insanını analiz eden Tahir, Türk klasikleri arasında yer alan Devlet Ana’da da Osmanlı öncesi, Anadolu topraklarının insanını anlamaya çalışmış.
Türk Edebiyatının en önemli yazarlarından Latife Tekin’in ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm 1983 yılında yayımlandı. Eserleri birçok dile çevrilen yazar bu ilk romanıyla Marquez ile aynı çizgide görülmüş ve Büyülü Gerçekçilik akımının iyi bir örneği olarak değerlendirilmiştir.
Peyami Safa’nın son romanı olan Yalnızız, roman kahramanlarının kişisellikleri ve toplumsal uyum sağlamak üzere edindikleri takdim arasındaki çatışmayı konu alıyor. Bazı karakterlerin bu çatışmadan ötürü, anlam arayışında yaşadıkları buhranları ve yalnızlıkları anlatılıyor.
Türk edebiyatında dönüm noktası olarak gösterilen ve Cumhuriyet’in ilk yıllarının ruhunu yansıtan bu kitap Ankara’da bir pansiyonun 9 odasında kalanları diğer odada kalan karakterin gözünden anlatıyor.
Sodom ve Gomore, İstanbul’un işgal yıllarındaki yozlaşmış ahlak ve kıt düşünce anlayışlarını belirli zümreler üzerinden eleştirir. Bu yılları İstanbul sosyetesi, Fransız ve İngiliz zabitler üzerinden anlatır.
Tanpınar’ın bu başyapıtı 1930’lu yıllarda, dünyanın büyük çaplı bir savaş felaketine sürüklendiği bir dönemde geçer. Huzur; felsefe, sevgi, doğa ve müzik gibi kavramların yaklaşan dünya savaşı üzerinden sorgulandığı, düşsel bir metindir.
Efsuncu Baba; Topkapı ve Çemberlitaş mekânlarında mekik dokuyan, eleştirel bir roman. Eser, Ebulfazl Enveri adındaki, batıl inançlara kendini kaptırmış birini anlatan uzun bir hikâyedir.
Otlakçı’da Memduh Şevket Esendal, sıradan yaşamı gülünç ve samimi yanlarını anlatıyor. Otlakçı eser içerisindeki öykülerden yalnızca biri. Yazar, kitaptaki geri kalan 25 öyküde de yine kendine özgü realist ve yalın üslubuyla eğlenceli bir gidişat çiziyor.
Eserin ismine de hayat veren öyküsü Lüzumsuz Adam’da Sait Faik, tüm hayatı mahallede geçen bir kişiye odaklanır. Söz konusu kişilik, Natsume Soseki’nin Daisuke’si ve İvan Gonçarov’un Oblomov’una benzeyen bir karakterdir. Bu adam, yedi senedir aynı sokakta dönüp dolaşan, mahallenin ötesini ateşten bir çember olarak gören biridir.
Gece, Bilge Karasu’nun ölüm ve korku gibi temaları ve buhran içerisindeki bir ruhu tasvir etmek üzere seçtiği bir metafor aslında. Katman katman ve ince ince kelimelerle işlediği bu eserinde Karasu’nun zamanı ve mekanı ortadan kaldırması esere gerçeküstü bir hava veriyor.
Birinci Dünya Savaşı sonrası yenilgi alan Osmanlı’nın başkenti İstanbul’un işgal yıllarını anlatan kitap, dönemin insanlarının bu duruma verdikleri tepkileri oldukça yerinde yansıtıyor.
Eserlerinde hümanistik bir görüşü benimseyen Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Türk klasikleri arasında yerini alan Gulyabani eseri 1913 yılında yayımlandı. Eserde cin ve peri gibi boş inançlarla insanların suistimal edilmesi konu alınır