'Bazı hayali arkadaşlar asla çekip gitmez!'
İlk kez yayımlandığı 1996'dan beri bir yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü, bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyordu. Chuck Palahniuk'un ilk romanı, kapitalizmin tüketim kültürüne, insan tekindeki hırs ve üstünlük duygusuna, güzellik idealine ve elbette iş dünyasına zehir zemberek bir eleştiri hamlesiydi: Kışkırtıcı, yadırgatıcı, yıkıcı bir hamle. Ve işte şimdi aynı hamle, aynı gözüpeklikle, aynı karşı-ses ataklarıyla ve sonuna kadar sürdürülen bir eleştirellikle kaldığı yerden devam ediyor!
Son yılların en özgün, en sarsıcı romanları arasında sayılan Dövüş Kulübü 2 okurlarla buluşuyor, ama bu kez farklı bir biçimde. Çizgi roman olarak hazırlanan Dövüş Kulübü 2, on ayrı fasikül olarak yayımlanacak. Ayrıntı Yayınları, Dövüş Kulübü 2'nin her sayısını Amerika'daki orijinal baskılarla eş zamanlı olarak yayımlayacak. Palahniuk, karanlık bir mizahla desteklediği güçlü ve çarpıcı üslubuyla, yaşadığımız dünyanın çirkin suretine yine ayna tutuyor. Korku ve öfkeyi, karamsarlık ve umudu bir arada veriyor.
Bazıları manga. manga ve çizgi roman farklıdır. İkisine de çizgi roman demek; "oğuz atay tutunamayanlar ve Yüzüklerin efendisi aynıdır, sonuçta ikisi de kitap" demek kadar abestir. Kaldı ki Naruto: 72 Cilt, Tokyo Gûl (:Re ile birlikte): 30 Cilttir. Death Note ise 12(+1) Cilt olmasına rağmen bir solukta okunabilecek kadar yüzeysel bir seri değil.
Olağanüstü beyefendiler cemiyeti gerçek bir şaheser, özellikle ilk cilt. Aynı şekilde sandman de modern dünyada nasıl mitolojik öykü yazılır sorusunun cevabı gibi. Manga tavsiyeleri de güzel Seraph of the end'i tavsiye etmiyorum. Daha ilk dakikalardan buram buram çiğlik ve yazım beceriksizliği fırlatıyordu insana animesi. Manga da ilk kısımlar bakımından farklı değildir diye düşünüyorum.
Vertigo Comics farkını göstermiş hemen. Preacher, Y the Last Man, 100 Bullets, Batman Year One, Red Son, Maus, Daytripper gibileri de tavsiye ederim