Kızılcık Şerbeti Doğa mı Yoksa Bahar mı? Dizilerdeki Kadın Temsiline Bir de Böyle Bakalım!

Ülkemizde son günlerin en büyük gündemi kadınlar ve çocuklar. Surlarda katledilen İkbal, yarım saat önce öldürülen Ayşenur ve henüz bunları atlatamamışken gündeme bomba gibi düşen Yenidoğan çetesi...

Kadınlar öldürülüyor, şiddet görüyor ve istismara maruz kalıyor. Tüm bu yaşanan mide bulandırıcı olayların sebebi olarak güvenlik probleminin yanı sıra diziler görülüyor.

Televizyon ekranlarında belki de hiç farkında olmadan bize kodlanan bir kadın temsili var. Yazar Hande Kuday, 19 Ekim tarihli yazısında dizilerdeki kadın temsili problemine değindi.

"Yeşilçam'dan bu yana aynı!" diyen Kuday, "İzleyici ‘bunu’ mu istiyor?" diye de sordu.

'Yeşilçam Sineması’ndan beri, genellikle fakir ama hep gururlu ve ahlâk timsali, başına her türlü kötülük gelmesine rağmen iyi niyetinden asla ödün vermeyen esas kızlar ve hırslarının, tutkularının esiri olan kötü kadınlar olarak ikiye ayırırız kadın rollerini. Biz sevdiği adamın tecavüzüne uğrayıp binbir badireler atlattıktan sonra o tecavüzden doğan çocukla ve o adamla kendisine mutlu sonlar yazılan Hülya Koçyiğitleri sevdik. Düzen bozan Lale Belkıslardan ise yıllarca nefret ettik. Araya kategorize edemeyeceğimiz ezber bozan Müjde Arlar girince mevzuya uyanır gibi olduysak da safları terk edemedik.'

Dizilerde işlenen bu kadın rollerinin "genetik kodlarımıza başarıyla kazınan o kutsal aile mitinin devamını sağladığını" söyleyen Kuday, belki de bilinçaltımızda işlenmiş "ataerkil kabulü" hatırlattı.

'Bir kadının başına gelebilecek en ağır şeylerden birinin çocuk sahibi olamamak ya da çocuk düşürmek olduğunu, 15 yaşında hamile kalmış bir kızdan çok 35 yaşında anne olamamış bir kadına üzülmemiz gerektiğini, tüm travmalarımızın ve yaralarımızın doğru adamı bularak iyileştirilebileceğini, kariyerin o kadar da önemli olmadığını; ama anneliğin her türlü fedakârlığa değdiğini zihinlerimize kazıya kazıya, kadınlığı aynı tanımlarla başka zeminlerde tekrar tekrar inşa ediyorlar.'

"Bir kadın boşanabilir. Ama boşanırsa nafaka istemesini gurursuzluk olarak gösteren televizyon dizileri var." diyen Kuday, Kızılcık Şerbeti'ni örnek gösterdi.

'Kızılcık Şerbeti Doğa’ya söyletilen “Ben nafaka almayı gurursuzluk olarak görüyorum,” gibi bir önermeyle bunun iyice altı çizilir. Kendisini hamileyken aldatmış ve bebeklerinden birinin kaybına sebep olmuş kocasıyla boşanırken, aleyhine düzmece bir “Akıl sağlığı yerinde değildir” raporu alınmasına rağmen sürdürmeye çalıştığı bir evlilikteki ısrarı değil de, o evlilik bitince bir yaşındaki bebeğine bağlanacak olan nafaka gururunu kırar nedense.'

Peki, izleyici gerçekten kadının ezilip haklarının elinden alındığını mı görmek istiyor sizce? Kuday, bu soruya ise Bahar ile yanıt verdi.

'“İzleyici bunu istiyor” bahanesinin arkasına saklanıp yaratılan kadın düşmanı dünyalara izleyiciler de tepki gösteriyor. Bahar’ın ilk sezon yapabildiği ve izleyicide coşkun bir karşılık bulan, gerçekle temas etmiş kadın hikâyeleri anlatılınca gayet de izleniyor zira, gördük.'

İlginizi çekebilir:

Arka Sokaklar'da Narin Cinayetinin Canlandırılması Sosyal Medyanın Gündemine Oturdu!
Para İçin Bebekleri Öldüren Yenidoğan Çetesi Skandalında Esra Erol Yayındaki Sözlerini Hatırlattı!
Kim Milyoner Olmak İster’e Damgasını Vurdu: Yarışmacı Ödülünü Gazze'ye Bağışladı!

Popüler İçerikler

Yeşim Salkım, Vural Çelik'in Ölümünün Ardından İğneyi Televizyon Sektörüne Batırdı!
Arka Sokaklar, Narin Güran Olayını İşleyerek İzleyiciden Tam Not Aldı
Osimhen'nin Röveşatası Kaç Metre? Galatasaray'ın Yıldız Golcüsünün Antalyaspor'a Attığı Gol Gündemde