Polisiye gerilim türünün en ünlü yazarlarından olan ve her kitabıyla soluksuz heyecan sunan Jean-Christophe Grangé'in son romanı 'Lontano'dan derlediğimiz alıntılar sizlerle.
Polisiye gerilim türünün en ünlü yazarlarından olan ve her kitabıyla soluksuz heyecan sunan Jean-Christophe Grangé'in son romanı 'Lontano'dan derlediğimiz alıntılar sizlerle.
Aşk, puro gibidir. Söndü mü tekrar yakılabilir. Ama hiçbir zaman aynı tat alınmaz.
Güzel kadınlara çok fazla anlam yükleniyor; bu onların üzerine yapışan bir yalan. Küçükken onlara prenses olacakları söylenir. Biraz büyüyünce geleceğin mankeni olarak görülürler. Ve daha sonra oyuncu. Bu kızlar yavaş yavaş, hayallerinin içinde bitkin düşerler. Tüm kararlılıklarını yitirirler.
Her saniye dünya üstünde bir insan ölüyor. Zaman zaman bu ölenlerden biri iyi bir sebepten ölüyorsa ne mutlu.
Aristokrasinin doyum olmayan cazibesi: Her türlü edepsizce sözü söyleyebilir, her türlü hareketi yapabilirdi, ama davranışları hep zarif ve kibardı. Kaynar suyun içindeki çay yapraklarının yavaş yavaş demlenmesi gibiydi.
Düşmanını hiç düşünmemek, onu yenmek demekti.
İktidar ile gazeteciler arasında enayice bir oyun vardır. Gazetecilerin ufak tefek skandallarını ortaya çıkarmalarına izin verirler. Kendilerini kızdıracak esas konulara ilişmemeleri karşılığında.
Fetişizm dünyası geçmişle hesaplaşmak ister. Başlangıçtan gelen yaraları yeniden yaşamak ister; ama tabi heyecanını kontrol ederek, korkunun ötesine geçerek yetişkin bedeninde yaşamak ister. Her kostümün ardında, bir öç alma yatar. Doktor olunur, otorite olunur... Ve eğer hastayı, mahkumu, hizmetçiyi oynuyorsanız, bu tamamen kendinizle alakalıdır. Bu geceler arınma geceleridir.
Gereğinden fazla ipucu sana bir yol göstermez, sadece bir labirent sunar.
Siyahilerde ne rastlantı vardır ne de açıklanamaz bir şey. Tanrı ile insanlar arasında bir ara kat vardır: Ruhların, gizli güçlerin katı. Batılılara göre bir Kongolu AIDS'ten ölür. Bunun Afrika gerçeği ise farklıdır: Oğullarından biri büyücüdür ve hastalık göndererek onu öldürmüştür.
Kötülük bir ruhsal bozukluk, bir insan patolojisidir.
Benim dünyam rahat ve konforlu bir dünya değil. Savaşçı, düşmanca, rekabetçi bir dünya. Erkeklerin her zaman daha zengin, kadınların her zaman daha güzel olması gerekiyor. Birlikte aynı yatağa giriyorlar, ama aslında birbirlerinden tiksiniyorlar.
İnsanın varlığı tersine bir simyaydı: Kurşun altına dönüştürülmüyor, inatla altın kurşuna çevriliyordu.
Toplum bizi başka kılığa girmeye zorluyor, insanlar hafta içinde, kravatları ve omuzlarında çantalarıyla işe giderken kılık değiştirirler.
Otuz yıl boyunca İtalya'da Borgia'lar vardı, iç savaş ve terör vardı. Tüm bunlardan Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Rönesans çıktı. İsviçre'de, beş yüzyıl boyunca barış ve kardeşlik vardı ve bunun sonucunda ne çıktı? Guguklu Saat!
Kadınların tek zindanı aşktır. Her zaman duygularının kurbanı olacaklar. Bir asır süren mücadele bu kronik zayıflığa karşı hiçbir şey yapamadı. Kanunları değiştirebilirsin, ama genetik kodu asla değiştiremezsin.
Siyah Kan ve Şeytan Yemini kitapları ile bu kitabın yazarının aynı olmasını kabullenemiyorum. İkinci bir Adam Fewer Olasılıksız/Empati/OZ vakası, bence. :)
herif iyi kurgu yapıyor ama nedense kitapların sonları hiç iyi bitmiyor. çok sıradan ve 'bumu yani' dedirtiyor. o kadar kurguya ve gelişmelere özellikle ana profildeki karakterlerine yaptırdıkları sıradan. son olarak spoiler vermeden şunu belirteyim, ekşi de okumuştum katili doğru tahmin ettim diye yazmış biri ve biraz düşününce belli oluyor felan diyer yazmış. abi bu adamın tüm romanlarını en az ikişer kez okumuş (başka romanlarıda okuyan) biri olarak eğer bu kitabı ikinci kez okumayan biri değilseniz buyrun tahmin edin. üçlemenin ikinci romanını ben alıcam ona
#14 bizde onyıllardır terör var ne çıktı?