Kitap Okumakla Arası Hiç Olmayan Arkadaşlarınıza Rahatlıkla Tavsiye Edebileceğiniz 38 'İlk Kitap'

Bazı insanlar kitap okuma alışkanlığı edinememişlerdir. Ya çevrelerinden gelen kitap önerileri ona kitap okuma eylemine yaklaştıracak değerde değildir ya da içsel olarak okuma olayına uzak hisseder kendini. 

Fakat, bazı kitaplar vardır ki; aradaki uçurumları bir anda yok edecek kadar değerlidir, etki bırakır insanda.

İşte bu kategoride değerlendirilmesi gereken ve okuyan insanın içini ısıtan 38 harika kitap!

1. Antoine de Saint-Exupery - Küçük Prens

'Hoşça git,' dedi tilki. 'Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.' Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: 'Gerçeğin mayası gözle görülmez.'

2. Jose Mauro De Vasconcelos - Şeker Portakalı

Yazarlıkta karar kılıncaya kadar, boks antrenörlüğünden ressam ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa kadar çeşitli işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos'un başyapıtı Şeker Portakalı, 'günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü'dür. Çok yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos'un çocukluğundan derin izler taşıyan Şeker Portakalı, yaşamın beklenmedik değişimleri karşısında büyük sarsıntılar yaşayan küçük Zeze'nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, tam on iki günde yazdığı bu romanı 'yirmi yıldan fazla bir zaman yüreğinde taşıdığını' söyler.

3. Stefan Zweig - Satranç

Rastlantı sonucu eline geçidiği bir kitapla satrancın inceliklerini öğrenerek bu oyunu bir tutkuya dönüştüren ve giderek bu tutkusu yüzünden beyin hummasına yakalanan Dr. B.'nin öyküsüdür görünüşte Satranç. Ama derinlerde bir veda mektubudur aslında.

Stefan Zweig'ın Brezilya'da sürgündeyken yazdığı ve Şubat 1942'deki intiharından birkaç ay önce tamamladığı Satranç, Avrupa kültürünün nasyonal sosyalist tehlike altında yok oluşuna işaret eder.

4. J. D. Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar

Pek çok insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater'ı ve Ackley'i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice'i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.

Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger'ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine karşı isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler... Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield'in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Belki de Salinger'ın. 1993'te Franny ve Zoey ile Dokuz Öykü adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963'ten bu yana yeni bir yapıt yayımlamamasına ve neredeyse efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.

5. Sait Faik Abasıyanık - Lüzumsuz Adam

'[Sait Faik'e] geceleri sinemalarda rastlardım. Tanışmazdık.

Sinemanın ön sıralarına oturur, koltuğuna iyice gömülürdü.

Koyu yeşil bir pardösüsü, çok dar kenarlı, kafasının biraz üstünde kalan kahverengi bir şapkası vardı. Sinema dönüşü dalgın, Beyoğlu'nun gece yarısı kalabalığına dalar, çeker giderdi. Sinemada bulunanlar arasında bu gedikli birinci mevki müşterisinin yazısını okuyan var mıdır acaba, diye çok düşünmüşümdür. Kuşkusuz, yoktu. Sait Faik, edebiyattan hoşlanacak bir okur topluluğunu hazır bulan talihli yazarlardan değildi. Okurunu yetiştiren, eğiten, okuruyla birlikte oluşan bir yazardı. Gerçek talihinin de bu olduğu söylenemez miydi?'

6. George Orwell - Hayvan Çiftliği

İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940'lardaki 'reel sos­yalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. 

Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.

7. Khaled Hosseini - Uçurtma Avcısı

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir iş adamının, Hasan ise onun hizmetkarının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralar'a mensuptur.

Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip Kaliforniya'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakarlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...

8. John Steinbeck - Fareler ve İnsanlar

Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan John Steinbeck'in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. Steinbeck romanlarında yalın ve keskin bir gerçeklik sunarken yine de her seferinde çarpıcı bir öykü ile çıkar okurunun karşısına. Tarihin bir kesitindeki dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergilerken, 'tozpembe olmayan gerçekçi bir umudun' türküsünü dillendirir. Bu nedenle eserleri edebi değerleri kadar güncelliklerini de hiç yitirmemiştir. 

Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small'un öyküsünü anlatır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında. Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi; 'En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider...'

9. Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf

'Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asıl aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.'

Kuyucaklı Yusuf, Türk Edebiyatı'nın belki de en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanların zalimliği karşısındaki naif duruşu ile bir yandan trajik bir sona ilerlerken, bir yandan da yaşadığı lirik aşk hikayesinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde yerini almıştır.

10. Ferenc Molnar - Pal Sokağı Çocukları

Nemecsek, Boka ve Pál Sokağı'nın öbür çocukları 1907 yılında Budapeşte'nin yoksul Józsefváros semtinden yola çıktılar. Bugün artık bütün dünyada tanınıyorlar. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu; tıpkı Budapeşteli çocuklar gibi onlar da Boka'nın cesaretine hayran oldu, Nemecsek'in ürkek ama kararlı kahramanlığı karşısında gözyaşlarını tutamadı.

Şimdi artık Pál Sokağı Çocukları'nın Arsa'sında kocaman çok katlı evler var. Ama ne gam: Dünyanın bütün çocukları Pál Sokağı'ndandır!

11. Richard Bach - Martı

Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün daha başlıyordu.

12. Marlo Morgan - Bir Çift Yürek

Bugüne dek size iki kitabı 'mutlaka' diye tavsiye ettim... Martı ve Simyacı... Bu üçüncüsü... Bir Çift Yürek... Bu kitaptan çok alıntı yapacağım... Çok söz edeceğim... siz de kitabın sayfalarını çevirirken bana kim bilir kaç defa teşekkür edeceksiniz, adım gibi biliyorum...'

-Hıncal Uluç, Sabah Gazetesi

Batıyı Sarsan yürek!... Çevrenize yabancılaşmaya başladınızsa okuyun derim, bir kapı mutlaka aralanacak!...'

-Ayça Atikoğlu, Milliyet Gazetesi

'İnsanlığın çoktan yitirdiği geçmişini merak edenler için.'

-Füsun Özbilgen, Posta Gazetesi

'Bu hafta sonu bu kitabı okuyun, Pazartesi hayata yeni -ve daha iyi- bir insan olarak başlayın!

-Murat Birsel, Sabah Gazetesi

13. Jack London - Martin Eden

Martin Eden, Jack London'ın başyapıtı sayabileceğimiz ve büyük oranda otobiyografik izler taşıyan unutulmaz romanlarından biridir. Keskin sınıfsal bilinci, güçlü kalemi ve devrimci sanatıyla Jack London, burjuva gerçekliği karşısında sınıf atlamak isteyen genç bir yazarın düştüğü trajik durumu ustalıkla ve tüm çıplaklığıyla resmeder Martin Eden'da. Büyük çabalarla ulaşılan hedefin, yani burjuva yaşamının, anlamsızlığı, sahteliği ve hiçliği karşısında, Martin Eden, kendisini beyaz bir heykel gibi batacağı dipsiz derinliklere bırakır. 

Büyük anlatıcılar kuşağının son üyelerinden biridir Jack London, 1916 yılında öldüğünde, zamanının ve tüm zamanların en büyük yazarları arasında çoktan yerini almıştı.

14. Jean-Christophe Grange - Kızıl Nehirler

Biz Efendileriz, Biz Köleleriz. Biz Her Yerdeyiz, Hem de Hiçbir Yerde. Biz Karar Verenleriz. Kızıl Nehirlerin Hakimiyiz. Kalbinize güvenmiyorsanız ya da ocakta yemeğini varsa, bu kitabı okumaya başlamayın. grange'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size hükmedecek... 'Kızıl Nehirler' sadece Fransa'da 450 000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo. İnsanı hemen saran bir hikaye. Çok gerçekçi şiddet sahneleri. İki sıradışı insanın çevresinde gelişen olaylar: biri enerji dolu, tecrübeli bir polis, diğeri sokaklardan gelme Mağripli bir çaylak... 'İnsanı daha ilk sayyfalardan itibaren sarsan, altüst eden, yutan o kitaplardan biri. Sizi sürekli olarak gerilimin sınırlarında dolaştıracak; akkor hal,ine gelmiş bir telin üzerinde yürüyormuş hissi verecek kusursuz bir thriller.' Le Monde 'James Ellroy ve Thomas Harris etkisinde bir seri cinayet hikayesi.' Le Nouvel Observateur

15. Adam Fawer - Olasılıksız

Bitirmek için yarını, başkasına anlatmak için bitirmeyi beklemeyeceksiniz. Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto'da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar? Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı? Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parkta baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz?

16. Christy Brown - Sol Ayağım

Christy Brown doğuştan beyin felci kurbanıydı. Ancak bu talihsiz küçük bebek İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücüne ve duyarlı zekasına sahipti. Bu, Christy Brown'ın kendi yaşam öyküsüdür. Brown,çocukluğunda okumayı,yazmayı,resim yapmayı ve nihayet daktilo kullanmayı öğrenmek için verdiği mücadeleyi ve bütün bunları sol ayağını kullanarak nasıl yaptığını anlatıyor. Christy Brown'ın benzer bir biçimde kaleme aldığı Dream All The Days adlı eseride çok satan kitaplar listesine girmeyi başarmıştır.

17. Kemal Tahir - Esir Şehrin İnsanları

'Esir Şehir Üçlemesi' edebiyatımızın güçlü ve klasikleşmiş ismi Kemal Tahir'in başyapıtlarındandır. Her büyük ve klasik yapıt gibi, bir ya da birden çok problematiği mükemmel bir biçimde işleyen bu nehir roman dizisinin ilk kitabı olan 'Esir Şehrin İnsanları'nda Kemal Tahir, Mütareke Dönemi Osmanlı aydınının ve İstanbul'unun destansı direnişinin ve mücadelesinin benzersiz bir fotoğrafını çekmektedir. Kurtuluş Savaşı öncesinin anlatıldığı pekçok roman yazılmıştır kuşkusuz, ama hiçbiri bu denli edebi ve ölümsüz olamamıştır. 'Türkiye'yi, Türkleri sahiden tanımak isteyen yerli yabancı herkes Kemal Tahir'i okumak, anlamak zorundadır.'

18. Dostoyevski - Yeraltından Notlar

'İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüz karası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. Zevk duyuyoruz bundan. Çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız.'

Dostoyevski'nin Gogol etkisinden kurtularak kendi sesiyle verdiği ilk büyük yapıt olan Yeraltından Notlar, Avrupa'daki büyük varoluşçu edebiyatı müjdeleyen bir roman. Kitap, okuruna 'yeraltı' diye adlandırdığı bir ruh halinden seslenen kahramanın uzun, çılgınca söyleviyle başlıyor. Ardından, bu ahlakçı, uyumsuz, dürüst kişinin yaşadığı bir aşağılanma olayı anlatılıyor. Yüz elli yıldır okunan gerçek bir başyapıt.

19. Stephen King - O

Küçük bir Amerikan kasabası olan Derry'yi diğer kasabalardan farklı kılan şey, kanalizasyon mazgallarının altındaki dehlizlerde yaşayan, kendini kimi zaman kabuslarda, kimi zaman da gerçek hayatta gösteren bir yaratığın, insanları kendi karanlık dünyasına çeken esrarengiz bir gücün varlığıdır. Bu korkunç yaratıkla uzun yıllar önce savaşıp ardından kasabayı terk eden ve kendilerine yeni bir hayat kurmuş olan yedi çocuk, artık birer yetişkin olmuş ve yaşadıkları dehşet dolu günleri unutmuşlardır. Ancak, anılarının derinliklerine gömülen yaratık yıllar sonra yeniden harekete geçince, onunla bir kez daha hesaplaşmak zorunda kalırlar. Geçmişte kalan kabuslar, şimdiki zamanda korkunç bir gerçeğe dönüşmüştür artık. Stephen King'in yazımını dört yılda tamamladığı ölümsüz başyapıtının sansürsüz ve eksiksiz metnini okurken tam da Daily Express'in tarif ettiği gibi, kendinizi O'nun karanlık dünyasında hissedeceksiniz.

20. Stefan Zweig - Amok Koşucusu

İntihar, Stefan Zweig'ın zihnini gençlik yıllarından beri meşgul eden bir kavramdı. Yaşamanın bir anlamı kalmadığını anladığı anda yaşamına kendi eliyle son verebileceğini daha üniversite yıllarında söylemişti. İlk evliliği sırasında karısı Friederike'yi kendisiyle birlikte intihar etmesi için zorlayan, sonra bu düşüncesinden vazgeçen Stefan Zweig, yıllar sonra, İkinci Dünya Savaşı sırasında, ikinci karısıyla birlikte yaşamına son verdi. Yazar, önceki intihar girişimlerinden vazgeçmiş olsa da korkularını, romanlarındaki ve öykülerindeki kahramanlara yaşatıyor. Amok Koşucusu'nda yer alan öykülerin ortak izleği de intihar. Kendi yaşamından ya ada tarihteki gerçek kişilerin yaşamlarından kesitler katarak yazdığı bu öykülerde Stefan Zweig'ın duyarlı kişiliğini, olağanüstü gözlem gücünü olduğu gibi sayfalara yansıttığını görüyoruz. Yazdığı öykülerin en başarılı örneklerinin yer aldığı bu kitapta, bir uzun öykü olan Amok Koşucusu bir baş yapıt. İnsanı en güçsüz, en savunmasız yönleriyle ele alıp, insan ruhunun en derin katmanlarına inmeyi bilen, bütün bunları son derece canlı, ayrıntılı, çok yönlü bir anlatımla kaleme alabilen, okuru gerçekten etkileyebilen bir yazar Stefan Zweig. Yazdıklarının üzerinden bunca yıl geçmiş olmasına karşın, öykülerinin, romanlarının bugünkü kuşaklar tarafından da aynı ilgiyle okunması, onun kalıcı bir yazar olduğunun en büyük kanıtı. Amok Koşucusu'nun bu yeni çevirisinde, daha önceki basımda yer almayan öyküler de bulunuyor.

21. Arthur Conan Doyle - Sherlock Holmes Serisi

'İnsan beyninde çözülemeyecek kadar zor, tahmin edilemeyecek kadar karmaşık duygular ve arzular vardır. O arzuların karanlık olanlarına gelince; işte onlar oldukça soğuktur ve kişiyi adeta buzdan bir kütleye çevirir. Gözleri kör eden bu ürkütücü ruh halleri, insanın aklının ucundan bile geçiremeyeceği şeyleri yapmasını sağlar.

Benim işim, karanlıkta kalmış bu insanların yol açtığı kötülükleri sona erdirmek. Suçluları ayrı ayrı çözümlemeyip, her kılığa bürünebilme yeteneğimle doğru izlerin peşinden gittiğime inanıyorum. Uyguladığım yöntemler ise, en az izini sürdüğüm suçlular kadar farklı. Ve şunu bilmenizi isterim ki, kesinlikle hepsi işe yarıyor...'

Sherlock Holmes

Dünyaca ünlü dedektif Sherlock Holmes, kendine özgü karakteri ve yaşadığı birbirinden farklı maceralarıyla uzun yıllardan beri siz okurları etkisi altında tutmaya devam ediyor. Toplam 56 çarpıcı hikayeden oluşan 5 kitaplık bu set, sizi insan zekasını zorlayan tuhaf suçlar ve cinayetler dünyasında gezdirirken, gerçeğe giden bir yolda yalnız olmadığınızı da hissettiriyor...

22. J.R.R. Tolkien - Hobbit

Bir İngiliz Edebiyatı Profesörü olan J.R.R. Tolkien bundan yaklaşık yetmiş yıl kadar önce dünyaya bir kitap hediye etti. Bu kitapla birlikte insanlar ilk defa hobbit denen ahaliyle karşılaşıyordu. Cücelerden bile kısa boylu, yemeye, içmeye ve eğlenmeye düşkün, iyi yürekli, mutlu ve kendi küçük köylerinde her tür maceradan uzak yaşayan bir ahaliydi hobbitler. Ta ki büyücü Gandalf onları ziyaret edene kadar. 'Hobbit', diğer hobbitlerden aslında hiç de farklı olmayan bir hobbitin, Bilbo Baggins'in fantastik maceralarından oluşuyor. Bilbo Baggins, büyücü Gandalf ve cücelerle birlikte, cücelerin hazinesini kötü ejderha Smaug'dan geri almak için aslında hiç de istemediği bir yolculuğa çıkar. Ama yine de hobbitin içinde henüz keşfedemediği maceracı bir yan vardır ve yolculuk ilerledikçe Bilbo Baggins kendi cesaretinin ve gücünün farkına varmaya başlar. Tolkien'in aslında çocuklar için kaleme aldığı 'Hobbit', çok geçmeden yetişkinlerden, özellikle de 60'ların asi gençliğinden büyük ilgi gördü. Bunun üzerine Tolkien hobbitlerin, elflerin, cücelerin ve insanların goblinler, troller, kurtlar ve her tür kötü ve çarpık yaratıkla olan mücadelesini anlatmaya devam ederek 'Yüzüklerin Efendisi'ni yarattı. Bugün 'Hobbit'le birlikte 'Yüzüklerin Efendisi' fantastik edebiyatın kült eserleri arasında yer alıyor.

23. Yusuf Atılgan - Aylak Adam

Her şeye 'karşı' duran, 'karşı' çıkan, 'karşı' olan bir adam... Aylak Adam... Bir adı bile yok. 'C.' diyor Yusuf Atılgan kısaca. İnsan her şeye bunca 'karşı'yken kendine de 'karşı' olmadan nasıl sürdürülebilir bir 'karşı' yaşamı? 

C., sıradanlığa, tekdüzeliğe, alışılmışın kolaycılığına hiç mi hiç katlanamıyor. Hem farklıyı, hem doğru olanı arıyor. Çabasının boşuna olduğunun da farkında üstelik. Zor bir karakter, zor bir yaşam, yalın bir roman.

24. Olağanüstü Bir Gece Özet - Stefan Zweig

Stefan Zweig hem kısa ve akıcı kitapları hem de üslubu ile kolay okunabilen kaliteli kitaplar yazmış Avusturyalı bir yazardır. Kitap, şehit olan  Baron Fredrich M. isimli bir askerin ailesinin notlarının yazara verilmesi üzerine 6 saatte oluşturulmuştur. Kitapta seçkin sınıfa ait bir adamın tolum ahlakını bir kenara bırakarak işlediği suç konu ediniliyor. Soylu adam suç işlediği gece yaşamanın kendisinde başka bir hazzını keşfeder ve hayatı bambaşka bir hal alır. 

Suç işleyen adam o suçu işlediği günden itibaren hayatı değişir ve her gece insanlara yardım etmeye başlar. Bunula birlikte içindeki bir boşluğu doldurur ve kendisini keşfeder.

25. Dorian Gray'in Portresi - Oscar Wilde

Dorian Gray güzelliği ile gören herkesi büyüleyen kusursuz bir güzelliğe sahip olan bir ressamdır. Dorian, güzelliğe bağımlı bir gençtir. Bir gün yeni bir çalışma denemek isteyen Basil Hallward Dorian'ın portresini yapar. Dorian'ın portresi o kadar güzel olur ki genç adam kendisi yerine bu portrenin eskimesini gönülden diler. Dorian bir gün Lord Henry ile tanışır ve bunun üzerine güzelliğini kaybetme konusunda endişe duyar. Ancak tablo hakkındaki dileği üzerine Dorian'ın yaşlanmayacaktır. Yalnızca Dorian'ın günahları tabloya işleyecektir. 

Bu olaydan sonra da Dorian'ın dışı ne kadar güzelleşirse içi de bir o kadar kötü ve iğrenç bir hal almaya başlar. Dorian genç kalır ancak portre onun günahları arttıkça daha da kötü bir hal lamaya başlar. Bir süre sonra Dorian'nın günahları ve güzellik zehirlenmesi onu ele geçirir. Portreden kurtulmak için yaptığı şey ise kendi hayatına mâl olur. Kısa bir roman olmamasına rağmen akıcı bir romandır ve konu itibariyle de oldukça ilginç ve sürükleyici bir romandır.

26. Korkuyu Beklerken - Oğuz Atay

Oğuz Atay, kendine has edebi anlayışıyla okuyan kişinin kalbine dokunan yazarlar arasındadır. Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar romanı okuma alışkanlığı olmayanlar için zorlayıcı olabilir. Bu yüzden de hem kolay okunabilir olması hem de yazarın üslubu ve tarzı ile tanışma açısından Korkuyu Beklerken oldukça ideal bir kitaptır. Kitap Oğuz Atay'ın öykülerinden oluştuğu için okunması diğer romanlarına göre daha kolaydır. 

Kitap; 'Beyaz Mantolu Adam', 'Unutulan', 'Korkuyu Beklerken', 'Bir Mektup', 'Ne Evet, Ne Hayır', 'Tahta At', 'Babama Mektup', 'Demiryolu Hikayecileri' isimli hikayelerden oluşuyor.

27. Mahalle Kahvesi - Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık Türk edebiyatının en önemli hikayecileri arasındadır. Sait Faik'in bütün öykü kitapları rahatlıkla alınıp okunabilir. Sait Faik'in öyküleri okunurken olayın içerisinde gibi hissedebilirsiniz. Belirli bir olay yerine duygu ve durumların içerisinde duran yazar, hisler ve duygular aracılığıyla okuyucuyu alır ve öykünün içine çeker. Mahalle Kahvesi öykü kitabı da hem içerisindeki hikayelerden hem de yazarın üslubundan dolayı okuyucuyu zorlamaz ve kolay okunabilir.

28. Dönüşüm - Franz Kafka

Dönüşüm Franz Kafka'nın en kolay okuyabileceğiniz kitabıdır. Dönüşüm kitabında Gregor Samsa isimli birisi bir gün uyandığında kendisini hamam böceği olarak bulur. Bir gün bunaltıcı rüyalarının ardından kendisini dev bir hamam böceği olarak bulan Gregor'un yaşadıklarının konu edinildiği bir kitaptır. Gregor, bir böceğe dönüşmesine rağmen onu endişelendiren en büyük şey işe gitmediğinde patronunun vereceği tepkidir. Gregor bir yandan dönüştüğü böcek diğer yandan da aile ile uğraşır. İnsanın yabancılaşmasından teknoloji çağının insan üzerindeki etkisine kadar birçok konuya değinen Dünya Klasikleri arasına girmiş bir kitaptır. Kitap okumayı sevmeyen insanların da severek kolayca okuyabileceği bir kitaptır.

29. Acımak - Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri Güntekin'i genellikle ilk olarak Çalıkuşu romanı okutulur. Ancak Acımak hem daha kısa hem de daha akıcı bir kitaptır. Acımak romanında Zehra isimli bir kadının babasının günlüğünü bulması ve okuması konu ediniliyor. Zehra, babasını sevmeyen bir kadındır ancak defteri okudukça Zehra bir yandan babasını anlamaya diğer yandan da babasının yazıları üzerinden babasıyla yüzleşmeye başlar. Zehra babasının günlüğünü bulup okumaya başlamasıyla birlikte bildiği bütün doğruların aslında yanlış olduğunu ve annesi ile anneannesinin kendisini babasına karşı doldurduğunu keşfeder.

30. Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Al

Kürk Mantolu Madonna bir aralar Türkiye'de oldukça popüler olmuştu. Kitap Sabahattin Ali'nin üslubuyla tanışmak ve akıcı bir roman okumak bakımından tavsiye edilebilir. Yazar Raif Efendi'nin yaşlılık hali ile başlar. Raif Efendi hem iş yerinde hem de evinde hor görülen ve yok sayılan birisidir. Bir gün Raif Efendi'nin odasına Rasim isimli genç bir oda arkadaşı gelir. Raif Efendi işini yapmadığı zamanlarda çekmecesindeki bir deftere not alır. Bir gün işe gelemez bu yüzden de Rasim, Raif Efendi'nin evine gider. Evine gitmesinin ardından Raif Bey'in defterini okumak için izin alan Rasim defteri okumaya başlar.

Raif Bey gençlik yıllarından şimdiki zamanına kadarki yılları hep bu deftere yazar. Raif bey gençken babası tarafından sabun yapımını öğrenmek için Almanya'ya gönderilir. Ancak burada iş öğrenmek yerine hep gezer ve bir gün reklamda gördüğü bir sergiye gider. Burada bir portreye adeta aşık olur ve her gün aynı yere gider ve portreyi izler. Sonrasında Maira Puder isimli genç bir kadın ile tanışır ve portredeki kadın ile Raif Efendi aşk yaşamaya başlar. Ancak Raif Bey'e babasının ölüm haberinin gelmesiyle birlikte evine dönmek zorunda kalır. 

Yıllar sonra Raif Efendi Maria'nın kuzeni ile karşılaşır ve yanına bir kız çocuğu görür. Maria ölmüştür küçük kız ise Raif Efendi'nindir.

31. Genç Werther'in Acıları - Goethe

Kitap yayımlandığı zaman dönemin gençlerini intihara sürükleyen bir eser olmuştur. Werther, şehrin kendisinde oluşturduğu ruhsal çöküşten kaçarak doğaya yerleşen bir gençtir. Werther burada Lotte isimli bir kadına aşık olur. Lotte'de genç adama aşık olur ancak nişanlıdır. Lotte, bir süre sonra nişanlısı ile evlenir genç adam ise aile dostları olarak yanlarında durmaya devam eder. Ancak bir süre sonra Lotte genç adamla bir daha görüşmemeleri gerektiğini söyler. Genç adam ayrılık acısına katlamaz ve bu acı onu intihara sürükler. Döneminde hem insanların moda anlayışını hem de ruh hallerini oldukça etkilemiş bir romandır.

32. 1984 - George Orwell

Kısa bir roman olmamasına rağmen akıcı bir kitap olduğu için özellikle de distopya türünü sevenlerin okuması gereken bir eserdir. Romanda yazarın geleceğe dair olan felaket senaryosu yer alır. Kitabı okurken günümüzden de bir çok unsurun kitap ile uyuştuğunu fark edebiliriz. Kitap, bireyselliğin yok edildiği insanların makineleştirildiği bir zamanda geçer. Romanda; Doğu Asya, Avrasya ve Okyanusya olmak üzere üç büyük güç vardır. Dünyayı bu üç büyük güç yönetir. Büyük Birader isimli kişi ise herkesi izler ve her şeyi görebilir. Özgür ifadenin olmadığı tek düze olmamanın ölüm sebebi olduğu bu evrende Winston bu düzene karşı çıkan bir örgüte dahil olur. Kitap uzun olmasına rağmen tek solukta biten bir kitaptır. Romanın başında tüm bu düzenden ve 'Büyük Birader' den nefret eden Winston'un sonunda bu düzene nasıl bağlı hale getirildiğini konu edinen bir eserdir.

33. Cimri - Moliere

Cimri en çok oynanan tiyatro oyunlarından bir tanesidir. Klasik komedi türünün en iyi örneklerinden bir tanesi olan bu kitapta Paris burjuvasında para tutkusundan yanıp tutuşan bir adam ve evlenmeye çalışan kızını konu edinir. Harpagon, zengin burjuvadır ve hayatta değer verdiği tek şey paradır. En büyük korkusu ise parasını kaybetmektir. Harpagon bir gün kızını zengin bir adam ile evlendirmek ister ancak kızı başka birisine aşıktır. Cimri bir adamın etrafındakilere sevdiklerine yaşattıklarının trajikomik bir şekilde anlatıldı bir eserdir.

34. Hamlet - William Shakespeare

Hamlet ünlü İngiliz edebiyatçı William Shakespeare'in en popüler eserleri arasındadır. Hamlet, yaklaşık 400 yıldır bütün dünyada okunmaya ve sahnelenmeye devam ediyor. Hamlet tüm ülkenin sevdiği dürüst, yiğit birisidir. Danimarka Kralı'nın oğlu olan Hamlet, eğitimi için başka bir yere gönderilir. Bu sırada amcası hem babasını öldürür hem de annesi ile evlenir. Bir gün Hamlet nöbet tutarken ölü kralın hayaletini görür ve bu hayalet ona gerçekte nasıl öldüğünü anlatır. Tüm bunlar yaşanırken de Hamlet Ophelia’ya aşık olur. Hem olay örgüsü hem de kült bir tiyatro eseri olması bakımından okunması gereken, kolayca okunulabilecek bir kitaptır.

35. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu - Peyami Safa

Kitapta 7 yaşından beri kemik rahatsızlığı ile mücadele eden bir çocuğun hayat hikayesi konu ediniliyor. Otobiyografik izler taşıyan bu eserde 15 yaşındaki çocuğun kemik veremi olduğu ortaya çıkar ve çocuğun ailesinin durumu olmadığı için amcasının konağına gider. Amcasının konağı onun yaşadığı yerden farklı bir yerdir. Çocuk burada kendisinden büyük olan Nüzhet'e aşık olur. Nüzhet'te çocuğa aşık olur ancak ailesi Nüzhet'i Dr. Ragıp ile evlendirir. Çocuk bu olayın ardından daha da kötüleşir ve hastalığı ilerler. Kendi acısından başka hiçbir şeyi fark etmeye gücü olmayan çocuk ameliyat için 9. Hariciye Koğuşuna yatırılır. Burada ameliyat olur ve bacağı kesilmeden kurtulur. Bacağının tümünün kesilmesi yerine biraz kesilmesiyle yetinen çocuk hastaneden çıktığından Nüzhet'in evlendiğini öğrenir. Çocuğun tüm acılarına rağmen çektiği ıstıraba dayanmasını ve ona karşı direnmesini konu edinen bir romandır.

36. Kumarbaz - Fyodor Mihailoviç Dostoyevski

Dostoyevski’nin kendi hayatından otobiyografik ögeler koyarak yazdığı bu romanda Aleksi İvanoviç, okuyucuyu kumarın ve bir kumarbazın dünyasına götürüyor. Aleksi İvanoviç, yeni bir başlangıç yapmak için Roulettenburg’a geri döner ve burada bir GeneralQin yanında öğretmenlik yapar. Yeni başlangıç için geldiği bu yerde sevip sevmediğinden emin olamadığı Polina ve rulet ile karşı karşıya kalır. Yanında kaldığı general borca batınca  İvanoviç Polina’nın verdiği parayla kumar oynar ve hayatı gittikçe kötüleşmeye başlar. Yazar bu romanında birçok dert arasında özgür hissedebildiği tek yer kumar masası olan bir adamın hikayesini yazar.

37. Yaban - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

I. Dünya Savaşı'nda görev almasının ardından tek kolunu kaybeden Ahmet Celil, İstanbul işgal edilince evine dönmek istemez ve Porsuk çayı kıyısında bir köye gider. Ahmet Celil burada her gün traş olmasıyla, gazete okumasıyla oldukça şaşkın bir tavırla karşılaşır. Ahmet Cemil bu köye gittiği zaman köylü halkını ülke gündemine dair bilgilendirmeye çalışır ancak köylü onu dinlemez. Roman Yakup Kadri ağzından hem Ahmet Celil'i hem de o zamanın köylü ve aydınlarını eleştirir. Roman, Milli Mücadele zamanında geçer ve köy halkı tehlike kendilerine gelene kadar olayın ciddiyetinin farkına varmazlar. Ancak Yunanlılar Porsuk çayı kıyısındaki köye gelince bölge yakılıp yıkılır. Romanda köylüler eleştiriliyor gibi dursa da aslında Yakup Kadri bu kitabında aydın kesime karşı ağır eleştiride bulunur.

38. Fahrenheit 451 - Ray Bradbury

Distopya türü romanların en başında gelen bu kitapta Guy Montag isimli işini seven bir itfaiyeci konu edinilir. Guy Motag kitapları yakmak için görevlendirilmiş birisidir. Montag hayatını ve işini sorgulamayan birisidir. Aslında sadece Montag değil o zamanda yaşayan hiç kimsenin herhangi bir durumu sorguladığı yoktu. Bir gün Montag, 17 yaşında bir kız ile karşılaşır ve bu andan itibaren hayatını ve işini sorgulamaya başlar. Sansüre, totaliter yönetimlere ve kültür yozlaşmasına yönelik sert eleştirilerin bulunduğu bir romandır. Montag bir süre sonra kitapları yakmak yerine onları gizilce alır ve saklamaya başlar. Kitapları saklamasıyla birlikte hayatı bambaşka bir hal alır.

Okurken Bir An Bile Olsun Elinizden Bırakmak İstemeyeceğiniz Yeni Başlayanlar İçin Ufuk Açıcı Tarih Kitapları
Bir Türlü Ne Okuyacağına Karar Veremeyenler İçin Onedio Kitap Arşivi
Okuma Alışkanlığını Tekrar Kazanmak İsteyenlere Yardımcı Olacak Birbirinden Şahane 27 Kitap Önerisi

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
11.12.2018

Madonna'nın hayatını anlatan "Kürk Mantolu Madonna" ve Sait Faik'in "Abasıyanık" kitaplarını nerden bulabiliriz? Gülmeyin olum ;) Gülmesenize be! ühüüüüü

23.05.2016

Şu şeker portakalı kaç tane çocuğun okuma isteğini elinden almıştır merak ediyorum.

16.06.2016

ey güzel insanlar ben yeni kitap okumaya başlayan biriyim ama elimdeki kısıtlı imkan sebebiyle fazla kitab yok acaba okumadığınız kıyıda köşede kalmış gerçekten okunacak kitap varsa bana gönderebilirmisiniz, okumadığınız kitapları ben okumak istiyorum okul okuyamadığım için içimde kaldı, varsa gönlünüzde kitaplarınıza talibim ismim fırat ankara çankaya bölgesinde çalışıyorum sincanda oturuyorum yardımcı olursanız sevinirim.ruzgarolve@hotmail.com

13.10.2016

dostum gönderen olur olmaz bilemem ama , kütüphanelere üye olup alabilirsin ankara büyük kütüphaneler vardır bence

TÜM YORUMLARI OKU (46)