Filmin hikayesi şu şekilde;
Georgia’nın Savannah kentinde yaşayan gazeteci Justin Kemp, tüm şehrin gözünü diktiği bir cinayet davasında jüri üyesi olarak görev almaya çağrılır. Davanın odağında, genç kadın Kendall Carter’ın erkek arkadaşı James Sythe tarafından öldürüldüğü iddiası vardır.
Mahkeme süreci ilerledikçe Justin’in belleğinde karanlık bir gece parça parça aydınlanmaya başlar. Olayın yaşandığı akşam alkolün etkisiyle direksiyon başına geçtiğini ve bar çıkışı arabasıyla bir şeye çarptığını hatırlar. Önce bunu sıradan bir kaza, belki bir hayvan sanırken, duruşmada ortaya konan kanıtlar çarpıcı bir ihtimali işaret eder: Kurbanın ölümünden aslında kendi aracı sorumlu olabilir.
Peki siz Juror No.2 filmiyle Kızılcık Şerbeti'ndeki Ömer'in hikayesini benzer buldunuz mu? Yorumlarda buluşalım...
Hayır uyarlanmadı filmin konusunu çalıp hikayelerine katmışlar
Bu operasyonlardan ilki Hollandalı Jos Leijdekkers’in çetesine yapıldı. ‘Tombul Jos’ lakaplı Jos Leijdekkers’in Hollanda ve Belçika’daki limanlara tonlarca kokain getirerek Avrupa’ya dağıttığını ortaya çıkmıştı. Bu operasyonda Tombul Jos yakalanmazken Bodrum’daki bir villada yakalanan Abdullah Alp Üstün’ün uyuşturucu kaçakçılarının lideri ve beyni olduğu öne sürüldü. Aynı çete ile iş yapan Alman, İspanyol, Sırp uyuşturucu kaçakçıları da yakalandı. Bazıları Türk vatandaşı olmuştu.