1968 yılında radyo üzerinden yaptığı 'The War Of The Worlds' yayını ile büyük bir kitlesel paniğe olan Orson Welles'in bu alanda tek olduğu düşünülür ama durum hiç de öyle değil. Tarihin şaka dolu raflarında kalmış ve muhtemelen zararsız olduğu düşünülen insanlar tarafından yaratılmış onlarca kitlesel panik olayı var. Bu içeriğimizde bize en ilginç gelen 10 trajikomik durumu sizlerle paylaşıyoruz. Üzülsek mi, ağlasak mı bilemedik...
Birleşik Krallık'ta 1992 yılının Cadılar Bayramı gecesinde yayınlanan programda, bir belgesel ekibinin paranormal aktiviteler üzerinde yürüttüğü bir takım çalışmalar gösterilmişti. Bu çalışmalar oldukça korkunç bir evin içerisinde gerçekleştiriliyordu. Daha sonradan, bu evin içerisinde 'Mr. Pipe' isimli bir hayalet olduğu programda söylendi. Program içerisinde, belgesel ekibi büyük bir sürprizle karşı karşıya kalmıştı; evde gerçekten de bir hayalet vardı ve bu hayaletin oldukça öfkeli ve saldırgan olduğu televizyon programında açıkça söyleniyordu. Aslında programın amacı, izleyicileri evde bir hayalet olduğuna inandırarak reyting almak ve başarılı olmaktı. Evde hayalet filan yoktu elbette. Ama olan olmuştu bir kere, programı izleyen milyonlarca insan evde gerçekten de bir hayalet olduğuna inanıyordu. Program bitmişti ve reyting sayısı tahmin edilenin çok üzerindeydi.
O gece Birleşik Krallık'ta kitlesel panik yaşanmıştı ve hatta bir kişi intihar etmişti. Herkes BBC stüdyolarını arayarak neler olup bittiğini öğrenmeye çalışıyordu. Hatlar yoğunluktan çökmüştü. Bunun da hayaletin işi olduğunu sanan insanlar daha da çok paniğe kapılmıştı. Ertesi gün bir açıklama yapan BBC yetkilileri İngiliz halkından özür dileyerek bu trajikomik olayı sona erdirdi.
Bazı insanlar, UFO diye bir şeyin görülme ihtimali olmadığına tüm kalpleriyle inanıyorlar ve bunu kanıtlamak için her şeyi yaparlar. Örneğin Chris Russo ve Joe Rudy, 2009 yılında bir muziplik yapmaya karar vermişlerdi. Oynayacakları küçük bir oyun ile sahte UFO görme vakaları çıkıp çıkmayacağını incelemek isteyen ikili, küçük bir araziye gidip gökyüzüne uçan balonlar bıraktılar. Balonları balık oltaları ile kontrol ediyorlardı. Morristown bölgesinde yaşayan insanlar, o gün gökyüzünde UFO gördüklerini iddia etmişlerdi. Ulusal haberlere bile konu olan bu iddialar birçok insan tarafından gerçek sanılmıştı ve ortalık karışmıştı. Dünyanın uzaylılar tarafından işgal edilmek üzere olduğunu söyleyen felaket habercileri bile çıkmıştı ortaya. Neyse ki bu muzipliği yapan ikili yaptıkları her şeyi kayıt altına almıştı ve bu sayede kitlesel paniğin önüne geçebildiler.
2010 yılında, Gürcistan medyası, Rus tanklarının Gürcistan'a girdiği bir görüntüyü yayınlamaktaydı. İki ülke arasında 2008 yılında yaşanan savaşın ardından, Gürcistan halkı haklı olarak paniğe kapılmıştı. Programın başında yapılan duyuruyu kaçıran binlerce Gürcistan vatandaşı, programda yayınlanan görüntülerin canlı olduğunu düşündü. İnsanlar sevdiklerini arıyordu, telefon hatları tıkanmıştı, herkes bankada tuttuğu paraları çekiyordu ve ülkeden kaçış planı yapıyordu. Bu kargaşadan dolayı üç insan hayatını kaybetti.
Televizyon kanalının 2008 yılından kalma görüntüleri yayınladığını öğrenen insanların duruma gülecek hali kalmamıştı. Daha sonradan yapılan bir araştırmaya göre, 406 katılımcıdan %63'ü, Gürcü lider Mikheil Saakashvili'nin, halkın Rusya karşıtı duygularını tetiklemek için böyle bir oyun düzenlediğini söyledi.
Yıl 1977, Birleşik Krallık saati ile 17.10. Güney İngiltere'nin en büyük televizyon kanallarının yayınları yarıda kesilir ve ekranda bir mesaj belirir. Bir uzaylı ırk olan Ashtar Galactic Command'dan Vrillon, insanlığa bir çağrıda bulunmaktadır. Bu çağrı, cumartesi akşamı yayınlanan haberlerde ilk sırada verilir. Binlerce insan bu çağrıyı ciddiye alır ve polisi arar. Polisler tek tek insanların evine gidip durumu anlatmak ve her şeyin aptal bir şaka olduğunu izah etmek zorunda kalır. Birkaç günlük paniğin ardından ortalık yatışır ve her şeyin bir şaka olduğu herkes tarafından öğrenilir. Bu şakayı yapanın kim olduğu hala bulunabilmiş değil.
Alaska'da bulunan karlı şehir Sitka, bir sabah büyük bir sürprizle karşılaştı. Sönük volkan dağı olan Edgecombe üzerinde dumanlar yükselmektedir ve insanlar büyük bir telaşa kapılır. Herkes en kısa sürede şehri terketmek istemektedir aksi halde her şey için çok geç olabilir. Dağı incelemek için gönderilen ekip, yanmakta olan birkaç lastik görür ve hemen yanında '1 NİSAN!' yazmaktadır. Bölgede şakalarıyla ün salmış olan Porky Bickar'ın bu işin arkasında olduğu anlaşılır. Bu şakayı hazırlamak için helikopter kiralayacak kadar kafayı kırmış olan Bickar, bölge halkı tarafından büyük bir nefret ile lanetlenmiş.
Yıllar sonra volkan gerçekten patladığında, bölgede yaşayan bir kişi Porky'e bir mektup göndererek 'Şakanın bu kadarı da fazla' diye adamcağızın üzerine gitmiş.
Alternative 3 isimli programın aslında 1 nisan şakası olması planlanmıştı fakat bu programı haziran ayına kadar yayınlamak mümkün olmamıştı. Bu program, dünyada gerçekleşmekte olan iklim değişikliği hakkında bir belgeseldi. Çevrede gerçekleşmekte olan tuhaf şeyleri gösteriyor ve yakın gelecekte dünyanın yok olacağı mesajını veriyordu.
Programa göre, İngiliz hükümeti bu sorunu çok ciddiye alıyordu ve şu önlemlerin alınması planlanıyordu:
Dünyadaki insan sayısı azaltılmalı,
Ya da bazı insanlar toprak altına gitmeli ve orada yaşamalı,
Ya da bir grup insan Mars'a taşınmak zorunda.
Haliyle birçok insan şakayı anlamamıştı ve dünyanın sonu geldiği fikri halk arasında hızla yayılmıştı. Televizyon kanalına yapılan binlerce arama tek bir soruyu soruyordu: 'Dünyanın ne kadar ömrü kaldı?' Ama şu videoya bir bakın, bunu kim ciddi sanmaz yahu?
Dünyanın en büyük yayın organlarından birisi olan BBC'nin tarihi oldukça lekeli. 1926 yılında, bir klise papazının bildirdiğine göre Londra'da anarşistler devrim başlatmıştı. Radyoda 19. yüzyıl edebiyatı hakkında bir program yayınlanmaktaydı fakat papaz yayını kesti ve haberi BBC radyosundan herkese duyurdu. Habere göre, Londra'nın göbeğinde oldukça kanlı bir çatışma başlamıştı ve anarşistler parlamentoya doğru hızla ilerliyordu. Rusya'da gerçekleşen devrimin ardından zaten İngiliz toplumu oldukça korku içerisindeydi. Hal böyle olunca, radyoda yayınlanan haberin ardından herkes paniğe kapılmıştı.
Fakat ortalığı papaz karıştırmıştı, gerçekten bir devrim olduğu filan yoktu. Durumu düzeltmek isteyen yetkililer oldukça sıkı çalışmasına rağmen kargaşa birkaç gün devam etti ve ortalık ancak yatışabildi.
2007 yılında, bir kişi yolun kenarında duran bir LED tabela farketti. Tabelada zayıf bir adam parmak işareti çekiyordu (orta parmağı kaldırarak yapılan). Polisi arayan vatandaş durumu bildirdi ve Boston Polisi derhal bölgeye gelerek tabelayı inceledi. İncelemelerin ardından, bu tabelanın el yapımı bir patlayıcı olduğu anlaşıldı. Tabelayı şehir dışına götürüp yok etmeyi düşünen polise birçok başka ihbar da geliyordu. Şehrin her yerine bu tarz LED ışıklı el yapımı patlayıcılar yerleştirilmişti. Boston halkı dehşete kapılmıştı. Teröristlerin tüm Boston'ı yok edeceği dedikoduları her yere yayılmıştı.
Daha sonra anlaşıldığına göre, bu tabelalar Cartoon Network tarafından hazırlanmış bir film reklamıydı. İnsanlar yatışmıştı ama Cartoon Network 2 milyon dolarlık cezayı ödemek zorunda kalmıştı.
Yine bir 1 nisan şakası... 2010 yılında, Ürdün gazetelerinden bir tanesi uzaylıların dünyayı işgal edeceğine dair bir haber yayınladı. Habere göre, tüm iletişim cihazları kullanılamaz hale gelmek üzereydi çünkü bir UFO tarafından EMP sinyalleri emilmekteydi. İnsanlar büyük bir paniğe kapılmıştı. Uzaylıların 3 metre boyunda olduğu söylentileri her yere yayılmıştı. Uzaylıların bulunduğu iddia edilen bölgenin belediye başkanı dahi bu habere inanmıştı ve arama yapması için özel bir ekibi bölgeye yollamıştı. Bölgedeki insanların başka yerlere götürülmesi söz konusuydu.
Şakacı gazete ertesi gün tüm Ürdün halkından özür dileyerek paçayı kurtarmaya çalıştı ama bu gazetenin yaptığı eşek şakası bugün bile unutulmuş değil.
The New York Herald'ın 9 Kasım 1874 tarihinde manşeti şu şekildeydi: 'Facia: Vahşi Hayvan Central Park Hayvanat Bahçesi'nden Kaçtı!'
Habere göre, kaçan hayvan sokaklarda gezerek 49 kişiyi öldürmüştü ve 200'den fazla insanı yaralamıştı. Herkes panik halinde şehri terketmeye çalışıyordu. Yetkililer ne yapacağını bilemiyordu. Şehirde tam bir kaos hakimdi. Aslında gazetede bu haberin bulunduğu sayfanın en altında her şeyin bir şaka olduğu açık bir şekilde belirtilmişti fakat çoğu insan bu küçük notu görmemişti çünkü insanlar sayfanın yarısına gelir gelmez dehşete kapılarak ailelerine koşuyordu. Bir sonraki sahneyi herkes tahmin edebiliyor sanırım; insanlar ve polis bir araya gelerek, ellerinde silahlar ile sokaklarda dolaşan bu vahşi hayvanı aramaya başlamıştı. Her şeyin bir şaka olduğu anlaşılınca ortalık yatıştı ve silahlı insanlar evlerine döndü.