Show TV'nin sevilen dizisi Kızılcık Şerbeti hem hikayesi hem de oyuncularıyla bir efsane olmayı başardı. Dizi 3 sezondur yayın hayatına devam ediyor. Bu nedenle Kızılcık Şerbeti izleyicisi çok şey gördü, diyebiliriz. Ancak hiçbiri karakterlerin değişimi kadar etkileyici olamadı. Özellikle dizide Nursema karakterine hayat veren Ceren Karakoç'un rolü neredeyse taban tabana değişti. Bakalım, ilk sezondaki Nursema ile şimdiki arasında neler değişti?
Kızılcık Şerbeti konusuyla ilk günden bu yana izleyicinin radarını girdi. Dram türündeki dizi ekranların uzun soluklu dizileri arasında yer alırken reytinglerde de başarısını kanıtladı. Kızılcık Şerbeti her yeni bölümüyle rakiplerini sollayıp geçiyor. Her fragman bir diğerinden daha çok heyecanlandırıyor.
'Kızılcık Şerbeti,' farklı hayat tarzlarına sahip iki ailenin evlilik yoluyla kesişen hikayesiyle hayatımıza girmişti. İlk bölümlerde Modern ve seküler bir aileden gelen Doğa, muhafazakar bir ailenin oğlu Fatih'in evliliğini izledik. Ancak bu evlilik, iki ailenin gelenek, inanç ve yaşam tarzı farklılıkları nedeniyle büyük çatışmalara sahne olmuştu.
Hikayenin ilk sezonunda Fatih'in ablası olan Nursema, Doğa'ya tam anlamıyla bir görümcelik yapmıştı. Alışılageldik aile yapısındaki görümce modelinde olan Nursema, hem Doğa'nın annesi Kıvılcım Hanım'ı hem de Doğa'yı çok eleştirmişti.
Nursema'nın kırılma noktası hikayeye göre ailesi tarafından zorla evlendirildiği bölümdü.
En az Pembe Ünal kadar gıcık bir karakter olan Nursema başta açık giyinenlere, özgür bir düşünce yapısına sahip olanlara karşı ve değişime kapalıydı. Şimdilerde çalışma hayatına atılmak isteyen Nursema'yı ilk bölümlerde daha çok ev hanımı rolünde görmüştük. Çalışma hevesi ise sonradan kendisine yüklendi.
Doğa'yla da ilk kez bu zorla evlendirildiği bölümde samimiyet kurabildi. Belki de ailesine çok güvenen Nursema, büyük bir hayal kırıklığı ile evlendiği adamın da şiddetine maruz kalınca ailesine sığınamadı.
Annesinden de darbe alan Nursema ilk kez dışarıda kendisinin de kadınlara gösterdiği baskıyı, 'evlilik çağına geldiğinde' yaşadı. Kendisine yapıldığında ise bu acı gerçekle yüzleşerek ona ön yargıyla yaklaşmayan Doğa'dan ve Doğa'nın teyzesi Alev'den yardım istedi.
Böylece Nursema'nın neredeyse hem kimliksel hem de fiziksel değişimini izlemeye başladık. Hayatnının her alanında değişime kendisine kapatmış o yaşlı ruhlu kadın gitti, yerine hayata umutla bakma savaşı veren ve yargılamadan dinlemeyi öğrenen (hatta Doğa'yı annesine karşı savunan) Nursema geldi.