Son zamanlarda yaşadığımız pandemi koşullarında çılgınlar gibi elimize geçen her şeyi dezenfekte etmek günlük rutinimiz oldu. Dışarıdan gelen tüm ürünleri siliyor ya da yıkıyoruz. Bu noktada içimizin rahat ettiği neredeyse tek yer evlerimiz. Peki, size evinizde de güvende olmadığınızı söylesek!
“Yok artık” dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak gerçek bu. Haydi, evdeki kir deposu olma potansiyeline sahip eşyalara bir göz atalım, bakalım hak verecek misiniz?
Temizlik konusunda bizi en çok ofsayta düşüren temizlik malzemesi bulaşık süngerleri. Kirli olduğunu düşündüğümüz her şeyi yıkadığımız bu gereç, eğer doğru dezenfekte edilmezse çeşitli hastalıklara davetiye çıkarabiliyor. Öyle ki iyi temizlenmemiş sünger; cilt hastalıkları, tifo, gribal enfeksiyonlara sebep olacak virüs ve bakterileri kolayca bulaştırabilecek potansiyele sahip. Peki bunun önüne geçmek için ne yapmalıyız? Öncelikle süngerleri uzun süre kullanmamak ve belirli aralıklarla değiştirmek çok önemli. Bunun yanı sıra bulaşık süngerlerini haftada bir, yüksek sıcaklıkta yıkayıp kurutarak kullanmak gerekiyor.
Kimse mutfak lavabosunun kirli olduğunu düşünmez elbette. Ancak sürekli ıslanıp kurulanmayan bu alan, elbette bakteri üretimine oldukça elverişli. Yapılan bir araştırma sonucunda mutfak eviyelerindeki bakterilerin, banyo lavabosundakilere göre daha fazla olduğu ortaya koyulmuş. Bu sebeple eviyeleri gün aşırı bulaşık deterjanı kullanarak fırçalamak gerekiyor. Ayrıca haftada bir çamaşır suyu ile temizlemek de tam olarak hijyen sağlamak için önemli.
Genellikle kirli ellerimizle dokunduğumuz ilk yer olan sıvı sabunluk pompalarını yeterince temizliyor muyuz? Gün içinde sık sık kullanılan bu yüzeyler, bakterilerin çoğalmasına neden olarak hijyen konusunda tehlike yaratabiliyor. Bu yüzden haftada en az bir kez sıvı sabun pompasını bol köpükle yıkayıp, sıcak su ile durulamak gerekiyor.
Evde bakteri oluşumuna neden olabilecek bir diğer eşya ise halılar. Dökülen deri parçaları, akarlar, bakteriler, saçlar halıların diplerinde birikir. Bu nedenle halıların derinlemesine temizlenmesi hijyenik açıdan önemli. Hele bir de evde patili bir dostunuz varsa yerleri temiz tutmak daha da büyük öneme sahip. Halıların buna uygun şekilde temiz kalabilmesi için sık sık süpürülmesi gerekiyor. Haftada bir kez silkeleyerek havalandırmak da oldukça faydalı bir yöntem.
Ahh onlar artık bedenimizin bir parçası, adeta organımız gibi. Öyle ki tuvalette bile telefonları elimizden düşürmüyoruz. Ama ne yazık ki temizliği yapılmazsa onlar da bizim için tehlike oluşturan birer mikrop yuvası. Bu riski ortadan kaldırmak için telefon ekranını ve arka plakasını günlük olarak özel dezenfektanlarla silmek iyi bir çözüm.
Sürekli dokunduğumuz klavyelerin aralıklarında neler yaşadığını bilseniz bir daha dokunmaya çekinirdiniz. Kendi kaderine bırakırsak klavye içerisinde tuvaletten bile çok bakteri yaşayabilir. Hele sıkı bir gamersanız ve bilgisayar başında yemek yiyorsanız vay halinize! Bu nedenle 15 günde bir ters çevirerek klavye içerindeki tozları boşaltmalı ve özel klavye fırçalarıyla temizliğini yapmalısınız.
Ağız sağlığı hepimiz için önemli. Bu yüzden dişlerimizi düzenli olarak temizliyor ve ağzımızda oluşabilecek bakterilerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Ama diş fırçalarımız ne kadar temiz, hiç düşündünüz mü? Kullanımdan sonra nemli kalan fırçalar karanlık ortamda hızla üreyen bakteriler için biçilmiş kaftan. Bu nedenle en fazla 3 ayda bir diş fırçanızı ya da diş başlığınızı değiştirmeniz gerekiyor.
Musluk başlığına temasın önce kirli ellerimizle olduğunu düşünürsek ne kadar sık dezenfekte etmemiz gerektiğini anlamış oluyoruz. Bu yüzden gerçekten hijyen sağlamanın yolu muslukları düzenli temizlemekten geçiyor. En etkili temizlik için muslukları ve etrafını çamaşır suyu ya da krem temizlik malzemeleriyle sık sık ovalayıp sıcak suyla durulamamız gerekiyor.
Yemek yaparken yemekleri dökmek, damlatmak ya da taşırmak son derece normal bir durum. Ocak yüzeyini bir bezle kolayca temizleyebilirsiniz. Ancak ocağın kenarlarında, ızgaraların arasında ve çevresinde biriken yağ kalıntılarını temizlemek için bu yeterli mi? Elbette değil. Mutfakta tam olarak hijyen sağlamak istiyorsanız ocak ve çevresindeki yağ kalıntıları için detaylı temizlik yapmayı ihmal etmeyin. Izgaraların altları ve demirleri, ocağın yan kısımları ya da davlumbaz gibi alanları özel temizleyiciler ile kirlerden arındırabilirsiniz.
Günlük hayatımızda makyajımızı yapıp fırçaları olduğu gibi yerlerine bırakıp koşuşturmaya başlıyoruz. Sonra bir bakıyoruz, siyah noktalarımız artmış, cildimizde sivilceler çıkmış! Nedenini merak ediyor musunuz? Söyleyelim. Bir başka bakteri yuvasına daha hoş geldiniz! Sağlıklı bir kullanım için makyaj fırçalarının haftada ortalama 2-3 kez temizlemesi gerekiyor. Bunun için nemli ve pamuklu bir bez kullanabilirsiniz. Nemli bezin üzerinde fırçayı döndürerek kıllar arasında kalan makyaj malzemesi artıklarına ulaşmanız mümkün.
Temizlik paspasları pratik ve rahat bir temizlik için kurtarıcı niteliğinde! Yerlere eğilip bütün evi silmek yerine paspaslayarak aynı temizliğe ulaşmak mümkün. Elbette paspasınızın temiz olduğuna emin olduğunuzda! Temizlik sonrası nemli bırakılan paspaslar bakteri üretimini kolaylaştıracak bir ortam yaratıyor. Bu nedenle temizlik için kullandığınız paspas ve bezleri 90 derecede yıkadıktan sonra güneş ışığında kurutmanız gerekiyor. Böylece paspasları daha hijyenik bir biçimde kullanmak mümkün.
Yemek yaparken sebzeleri bol suyla yıkamak gerekir. Böylece yiyeceklerin temiz olduğundan emin olabilirsiniz. Ama ya onları doğradığınız kesme tahtası yeterince hijyenik değilse? Doğru temizlenmediğinde kesme tahtaları hijyen olarak risk yaratabiliyor. Bıçak kesikleri, bakteri ve mikropların barınması için ne yazık ki elverişli bir ortam sunuyor. Bunun önüne geçmek için her kullanımdan sonra tahtayı bulaşık deterjanıyla köpürterek yıkamak ve iyice kurulamak gerekiyor. Haftada 2-3 kez de sirke ve limon tuzu karışımını sıcak suyla birleştirip ovmak da oldukça faydalı bir yöntem.