Kitap kokusuna bayılan, kitaplığını saatlerce izleyen, onun önünde kitap okumaktan zevk alan biriyseniz sizi çok iyi anlıyoruz. E-kitapların alıp başını gittiği şu günlerde hala kitaplarına çocuğu gibi bakan biriyseniz onları korumasını da az çok biliyorsunuzdur illaki. Ancak gözden kaçırdıklarınız olabilir, hele ki kitaplığınızda nadir bulunan kitaplarınız varsa.
İşte size işinize yaraması muhtemel 11 küçük öneri. Bunlar sayesinde kitaplarınızın torunlarınızsa kalması garanti.
Bir kitabı başlayıp aynı gün içinde bitirmek her babayiğidin harcı değil elbette. Nadiren böyle anlar yakalasak da genelde kaldığımız yerleri işaretleme yoluna gidiyoruz. İşte böyle anlarda kitabın sayfasını bükmek gibi saçma yollara başvurmayız rica ediyoruz. Gerçi bunu yapan pek kalmadı artık, ama ayracı günlerce aynı yerde bırakmak, hatta kitabı bitirip ayracı içinde bırakarak kaldırma hala sıklıkla yapılan hatalardan. Bunu yapmayın. Kitapla işiniz bittiğinde onu kaldırmadan önce içinden kitap ayracını çıkarın bi zahmet. Lekelenmeden, solmaya, sayfaların kabarmasına kadar her şey olabilir.
Gazete kağıdının asitlik oranı son derece yüksektir, haliyle bunun kitabınıza zarar vermesi kaçınılmaz. Kağıdın aşınmasından tutun da kitabın sayfalarının sararmasına kadar her şey mümkün. Aynı şekilde post-it kullanmak da son derece yıpratıcı olacaktır. Ev tipi yapıştırıcı içeren hiçbir şey kullanmayın.
Kesinlikle hayır! Kitabınıza değer vermiyorsanız, “amaan boş ver” diyorsanız kullanabilirsiniz tabii ki. Ama yukarıda da dediğimiz gibi ev tipi yapıştırıcıların alayı kitap sayfaları için zararlı. Hemen olmasa da uzun vadede etkilerini görmeniz mümkün.
Neden, zarar mı verir? Hayır, ama koruma kapağı kitabınızın korunması için önemlidir okurken aşınmasını istemeyiz. Çıkarıp bir kenara koyun, kitabı kaldıracağınız zaman tekrar takın. Bu da neymiş böyle ya diye atmayı düşünmeyin. Özellikle nadir kitaplar için cankurtarandır kendisi.
İlk sayfasına adınızı yazma huyunuzdan vazgeçin. Altını çizmeden okuyamam diyorsanız, bu sizin için vazgeçilmezse kurşun kalem kullanın. Tükenmez kalem, dolma kalem gibi şeyleri aklınıza dahi getirmeyin.
İlaçlar için yapılan “direkt güneş ışığına maruz bırakmayın” uyarısı kitaplar için de geçerli. Güneş ışığı kitabınıza zaman içinde zarar verecektir. Sadece renginin solması da değil üstelik, uzun süreli güneş ışığı kitaplar için pek çok açıdan yıpratıcı.
Şarap mı bu arkadaşım? Dediğinizi uyar gibiyiz, ama eğer kitaplarınızı iyi konumda muhafaza etmek istiyorsanız odanın sıcaklığına da dikkat etmeniz lazım. Tamam çok katı kuralları yok belki ama buz gibi ya da cayır cayır bir odada durmaları onlar için iyi değil.
Yani dememiz o ki, kitapları presler gibi sıkıştırarak yerleştirmeyin. Kitaplar arasında biraz boşluk olmasından kimseye zarar gelmez. Çok sıkışık durmaları zamanla yapılarını bozacak, çarpılmalar oluşacaktır. Niye olsun ki?
Çok basit bir fizik kuralı, böyle kitapları dik yerleştirirseniz zaman içinde tabiri caiz ise bel vereceklerdir. En iyisi böyle kitapları yanlamasına yerleştirmektir.
Uzun süre alınmayan tozlar bulundukları yüzeyde sararmaya, renk solmasına, vs. sebep olacaktır. Onun içindir ki kitaplığınızı düzenli olarak temizleyin. Özellikle eski kitaplarda küf oluşumu ciddi bir sorundur. Ara sıra kitapları karıştırarak küflenme var mı yok mu diye bir bakın. Eğer erkenden tespit edemezseniz küf kitabınızı yiyip bitirir bizden söylemesi.
Orası kitabınızın iskeleti ve hassas bir bölge. Değer verdiğiniz, sizin için kıymetli kitapları böyle çekip çekiştirirseniz farkında olmadan cildine zarar vereceksiniz. Bunu istemeyiz değil mi?
İz çıkacak, cilt yapısı zarar görecek, sayfaları buruşacak ve daha bir sürü şey. Nazik olalım lütfen.
Kitaplarınızın olduğu odada sigara içirtmeyin; İçeni öldürün :)
Tertip düzeninden emin olmadığınız insanlara kitap ödünç vermeyin, normalde burç kösesi hariç gazete bile okumayan ama dizisini seyretti diye kitabına merak saran yalancı kitap kurtlarına da vermeyin. Kitabı ikiye katlayip okurlar, üzerinde yemek yerler, sayfasını katlarlar, üzerine içecek dökerler, not defterine çevirirler. Utanmadan o halde getirirler tek kelime edincede 'bu zaten böyleydi' derler, 'senin malında ne kıymetliymiş' derler, 'Alırız ne laf yapıyosun ki' diye trip yaparlar.
hele birine okuması için kitap veresim gelmiyor iyi bakmayacak diye