Kitap Okumanın Faydaları ve Atatürk’ün Kitap Tutkusu

Yıllardır dillere pelesenk olmuş bir sözdür;

Kitap okumak çok faydalıdır!

Peki neden?

Ve kitap nasıl okunur?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki davranışlar zamanla alışkanlıklara dönüşüyor. Yani biz hangi davranışlarımızı pekiştirirsek tabiri caiz ise zamanla o halin esiri oluyoruz. O esir halimizden de ya güzel bir eser çıkıyor ya da zamanla içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Misal çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmaya çalışıyoruz ama onlar ellerinden cep telefonlarını düşürmüyor. Çoğu zaman da faydasız içeriklerin içinde dolanıyorlar. Haa bir de hacetini gidermek için tuvalete bile zor kalktıkları o bilgisayar oyunları...

Biz yavrularımızı bu sanal dünyadan çıkarıp kitapların büyülü dünyasına sokunca ne oluyor? 

Önce isteksizce o eserin esiri oluyorlar. 

Ama ya sonra…

Kitap onları bir yakaladı mı o tadı bir aldı mı kitapevlerinden yeni kitabını seçerken buluyorlar kendilerini.

Önce tutsaklık, sonra tutuklu kalma hali…

Hani der ya Sezen şarkısında:

“Ben sende tutulu kaldım, kendi hayatımdan çaldım.”

Kendi hayatımızdan çalacak kadar düşüyoruz sayfalara.

Uzaklara gitmeye gerek yok, ben de zoraki tutsaklıktan tutuklu kalma halini yaşadım. Ve bizzat gördüm ki o eserler bir müddet sonra karakterimi şekillendirdi ve şekillendirmeyi sürdürmekte. 

Uğultulu Tepeler’deki Heathcliff işe Catherine’nin o nefretle aşk arasında gelip giden duyguları bana aşkın, tutkunun hem çok zevkli ama bir yandan da tehlikeli taraflarını öğretti. 

Koku kitabı tutkunun insanı rahatlıkla cinayet işleyebilecek hale sürükleyişini dehşetle gösterdi. 

Yeşil Yol ile ön yargılarımızı kırdık mesela. 

Hayvan Mezarlığı’nda korkularımızla yüzleştik.

Tabi bir de araştırma kitapları var...

Hayata at gözlüğüyle bakmamayı salık veren. Yüzeysellikten derinliğe doğru yelken açtıran.

Bir de tekrar tekrar okunması gerekenler var; her yaşta ve her seferinde sana yeni şeyler öğreten, seviyene göre farklı noktalarına dokunan ve daha önce üzerinde düşünmediğin satırları tekrar tekrar keşfettiğin…

Mesela bir Mesnevi veya kutsal kitabımız ya da Simyacı.

Hangi kitabı yazsam diğer okuduğum kitaplara ihanet olacak.

Eminim bu satırları okudukça sizin de okuduğunuz kitaplar sırayla aklınıza geldi.

Bunlar kitabın ruhu besleyen, karakteri şekillendiren yönleri.

Şimdi bir eğitimci olarak kitap okumanın başka faydalarına da değineyim,

Yıllar içinde şunu gözlemledim ki düzenli kitap okuyan öğrencilerin özgüveni güçleniyor ve kitap okumak aynı zamanda zekayı da gözle görülür halde geliştiriyor. Böylece daha hazır cevap ve pratik zekalı oluyorlar.

Nihayetinde sadece sözel dersler değil, sayısal derslerde de başarıları yükseliyor. Çünkü düzenli kitap okumak okumayı hızlandırıyor. Ayrıca unutkanlık sorununu da ciddi olarak ortadan kaldırıyor.

Uzmanlara göre düzenli kitap okumak kronik yorgunluk ve strese karşı zihni koruyor ve bireyi rahatlatıyor.

Düzenli kitap okuyan kişiler daha çeşitli kelimeler kullanır ve konuşmaları akıcı hale geliyor.

Elbette Ulu Önderimiz Atatürk de kitap okumanın kıymetini iyi bilirdi.

Atatürk önemli yerleri kırmızı kalemle, ikinci önemli yerleri mavi veya kurşun kalemle çizerdi. Toplamda 5000 adar kitap okuduğu kayıtlara geçmiştir. Okuduğu kitapların da çoğunlukla tarihi kitaplar olduğu söylenmektedir. Kitapları ve okudukları Atatürk için bir yaşam biçimiydi. O kitaplarına ve okumaya tutkuyla bağlıydı. İlle de yemek sofralarındaki okumalar… Yazar, şair, sanatçı ve bilim insanlarının katıldığı o sofralar tam bir kültür şölenine dönüşüyordu. 

Bu okumalar için Yakup Kadri şöyle diyordu: 

“Atatürk’ün sofrasında hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anlar, hayata ve insana dair nice kıymetli dersler kalmıştır.” 

Yazımı etkileyici bir hikayeyle bitirmek isterim:

Atatürk İstanbul ziyaretleri öncesi yanında götürmek istediği kitapları kütüphanecisi Nuri ustaya söyler, hazırlanmasını ister. Bir İstanbul ziyareti öncesi istediği kitaplar oldukça fazla olunca Nuri Ulusu kitapları karton kutulara doldurur. Bunu gören Atatürk ne yaptığını sorduğunda Nuri beyden kitapların çokluğu dolayısıyla bunu yaptığını öğrenir ve beklemesini ister. Bir süre sonra iki cephane sandığı ile iki muhafız Alayı eri çıkıp gelir. Sonra da Atatürk Nuri Ulusu’nun şaşkın şaşkın baktığını gören Atatürk şöyle kütüphanecisine şöyle hitap eder: 

“Ne o, Nuri oğlum, şaşırdın değil mi? Şaşırma, şaşırma savaşta bunlara cephane taşıdık, sen o zamanlar çocuktun, bilmezsin; bu sandıklar benim için çok önemlidir. Şimdi o savaş bitti, yeni bir savaşımız başlıyor. O da kültür ve sanat savaşımızdır ve bu okumakla, kitapla olur; işte şimdi, cephane taşıdığımız o sandıklara kitaplarımı koy, bu sandıklarda taşınsın, cephanenin yerini artık kitaplar alsın.”

Şimdi mesajlarda buluşalım...

Sizin karakterinizi ve hayatınızı şekillendiren kitaplar hangileri?

Facebok

Instagram

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
YORUMLAR
04.09.2022

Yine çok faydalı bir içerik ✅

13.09.2022

çok teşekkür ederim

04.09.2022

Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna Reşat Nuri Güntekin - Acımak Ahmet Hamdi Tanpınar - Saatleri Ayarlama Enstitüsü Patrick Süskin - Koku Paulo Coelho - Simyacı Dostoyevski - Suç ve Ceza

13.09.2022

Çok güzel bir liste

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ