İddiaya ilişkin olarak Kızılay Basın Müşavirliği’nden açıklama geldi.
Yapılan açıklamada, “TBMM’de bulunan bir siyasi parti mensubunun soru önergesi olarak öne sürdüğü iddialar hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. İstanbul ve Ankara Ticaret odalarının kayıtlarının sorgulanması ile hazırlandığı anlaşılan soru önergesindeki bilgiler güncellikten uzaktır. 12’si İstanbul 1’i ise Ankara Ticaret Odasında görülen kayıtlardaki şirketlerin bir kısmı yıllar önce kapatılmış, bir kısmındaki kayıtlar da güncelliğini yitirmiştir. Diğer kayıtlar ise Dr. Kerem Kınık’ın Kızılay Genel Başkanı olması sebebiyle doğal olarak Yönetim Kurulu başkanlıklarını yürüttüğü, Türkiye Kızılay Derneği’ne gelir getirmek amacıyla oluşturulan Kızılay Yatırım A.Ş’nin iştiraklerine ait bilgilerdir” denildi.
“Yasal haklarını kullanacak”
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, Sağlık Bilimleri Üniversitesinde Öğretim üyesidir ve sadece buradan maaş almaktadır. Kızılay Yatırım A.Ş’nin iştiraklerinden doğan ve yasanın öngördüğü sınırların çok altında olan tahakkuklar ise yasal kesintilerin ardından süreç içerisinde yine insani yardıma döndürülmektedir. Kızılay gibi önemli bir Kurumun Genel Başkanı adına ortaya atılan böyle bir iddiayı, Kızılay’ın ilgili birimlerinden de bilgi almadan kesin yargı içeren bir dil ile gazetenin manşetine taşımak, gazetecilik ilkeleriyle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Buna ilişkin olarak Kızılay’ın ve Genel Başkan Dr. Kerem Kınık yasal haklarını sonuna kadar kullanacaktır.
“Başkanlık görevinden ücret almamaktadır”
Daha önce de açıklandığı gibi Kızılay Genel Başkanı, Türkiye Kızılay Derneği’ndeki Başkanlık görevi nedeniyle hiçbir ücret almamaktadır. İnsani yardım kuruluşundaki bu görevini tamamen gönüllü olarak yerine getirmektedir. Ancak şunu belirtmek isteriz ki; Daha önceki bazı açıklamalarımızda da değindiğimiz gibi, Kızılay ne zaman bir afetin ardından milletinin yarasını sarmaya koşsa, gerçek dışı bir haber veya iddia yeniden gündeme taşınmakta, Kızılay’ın milleti ile kurduğu bir buçuk asırlık bağ koparılmaya çalışılmaktadır. Kızılaycılar aylardır önce Karadeniz seli, ardından orman yangınları, onun ardından yeniden Karadeniz seli olmak üzere tüm afetlerde gece gündüz özveri ile görev yapmaktadır. Bazıları aylardır evlerine bile uğrayamamıştır. Bu özveriyi görmeden, hatta görülmesini bile engellemeye çalışarak yürütülen bu karalama kampanyasının ihtiyaç sahipleri lehine olmadığı çok açıktır. Kimlerin lehine olduğunun yorumunu ise milletimizin takdirine bırakıyoruz. Kızılay’ın tamamen kötü niyetle hazırlanmış bu haberle ilgili olarak tüm yasal haklarını sonuna kadar kullanacağını tekraren bildirir, hayırseverlerimize ise yaptıkları her hayrın bihakkın yerin ulaştığını bir kez daha hatırlatırız.
TC ibaresini kaldırdığından beri kızılay içi boş bir kurum
ya bu kadar yüzsüz bu kadar arsız bir siyasi parti bu ülke görmemiştir eğer doğruysa bir hakkım varsa zeyir zıkkım olsun halen bu partiye oy vericem diyen varsa yaratan öbür dünyada komşu etmesin işallah
AKPutperestlerin biatlarını haklı göstermek için "alternatif / muhalefet yok" iddiasını bu tür başlıklar altında açıklamalarını bekliyoruz. Yani tam olarak aradığınız ölçütler adam kayırma, torpil, hak gaspı, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, sömürücü ekonomik kurumlar, sebepsiz zenginleşme ya da dinci terör örgütleri ile kardeşlik gibi etik ve ahlaktan tamamen kopmuş etmenler mi? Durum kesin olarak bunu gösteriyor da. Bilmem dikkatinizi çekti mi?!