Kızıl Goncalar'da Kişisel Gelişimcilere "Modern Tarikat" Eleştirisi Tokat Etkisi Yarattı

Kızıl Goncalar dizisinin son bölümü yine oldukça sarsıcıydı. Ancak bu kez yalnızca seküler ve muhafazakar kesim karşı karşıya getirilmedi. Aynı zamanda ortak bir yönlerine değinildi: Umut etme ihtiyacı. Dizide Hande çocuğunun sağlık durumu nedeniyle hayata dair inancı kalmamış durumdaydı. Tam da bu sırada karşısına dolandırıcı olarak gösterilen bir tür kişisel gelişim için çalışan topluluk çıktı.Hande o topluluğa girip çıktıktan sonra adeta başka bir insan oldu.

Kızıl Goncalar dizisinin son bölümünde bir tür "modern tarikat eleştirisi" yapıldı. Dizide seküler ve muhafazakar anlayış bu kez birbirine benzerliği ile karşı karşıya getirildi.

Kızıl Goncalar'ın ilk bölümünden bu yana "Faniler" adlı tarikatın iç yüzünü izliyoruz.

Tarikatta Cüneyd karakteri en büyük yüzleşmelerini Levent karakteri ile sohbetleri sırasında yapıyor. Çünkü her ne kadar farklı bakış açılarına ve inanışlara sahip olsalar da bu iki karakter birbirine "aynalama" çalıştırıyor.

Biz tarikat eleştirisi izlediğimizi zannederken hikayeye bir anda Hande'nin maneviyat arayışı girdi. Ancak dizide "maneviyat arayışı içerisinde olanlar dine yönelirler" mantığı yıkıldı.

Muhafazakar kesim bunun için tarikata mensup olup dergahta ibadet ederken; sekülerlerin ise benzer eylemlerde bulunmak için benzer yapılara girdiği konusu işlendi.

İzleyenler bilir, Hande bebeğinin down sendromlu olacağını öğrendiği günden bu yana dengesini kaybetti. Duygusal olarak adeta bir yıkım yaşayan Hande, hayatı sorgulamaya başladı.

Onu bu çaresiz anında ise art niyetli bir kişi yakaladı. Bir şekilde "umut satarak" dolandırıcılık yapıldığı gösterilen topluluğa katılan Hande, nasıl olduysa bir anda iyileşti.

Toplulukta beyaz giyinen, tespih ve takke takan katılımcılar olduğunu gören Meryem, "Burası bizim dergah." diyerek modern bir tarikat eleştirisinde bulundu.

Hande'nin muhafazakar bakış açısını kabul etmemesi üzerine Meryem'in ibadetler ile ritüelleri benzetmesi dikkat çekti. Çünkü Gündoğmadan topluluğunda Hande, tıpkı mürşid gibi, topluluğun öğretmeni ile görüşürken bir tür ritüel gerçekleştiriyorlar.

Hande meditasyon yapar gibi zihninin derinliklerinde korkuları ile yüzleşiyor. Böylece hayata dair cesareti artıyor.

Bu topluluk aynı zamanda tıbbın tespitlerine de karşı. Hande'ye çocuğunun sağlıklı bir bebek olarak doğacağı inancını aşılayarak umut veriyor. Elbette, bunun karşılığında para da alıyorlar.

Sonunda ise bizim pek mantıklı ve bilimsel dayanağı olmayan şeylere hiç inanmayan Handemiz "Bebeğimiz sağlıklı doğacak. Bana gösterildi." diye bir ifade kullanıyor.

Hande bizi çok şaşırttın ama temelde bize insanların umutsuz bir şekilde yaşayamayacağını hatırlattın. Hayat sürdükçe benzer şekilde insanları kullanmaya çalışan oluşumların hep var olacağını da fark ettik. Siz bu benzetme hakkında neler düşünüyorsunuz?

İlginizi çekebilir:

Kızıl Goncalar'da Vahit'in Ölümünün Ardından Tolga Tekin'in Diziden Ayrılıp Ayrılmadığı Merak Konusu Oldu
Kızıl Goncalar'da Vahit'in Ölümünün Ardından Tolga Tekin'in Diziden Ayrılıp Ayrılmadığı Merak Konusu Oldu
Müge Anlı ve İzleyicileri Seferber Oldu! Sokak Sokak Aranan Küçük Çocuğu Yayında Buldular!

Popüler İçerikler

Milli Futbolcu Merih Demiral, U16 Milli Takımına Verdiği Sözü Tuttu
Bir Döneme Damgasını Vuran Evlilik Programlarında Yaşanmış En Utanç Verici Anlar
"Televizyon Benim DNA'm" Diyen Acun Ilıcalı TV8'in Yıllık Giderini Açıkladı!
YORUMLAR
03.12.2024

Kişisel gelişimin kendisi tokat zaten. Yalnız Türkiye'deki kişisel gelişim hareketleri de din eksenlidir. Çekim yasası, kuantum, enerji gibi akımlar bizde tutmayacağı için yine muhafazakar şekilde uyarlanmış.

03.12.2024

bu dizi deniz baykal zihniyetlileri tartıştırıyor

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ