Kızıl Goncalar'da 37. bölümü geride bırakırken sosyal medyada Cüneyd'imizin düştüğü vaziyete tepki yağdı. Diziye son bölümlerde dahil olan Saatçi Aziz dengeleri bozdu. Cüneyd ile ilgili planları olan Aziz Efendi, torunu Şirin ile birlikte neyin peşinde, izleyici anlamaya çalışırken dizideki o detay gözlerden kaçmadı. Dizide Şirin'in tamir için getirdiği eser ile Saatçi Aziz'in bir bağlantısı olup olmadığı akıllara geldi. Gelin, birlikte bu bağlantı hakkında biraz akıl yürütelim.
Kızıl Goncalar'da Merak Uyandıran Detay: "Muhayyelât" Eseri ile Saatçi Aziz'in Bağlantısı Ne?
1
Kızıl Goncalar'da Uluların önderi Ulu Aziz Efendi tüm dengeleri bozdu. Faniler dergahının mürşidi kabul edilen Cüneyd ile ilgili planlarını gerçekleştirmek yapmadığını bırakmadı.
Kaçırılarak hipnoz edilen Cüneyd, "109 63 dur" sözüyle bilinç kaybı yaşıyor, hipnoz halindeyken zihni öğretilerle dolduruluyor hatta yetmiyor uyuşturucu madde ile uyutuluyor.
Dizide bu yaşanılanlara sosyal medyada tepki gösterilse de bu Saatçi Aziz neyin peşinde, herkesin merak ettiği soru bu.
Dizinin son bölümündeki bir detay da Saatçi Aziz'in planlarına gönderme olabilir. Dizide Saatçi Aziz'in torunu Şirin mücellite bir eser getiriyor. Yıprandığını ve tamir edilip edilmeyeceğini soruyor.
Eseri de dedesinin kendisine hediye ettiğini söylüyor. Bir bakıyoruz ki, elindeki eser Muhayyelât ve yazarı da dizideki saatçi ile aynı isimde.
"Saatçi Aziz" ve Giritli Ali Aziz Efendi’nin aynı ismi taşıması bilinçli bir tercih gibi görünüyor. Dizinin son bölümlerinde, Cüneyd Efendi'ye yapılan akıl oyunları ve zihin manipülasyonu, Osmanlı'nın ilk fantastik eseri olarak kabul edilen Muhayyelât ile ilgi çekici bir bağlantı kuruyor.
Giritli Ali Aziz Efendi tarafından 18. yüzyılda kaleme alınan Muhayyelât, hayal ile gerçekliğin birbirine karıştığı, zihinsel sınırları zorlayan bir eser olarak bilinir.
Masalsı anlatımın içinde, bireyin gerçeklikle olan bağını sarsan olaylar yer alır.
Dizide Saatçi Aziz ve torunu Şirin'in getirdiği kitap tam da bu noktada önem kazanıyor. Saatçi Aziz'in, Muhayyelât'ın yazanıyla aynı ismi taşıması, onun "gerçekliği manipüle eden" bir figür olabileceğine dair ipucu olabilir.
Zaten yaptıkları Muhayyelât'ta anlatılan büyüler, hayal içinde hayaller ve gerçek gibi gösterilen illüzyonlarla çok benzer.
Gerçekte de Giritli Ali Aziz Efendi, Osmanlı bürokrasisinde görev almış biri. Belki Saatçi Aziz karakteri de bir nevi “hikaye kuran”, gerçekliği çarpıtan bir figür olarak yaratıldı.
Bu durumda ilerleyen bölümlerde tıpkı Giritli Ali Aziz Efendi'nin hayal ile gerçeği iç içe geçirdiği gibi, Saatçi Aziz de Cüneyd Efendi'yi gerçeklikle hayal arasında bir oyunun içine sokacak gibi görünüyor.
Bu durumda Saatçi Aziz, bir anlamda modern dönemin "hikaye kurucusu", algı yöneticisi olarak konumlanıyor, diyebiliriz.
Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
İlginizi çekebilir:
Ali Yanıç Olayında Stüdyo Konuğu Olan Erhan, Müge Anlı'nın Kaybı Araştırmayı Neden Bıraktığını Açıkladı!
Müge Anlı Bağımlılarına: Gerçek Suç ve Kayıp Vakalarını Konu Alan 10 Sürükleyici Dizi ve Belgesel
Canlı Yayında Konuklara Ayakkabı Fırlattı: Müge Anlı Ekibi Son Çare Ayakkabısını Saklayınca İsyan Etti!
Kızıl Goncalar Dizisindeki Gizemli Şifre "109 63, Dur" Ne Demek?
Popüler İçerikler
Volkan Konak'ın Yıllar Önce Söylediği Sözler ve Barış Çağrısı Yeniden Hatırlandı
Boykot Sonrası Teşkilat'ın Kadrosundan Çıkarılan Aybüke Pusat'ın Partneri Tolga Sarıtaş'tan İlginç Hamle
Aybüke Pusat'ın Boykot Çağrısının Ardından Teşkilat'ın Kadrosundan Çıkarılmasına Ünlülerden Gelen Tepkiler
losttaki benjamin linus