Öğrencileri için, eğitim için pek çok fedakarlığa girişen binlerce öğretmenimiz var. Ancak görsel eğitimin bu kadar önemli olduğu bir dönemde yaratıcılığıyla ünlenmiş değerli bir eğitimcimiz var. İsmi de Erhan Gözüyukarı. Erhan Bey dersi anlatmıyor adeta yaşatıyor. Nasıl mı? Yanıtı içeriğimizde...
'Öğrencinin kalbine giremediğiniz zaman beynine kesinlikle giremiyorsunuz. Özellikle çağımızda teknoloji o kadar hızlı ilerledi ki çocuklar gerçekten birçok uyarana maruz kalmakta. Farklı etkinliklerle çocukların 5 duyusuna da hitap edebilmeyi istiyoruz.Yoksa düz anlatım yöntemiyle belki birkaç öğrenciye hitap edebilirsiniz ama elimizden geldiğince farklı etkinliklerle bütün öğrencilerimize ulaşmaya çalışıyoruz.'
'Çocuklar o dönemin unsurlarını yaparak, yaşayarak görebiliyorlar. Bu da hem benim açımdan hem de çocuklar açısından çok keyifli oluyor. Aşık Veysel, Mevlana, Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir Paşa ve Yeniçerileri canlandırıyoruz. Mümkün olduğunca değişik etkinlikler yapmaya çalışıyorum.'
'Etkinlik yaptığım öğrenciler unutmuyorlar. Mezun olup gitseler bile sokakta karşılaştığım zaman, 'Hocam şu kıyafetle gelmiştiniz, hiç gözümün önünden gitmiyor.' diyorlar. Bu şekilde kalıcılık bırakmışsak ne mutlu bize.'
Aklıma baygın sesleriyle tarih anlatan tarih hocalarım geldi. Şans işte
Keşke bütün öğretmenler onun gibi öğretmek için öğretmen olsa. Ah be keşke bize de denk gelseydiniz.
al sana geleceğin milli eğitim bakanı :) paralel evrendeki geleceğin..