Kişisel Gelişiminiz Kişisel Gerilime Dönüşmesin

Kişisel gelişim, yaşam boyu öğrenmeyi, kendinin daha iyisi olmanın peşinden koşmayı ve farkındalıklı yaşayabilmeyi ifade eder. Adı üstünde kişinin kendi gelişimine yaptığı yatırımdır. 

Kişisel gelişim bir yolculuktur. Sadece kişisel gelişim kitaplarından ve eğitimlerinden öğrenilen bir kazanım değildir. Kişinin hayatı boyunca edindiği öğrenimlerinden bir oluş halinin, görgü ve deneyimin üzerine eklenerek demlenmesidir. Yaygın olarak ifade edildiği üzere, daha iyi bir kariyer, daha çok para, saygınlık ve daha çok başarıdan ziyade, kişinin tüm benliğiyle olgunlaşması ve hayat içinde bir duruş kazanımıdır.

Eğitim sektöründe önemli bir yeri olan kişisel gelişim eğitimleri, elbette kariyerinde ilerlemek, etkili iletişim, problem çözme, yaratıcılık gibi becerilerini geliştirmek isteyenler için oldukça faydalıdır. Burada bir anlayış ortaya koymanın önemine dikkat çekmek istiyorum. Gelişim sürecinde ‘hedef’ kriteri belirleyicidir. Bir şeye sahip olmayı, belli bir konumda olmayı hedeflemekle başlarız genellikle doğal olarak. Peki hedefin yerine anlamı koysak nasıl olur? Bu alanda alışılageldiği gibi yalnızca sahip olmaya ve diğerleriyle rekabet etmeye odaklanıldığında, kişisel gelişim yerini kişisel gerilime bırakıyor gibi görünüyor.

Varılacak bir yer yok, gidilmeye değer yollar vardır önümüzde.

Bu cümle size ne hissettiriyor? Varılacak bir yer olmadığında, yani hedefler ve sahiplikler bir miktar ortadan kalktığında ruhsal olarak gerçek özgürlüğü deneyimleriz. Kişisel gelişim, tam da burada başlar. Kendin için olmak, kendin için daha iyi olmayı istemek en büyük özgürlük alanı ve en açık kişisel gelişim yoludur. Konuya bu anlam kapısından bakıldığında, akış içerisinde bir yanımızın arzu ettiği istekler ve başarıların da kendiliğinden geldiği görülür. Bir paradoks olarak, kişisel gelişim eğitimlerinde en çok hedeflerden söz edilir ve de yüceltilir. Eğitim ve yayın içeriklerinde bu doğal bir gerekliliktir, ancak geniş bir çerçevede konuya bakarsak bunların ötesinde bir anlam olduğunu göreceğiz. Zihnimizin derinliklerine yerleştirmeyi becerdiğimizde bize tüm gelişim yollarının kapısını açan ve klişe gelişim öğretilerini önemsizleştiren, hepsini zaten kolaylıkla edinebilir hale geldiğimiz temel yapılardan konuşalım. 

En etkili kişisel gelişim yolları nelerdir?

Soru sormak

Kişisel gelişimde ilerleme sağlayan belki de en önemli itici güç soru sormaktır. Kendimize sorduğumuz sorular, yaşama bakış açımızda ve yaşama biçimimizde büyük açılımlar sağlar. Aynı zamanda içsel sorgulamalar yaparak derinde yatan duygu ve düşüncelerimizi yüzeye çıkarabiliriz. Kendimize ve içinde bulunduğumuz tüm alanlara dair yönelttiğimiz sorular açık fikirli ve esnek bir zihin yapısının temelidir. Meraklı olmak bu işin mayasıdır diyebiliriz.

Açık fikirlilik

Her şeyi öğrenmeye ve yeni deneyimlere açık olmak, kabule kolaylıkla geçebilen bir sistemi bünyemizde inşa eder. Dünyaya geniş bir pencereden bakabilmek, herkesten ve her olaydan bir şey öğrenebileceğini bilmek aynı zamanda gelişimin sürekliliğinin işaretidir.

Alışkanlıklarını değiştirmeye gönüllü olmak

Açık fikirli olmakla paralel giden bir diğer konu, alışkanlıkları değiştirmek konusundaki yatkınlığımızdır. Konforu seven beynimizi bu konuda gönüllü hale getirmek zaman zaman zorlayıcı olsa da, hayatımıza kattıklarını deneyimleyerek ikna olduğumuz bir aşamaya geçeriz. 

Hayal kurmak

Çocukluğa özgü sandığımız bu eylemden yetişkinlikte bir miktar vazgeçildiğini araştırmalar gösteriyor. Oysa insan, hayalinin sınırları kadar bir yaşama sahip olabilir. İmgelemenin gücüyle birlikte zihinsel bir esneklik sağlayan bu doğal mucize, gelişimin içimizde uzanan kökleridir.

Esneklik ve kabul

Şimdiye kadar sıraladığımız özelliklerin temelinin büyük oranda esnek bir zihin yapısına dayandığını söylemek yanlış olmaz. Esnek zihin daha fazla nöron bağlantısı ve daha fazla öğrenme anlamına gelir. Bu özellik sayesinde yeteneklerini geliştirebilen kişiler bugünün ve geleceğin iş dünyasında arananlar listesindedir.

Çevre

Adeta sinir hücreleri gibi ağlar yapısından oluşan bir ekosistemin içinde yaşıyoruz. Bedenimizdeki sinir hücrelerinin çalışma biçiminin bir versiyonu sosyal yaşantımızın içinde de gerçekleşir. Başkalarıyla ve çevreyle kurduğumuz ilişki biçimimiz bu ağların sınırlarını belirler. Çevremizde sürekli görüştüğümüz insanlarla birlikte bir sistemin parçası oluruz. Benzer bakış açıları ve benzer davranışlar bir süre sonra benzer yaşam öykülerine dönüşür. Hikâyemizin senaryosunu nasıl yazmak istiyorsak, karakterlerini de ona göre seçmeliyiz. Hayatımızda tercihlerimize bırakılan bu fırsat gelişimimizin kaderini oluşturan parçalardan biridir.

Klişelerden uzak durmak

Anlamın peşinden koşabilmeli insan. Çevremizi sarmalayan rutinlerin ve klişelerin ötesinde bir anlamı olmalı bu yaşamın değil mi? En çok bu soruyu soranlar için, klişelerin ötesinde olasılıklar vardır. Çerçevesi belli sınırların ve klişelerin anlama ulaştıramayacağına dair birçok yaşam öyküsüne şahit olmuş ve birçok eser okumuşuzdur. Odağımıza anlamı yerleştirdiğimizde kalıplaşmış bakış açısından çıkabiliriz. Farklı ve sorgulayıcı bu düşünme biçimi, tıpkı diğer gelişim gereçleri gibi kişisel tatminin bir öncülüdür.

Olma hali dediğimiz gelişmişlik ancak böyle bir zihin yapısıyla mümkün görünüyor. Bu yapının üzerine istediğimiz her şeyi kolaylıkla inşa edebiliriz. Kişisel gelişim yolculuğunda illa bir hedefimiz olacaksa, bu sistemi bir zihin seti olarak kurmayı hedefleyebiliriz.

Kişisel gelişim eğitimlerinden neler beklenmeli?

Kişisel gelişim eğitimleri yukarıda söz ettiğimiz temel özelliklerin kişide yerleşik hale gelmesinde etkilidir. Aynı zamanda bu özelliklere sahip zihinler, eğitimlerden alabilecekleri katkıları çok daha etkili şekilde ve kolaylıkla alabilirler. Yaşamlarının tüm alanlarında nasıl kullanabileceklerini fark eder ve birçok alana uyarlayabilirler.

Son zamanlarda oldukça popülerleşen ve yine popüler deyimle ayağa düşen kişisel gelişimde, gelişimin anlamı epey saçaklanmış durumda. Yoğun bir yönelimin oluştuğu spiritüel eğitimler de bu alana dahil edilmiş gibi bir hava esiyor. Geleneksel çerçevede kişisel gelişim konuları iletişim becerileri başta olmak üzere, liderlik, yaratıcılık, hitabet gibi kariyer yolculuğunda ve sosyal yaşam içerisinde kendimizi etkili şekilde ifade etmek, problem çözme ve yaratıcılık becerilerini geliştirmek, hedeflere doğru yol haritası çıkarabilmek, görgüyü artırmak gibi birçok konuyu kapsar. Kişisel destekleyici bir program olarak koçluk eğitimlerini de bu alana dahil etmek mümkündür. Spiritüel eğitimler ise başka bir alandır ve ayrıştırılmalıdır. Bu konuyu sonraki yazımda ele alacağım. Kişisel gerilimin hayli yoğun yaşandığı sorunlu alanların başını çekiyor zira.

Etkili kişisel gelişim yollarını anlatırken soru sorma becerisinin önemine dikkat çekmiştik.

Bunu kişide yerleşik hale getiren en önemli eğitim alanı koçluk eğitimleri olsa gerek. Popülerliği ve kimi uygulayıcı ya da eğitimcilerinin niteliksizliği nedeniyle hor görülse de koçluk eğitimleri kendi içinde sistematik oluşturmuş güçlü bir eğitim alanıdır. Soru sormanın anlamının, öneminin ve uygulama yollarının benimsenmesinde oldukça faydalıdır. Dolayısıyla kişisel gelişimin önemli bir basamağında güçlü bir işleve sahiptir. 

Koçluk eğitimlerini alan ya da üzerinde okuma yapan kişiler kendilerine ve başkalarına soru sorma becerisini yaşamlarında içselleştirerek bir süre sonra yerleşik hale getirirler. Farklı ve esnek bir bakış açısıyla kişilere, konulara ve olaylara bakmayı sağlar. Dolayısıyla kişisel gelişimde önemsediğimiz zihin yapısına ulaşmaya yardımcıdır. Küçük bir not düşersek, nitelikli eğitimler ve yayınların tercih edilmesine özen gösterilmelidir. Sertifika merakından ve yüzeysellikten arındırılmış bir niyetle yola çıkıldığında, kişinin yaşam boyu kendi kendini motive etmesi ve zorlayıcı olaylar karşısında dayanıklılık kazanması için geliştirici bir eğitim alanıdır kişisel gelişim. Yanı sıra motivasyon, etkili iletişim, liderlik, hikaye anlatıcılığı, yaratıcılık gibi eğitimler kişinin öz yeterlilik duygusunu güçlendirir. Zaman yönetimi, beden dili, hitabet, zarafet gibi pastanın üzerine koyabileceğimiz birçok süsleme de ilgilisine hoşluk katabilir.

Sözün özü, zihin setini doğru oluşturduğumuzda, diğer eğitimler bir ayrıntı olarak kalır.

Kişisel gelişim ne zaman kişisel gerilime dönüşür?

Yola çıkanların karşılaşabilecekleri gerilimli durumlar bulunmaktadır. Hukuku, kuralları, etik değerleri, hizmet değerleri konusunda düzensiz ve eksikleri olan bir sektör olması nedeniyle olumsuz yanlarından da söz etmekte fayda var. Yetkin kişilerden eğitim alınmadığında, konuyu anlamama, anlamın buharlaşması, kafa karışıklığı, zamanın, emeğin ve paranın sömürülmesi gibi istenmeyen sonuçlar görülüyor. Üstüne bir de eğitim alan kişiler cehalet içinde bir egoyla şişirildiğinde tuhaflaşan insanlarla karşılaşıyoruz. Bir konuda uzmanlaşmak basit bir süreç değildir. Birkaç hafta sonu eğitimiyle sertifika alıp danışmanlığa ya da eğitmenliğe soyunmak neresinden baksak hadsizliktir. Herkesin kendisini dürüstçe denetleyebildiği bir dünya hayalimiz her zaman var olsa da, gördüğümüz manzaralar çok uzakta olduğunu gösteriyor. Akıllara durgunluk veren eğitim ücretleri ise ayrı bir vahamet. Bir bataklığa sürüklenen ve hem maddi hem manevi anlamda sömürülen insanların doğru yollarını bulmaları bu koşullarda biraz zaman alıyor. Kişisel gelişim için çıkılan yolculuk, kişisel gerilimli bir hüsranla sonuçlanıyor. 

Sorunun her zamanki gibi bir sistem sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Kişisel gelişimin anlamını doğru tanımlamak, eğitimlerini, içeriklerini, eğitmenlerini ayrıştırmak, değerlerini doğru oluşturmak ve denetlemek hepimize iyi gelecektir. 

Instagram1

Instagram2

Twitter

'Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio'       

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
07.08.2023

"insan ne kadar bilirse bilsin, tüm bildikleri çevresinde olan birkaç kişiden ibarettir" benzeri bı söz okumuştum net hatırlamıyorum şimdi ama aynı düşüncedeyim. Kendimi istediğim kadar geliştireyim bildiğim ve okuduklarimi paylaşacağım, fikir alışverişinde bulunacağım kimse yoksa getirisi olmuyor. Ha bildiklerim bana katkı sağlıyor o ayrı mesele ama konuşmak, üzerine tartışmak gibisi yok. Çevremi değiştirmek gibi bı olanağım da yok en azından şimdilik kendi içimde yaşayıp duruyorum...

07.08.2023

şuna değinmeden de geçemicem piyasada "kişisel gelişim" adı altında satılan onlarca boş kitap var hepimizin bildiği şeyleri ezbere yazınca yeni bişey çıkarmış gibi olmuyorsunuz sözde "yazarlar".

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ