20 Aralık 2021'de dolar/TL'de 18,40 ile zirvenin görülmesiyle eş zamanlı açıklanan Kur korumalı mevduat, dolar/TL'nin tüm çabalara rağmen 20 TL'yi aştığı, seçimlere geri sayılan şu günlerde, bir anlamda ekonomi ve finans sistemlerimizin altına döşenmiş 'mayın tarlası' benzeri ekonomistleri korkutuyordu. Son günlerde görülen faiz oranlarından sonra da korkmakta haksız değillermiş gibi görünüyor.
18,40 ile o dönemin zirvesini gören dolar kuru, önceleri uzun uzun Kur Korumalı Mevduat denilen sonrasında kısaca KKM tabir ettiğimiz bir enstrümana çarparak sendeledi. Dolar, aynı gün 10 liralara gerilese de kısa sürede 13 TL'lerde dengesini buldu. İlk olarak bireysellerin 'akın akın liralaşma' talebi ile karşılaşan KKM, şirketlerin 'hani bana, hani bana' demesiyle 'vergiden kıymetsiz mi?' denilerek o alana da yayıldı. Gel zaman git zaman bu KKM'nin ne kadar olduğu merak edildi. Şeffaflıktan görünmeyen ekonomimizde o da açıklandı.
Ne yapılsa yaranılamayan kesim, KKM'nin liralaşma değil dolarizasyon olduğunu söylerken, bunun bir yükü olacağını, hele ki baskılanan kurlara yapılan harcamayla birleşince sorun yaratabileceğini söylüyordu.
Bankaların ürkek olmasıyla, otoritelerin cesareti kapıştı. Ancak piyasaların kendi gerçekleri vardı. Ürkek piyasalar kendi gerçeğine dönünce uzmanlar riskler konusunda uyardı. Masal burada bitti. Gerçeklere dönersek, seçim odaklı yürütülen uygulamalarda bankalara getirilen düzenlemelerle piyasalar karıştı ve döviz dönüşümlü KKM'de çılgın oranlar görülmeye başlandı.
'Teorik olarak mümkün olan bu işleyişin hafif farklı versiyonu fiilen yapılmış (gözlere siyah bant çektim)... Oransal zirve olarak %41 duyuldu... Peşin primde %20 stopaj alan var, almayan var... MB'nin 'KKM düzeltme ödemesinden bu primi düşünüz' ültimatomu tamamen pas geçiliyor...'
3-5 yıl soğan sapı yiriz ne olacak vadanımızdan değerli değel
Aç kalsınlar aç zerre üzülmüyorum.
Sayın Bilge Yılmaz'ın twitine ithafen yazıyorum. Yok!