Kitap, Defter Kaplamanın Ayrı Bir Keyif Olduğu Yıllardan Akıllarda Kalan 17 Ayrıntı

Kitap kaplama aslında şimdi de yapılıyor ama 90'lar döneminde birtakım farklılıklar vardı, yeri çok daha başkaydı. Apayrı güzelliği olan o yıllara kısa ama derin bir yolculuk yapalım ve kitap kaplama günlerinin heyecanını biraz olsun yeniden yaşayalım...

1. O dönemde kitaplar şimdiki gibi ücretsiz dağıtılmadığı için bu durumun da etkisiyle kitapların kıymeti çok daha iyi bilinirdi. 😌

Hem öğretmenler öyle istediği için hem de para verip aldığımız için eskimesin diye mutlaka kaplamamız gerekirdi.

2. Eylül ayına doğru okulun kapısına hangi kitapların alınacağını gösteren bir liste asılırdı, onları not alır almaz kırtasiyenin yolunu tutardık.

Kitapları alırdık almasına ama bir-iki tanesi tükenmiş olurdu, yenileri gelinceye kadar birkaç gün kitapsız idare ederdik artık. Hatta sıra arkadaşımızın kitabını ortaya koyup birlikte takip ederdik.

Maddi durumu iyi olmayanlar içinse ikinci el kitap satan dükkanların yolu görünürdü. Seneye de kullandıkları kitapları buralara satarlardı.

3. İlk derslere girdiğimiz günlerde her öğretmen hangi defteri istediğini söyler, biz de notumuzu alırdık.

Harita metod mu, çizgili mi, kaç sayfa olduğunu öğrendikten sonra çıkışta defterleri de alırdık(bazılarımız kiloyla satan yerlerden almıştır) ve sıra gelirdi kaplama ritüeline...

4. Rengarenk, çeşit çeşit desenler arasında zor da olsa karar verip kaplama kağıdını seçerdik.

Yanına da bandını, etiketini aldıktan sonra evin yolunu tutardık.

5. O akşam defter, kitap kaplama günüdür. Bütün aile ekip halinde kaplama işine girişirdi.

Bir yandan çay demlenirken bir yandan da meyve tabağından ara ara atıştırılır ve pür dikkat bu işe yoğunlaşılırdı.

6. Annemizin/babamızın o sanatkar ellerinde kitabın boyutuna uygun bir kap kesilir ve kapakları açıldıktan sonra kitap düzgünce yerleştirilirdi.

7. Annemiz/babamız işin önemli kısımlarını yaparken biz de kitabı kaydırmadan dik bir şekilde tutmaya çalışırdık.

Tek başımıza kaplamaya yeltenirsek ayak parmaklarımızı kullana kullana işin içinden çıkmaya çalışırdık, epey sinir bozucudur. Şimdilerde simetri hastasıysak işte temeli bu düzgün tutma, kaydırmama muhabbetine dayanır.

8. Sonraki aşamada bantlar dişlerle minik minik kesilip, sehpanın kenarına ucundan yapışık bir şekilde dizilirdi.

Bant kesme aparatı olmayınca. 😁

9. Kesme, bantlama aşaması da bitince genişleme payı bırakmazsak kitabın kapakları germe yapardı. 😔

Tam bir hayal kırıklığıdır, o kadar da uğraşmışızdır. Genelde kalın kitaplarda olur bu lanet şey. Bantları söküp tekrar başlardık maalesef. Tabii bantları sökerken bant izleri de kalır, kötü bir görüntü oluşurdu.

10. Kaplama işlemi bitince bu kez etiketi nereye yapıştırsam düşüncesine girerdik.

İlkokulda sol üst köşeye düzgünce yapıştırırdık genelde, büyüdükçe asileşip çapraz bir şekilde yapıştırmaya başladık.

Sonra tükenmez kalemle itinayla ad, soyad, ders ismi, sınıf, numarayı yazardık. (İlkokul numarasını hatırlamayan yoktur bu arada.) 😌

11. Etiket kısmı da bitince; defterlerde, kitaplarda hâlâ küçük bir germe olur, kapak hafiften kalkardı. Ama çareler tükenmez...

12. Halının altına koyar, hatta üstüne oturarak presleme işlemine başlardık.

Sonra da bütün kitapları, defterleri üst üste bırakır, ertesi sabah dümdüz olmuş bir şekilde bulurduk. ✌️

13. Biraz daha eskilere gidersek gazete kağıdıyla kaplayanları da görebilirdiniz.

Maddi durumu el vermeyenler için unutulmaz detaylardan biridir. 😕

14. Son olarak da cetvel kullanarak defterin sayfalarının sol kısmına kırmızı kalemle dikine çizgiler çekerdik.

20 sayfa kadar çeker, ileriki haftalarda tekrar yapardık. Bazı defterlerde hazır olurdu tabii. Şimdi bile o bomboş, tertemiz sayfalara yazası geliyor insanın. Özellikle de sağ sayfalara. 😌

15. Okula gittiğimizde her ne kadar gıcır gıcır defterlerimiz olsa da, kapsız telli defterleri olanları gördükçe içten içe kıskanırdık.

😒

16. Ve dönem sonunda o eskiyen kaplar yırtıldığında tamamen söküp atardık bazılarını.

Ortaya çıkan kapağın resmini hatırlamak da ayrı bir keyifti.

17. Şimdiyse kırtasiyelerde kitap, defter kaplama makineleri oldukça yaygın.

Hiç kuşkusuz ki bizim dönemimizdeki yeri apayrıydı. İnsan özlemiyor değil.

Bonus: Kaplamadığımız tek kitap da buydu sanırım.

Popüler İçerikler

Otoyol ve Köprü Geçiş Ücretlerine Zam!
Tarihe Geçti: Milli Gururumuz Mete Gazoz Avrupa Şampiyonu!
Diyanet, "Karalamalara Rağmen" Diyerek Duyurdu: Din Adamlarına Güven Oranı Açıklandı
YORUMLAR

son resimdeki kitap hala var amk tükenmiyor illet şey

Ne demek kitap-defter kaplama makinesi?! Hayatımda ilk defa duydum bu kadar mı geride kalmış kaplama günlerim? Bu arada o kaplama seanslarını iple çekerdim ben, üçlü çekirdek aile olarak gülüşerek oturduğumuz yegane anlardandı.

19.02.2017

İğrenç Günlerdi insan özlüyor

TÜM YORUMLARI OKU (14)